Küreselleşmenin emperyal boyutları: Aşırı liberalizm
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Özellikle son yirmi beş yıl göz önüne alındığında, küreselleşme söylemleri ile birlikte karşımıza Neo-liberal politikalar çıkmaktadır. Bu yaklaşım 1980'lerle birlikte oldukça etkili bir rol oynamış olup, liberalizmin yeniden ve daha yüzeysel olarak değerlendirilmesi, öne sürülmesi olarak da değerlendirilebilir. Neo-liberal politikaların hangi sosyal gerçeklikler sonucunda ortaya çıktığı, liberal politikalar ile benzeşen ve ayrılan noktalan, Küreselleşme söylemleri içerisinde nasıl yer aldığına bağlı olarak incelendiğinde daha anlaşılır sonuçlar doğurmaktadır. Neo-liberalizm kendisini, Küreselleşmenin bir ideolojisi olarak ortaya koymaktadır. Bu anlamda Kapitalizm, liberalizmin açmazlara girmesi sonucunda, kendisini yeniden üretmesi çabalarının bir sonucu olarak karşımızda durmaktadır. Yeni Dünya Düzeni olarak adlandırılan bu dönemde neo-liberal politikalar asıl olarak kurulması istenilen bu yeni düzen mantığı içerisinde kendisini göstermektedir. If especially, the last twenty five years is taken into consideration, we come across with the globalization discourse including Neo-liberal politics. This approach has portrayed an significant role during 1980's and it can be considered as re-evaluation of liberalism superficially. The social realities that lead to the surfacing of Neo-liberal politics, its similarities and differences compared to liberalism should be examined concerning its place in globalization discourse. Neo-liberalism identifies itself as an ideology of globalization. In this sense, Capitalism endevours to recover and improve itself as a consequence of the crisis in liberalism. In this period, called New World Order, neo-liberal politics places itself primarily in the new order that is considered to be founded.
Collections