Bölgesel düalite sorunu ve Türkiye boyutu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
m ÖZET İklim, coğrafi şartlar, insan unsuru bakımından ortak özellikler taşıyan ve kendine özgü sosyo-ekonomik ve kültürel özellikleri olan, kentten büyük fakat ülke topraklarından küçük ülke parçası olarak tanımlanabilecek bölge kavramı; ekonomik yapılarına ve ekonomik gelişme seviyelerine göre iki açıdan incelenmektedir. Bölge; ekonomik yapılarına göre homojen bölge, polarize bölge ve planlama bölgesi, ekonomik gelişme seviyelerine göre ise gelişmiş bölge ve az gelişmiş bölge (gelişme halindeki az gelişmiş bölge ve potansiyel bakımdan az gelişmiş bölge) olmak üzere farklı biçimlerde incelenebilir. Az gelişmiş ülkeler düal (ikili) karakterli olup, düal karakter kendisini yapısal, teknolojik, sosyolojik, organizasyonel ve bölgesel açıdan göstermektedir. Özellikle bir ülkenin bölgeleri arasında sosyo-ekonomik gelişmişlik açısından iki farklı yapı bulunması anlamına gelen bölgesel düalite, az gelişmiş ülkelerde kalkınmayı engelleyen en önemli faktörlerden birisidir. Bölgesel düalite, yalnızca az gelişmiş ülkelere has bir olgu olmayıp, gelişmiş ülkelerde de mevcuttur. Bununla birlikte, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde daha önemli boyutlara ulaşmaktadır. İtalya'dan Fransa'ya, ABD'den Japonya'ya, İngiltere'ye kadar gelişmiş ülkelerde de bölgesel düalite sorunu ile karşılaşılmış, bu sorunun üstesinden gelinerek en gelişmiş bölge ile en geri kalmış bölge arasındaki gelişmişlik farkı 3-4 kat gibi makul bir seviyeye düşürülmüştür. Doğal, ekonomik, teknik, demografik, siyasal, sosyal, yapısal ve tarihsel faktörlere dayanan ve küreselleşme süreciyle birlikte hızla artan bölgesel düalite,IV ülkemizin en önemli sorunlarından birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye'de bölgelerin kalkınmışlık göstergeleri (kişi başına düşen milli gelir, sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksi, GSYİH'dan alınan paylar, insani gelişme endeksi vb.) incelendiğinde, Batı bölgelerimizin Doğu bölgelerimize göre daha gelişmiş olduğu ve aradaki gelişmişlik açığının bir türlü azaltılamadığı görülmektedir. Gerek planlı dönem öncesi, gerekse planlı dönemde sorunun önlenmesine yönelik çabalara rağmen bölgesel düalitenin boyutları gün geçtikçe artmıştır. ABSTRACT Concept of region which is of common characteristics from the point of view of climate, geographical, conditions, human factor and that can be defined as bigger than a city land but smaller than a country land, is examined in view of two point according to its economic structure and economic development level. Region may be examined different forms according to the economic structure as homogeneous, polarize, planning, according to the economic development level, on the other and, as developed and less developed (less developed in development and less developed on view of potential). Less developed countries are of dual character and the dual character shows itself on structural, technological, sociological, organizational and regional bases. Especially, regional duality which means being different among the regions of a country is one of the factors which obstructes the development there. Regional duality takes place not only less developed countries, but also developed countries. In addition to, it is more effective in less developed and developing countries. From Italy to France, from the USA to Japan and England, regional duality took place in developed countries too, but they overcame this problem and diminished differences of development between most developed region and least developed region, it has been reduced to a reasonable level of 3 to 4. Regional duality which is effected by natural, economical, technical, demographical, political, social, structural and historical factors and getting fasterVI during globalism is seen as one of the most important problems. When the development indicators (per capita income, socio-economic development index, gross domestic product by regions, human development index etc.) is examined, it is seen that West regions are more developed than East regions and that difference of development could not have been lessened unfortunately. Both prior to the planned period and during the planned period, inspite of the efforts towards to be stopped of the issue, dimensions of the regional duality widened they by they.
Collections