Küreselleşmenin ulus-devlete etkilerine eleştirel bir bakış
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Son yıllarda ekonomik, toplumsal, siyasal ve kültürel alanlarda büyük oranda değişmelerle kendim gösteren küreselleşme, dünya gündemini belirleyen en önemli kavramdır. Küreselleşme tüm dünya toplumlarını etkileyen bir olgu olarak belirmektedir. Küreselleşme olgusu daha çok ekonomik alanda öne çıkmaktadır. Bu nedenle küreselleşme dinamikleriyle kapitalizmin dinamikleri özdeştirler. Kapitalizm tarihsel toplumsal bir sistemdir. Temel yapısı sermayenin belirli bir biçimde biriktirilmesine dayanır. Kapitalizm yapısında taşıdığı bu özelliği nedeniyle tarihte ortaya çıkmasından beri yayılmacı bir karakter taşır. Sermaye birikimi azalan kâr oranları eğiliminin durgunluk yaratıcı tehdidi altındadır. Bu durgunluklar giderek ekonomik krizlere yol açarlar. Ekonomik krizler ise tüm toplumsal üstyapıyı etkileyerek değişime zorlarlar. Bu anlamda kapitalizmin son yapısal krizi 1970'li yıllarla ortaya çıkmıştır. Kriz, sermayenin kendini yeniden değerleyebilme zorunluluğuyla küreselleşme baskısını yaratmıştır. Teknolojik devrim küreselleşme baskısındaki sermayeye büyük olanaklar sağlamıştır. Bu süreçte öne çıkan çok uluslu şirketler ve mali sermaye büyük bir ivme kazanmıştır. SSCB ve Doğu Bloğunun dağılması ise iki kutuplu dünya dengesinin bitmesini sağlamıştır. Açılan yeni pazar alanları da küreselleşen sermayeye büyük fırsatlar sağlamıştır. Bu süreçte liberalizm ve onun tüm politikaları rakipsiz bir ortamda yayılmaya başlamıştır. Küreselleşmenin sonuçlarından bir olan Yeni Dünya Düzeni uygulamaları, bu politikaların ABD tarafından Çevre ülkelere dayatılması olarak kendini göstermiştir. YDD küreselleşmenin merkez güdümündeki ideolojik, politik, askeri boyutudur. Küreselleşen sermayenin yeni birikim mantığı, ulus-devlet karşıtı YDD politikalarını zorunlu kılmıştır. Küreselleşme yarattığı küresel kriz ortamında, ulus-devletlerin sosyal niteliklerini ortadan kaldırarak kapitalizme nefes aldırmaya çalışmaktadır. Bekçi yada Jandarma devlete indirgenen Çevre ulus-devletleri borç kıskacı ve insan hakları baskısıyla küresel ve yerel düzeylerde küçülmeye zorlanmaktadır. Ancak tarih göstermektedir ki ulus-devletler kapitalist sınıfla yakından bağımlıdır. Kapitalizm devletsiz yapamaz. Bu nedenle süper dünya devletleri yaratılmaya çalışılmaktadır (AB, NAFTA, APEC). Oysa uluslaşma sürecini tamamlayamamış azgelişmiş ulusların devletlerini bu süreçte tarihsel rolleri henüz bitmemiştir. Önümüzdeki süreçte dünyayı ulus-devletler ile küreselleşen sermaye ve onun uluslarüstü kurumlarının mücadeleleri belirleyecektir. SUMMARY Nowadays, the most important concept determining the agenda of the world is the globalization, which the economic, social, political and cultural domains. Globalization appears to be affecting the whole societies of the world. The fact of globalization is much more considered in the economical domain. On account of this the dynamics of globalization are identical with those of capitalizm. Capitalizm is a historical and social system. The main structure of it is based on the accumilating the capital in a certain way. Capitalizm, because of having this feature in its structure, has had a character of diffusionism from the time of revealing in the history. The accumulation of capital is under the threat, creating stagnation, of the decending profit rate. These stagnations cause economic crisis in time. And economic crisis, force the whole social structure by influencing it. In this sense, the last structural crisis of capitalizm occured in the years of 1970,s. The crisis created the pressure of globalization with necessity of renewing the capital it self. Technologic revolution supplied a great deal opportunities to the capital which is under the pressure of globalization. In this process, the international firms and the capital accelerated. The scatterin of the USSR and the east block Caused to end the balance of the world two poles. The new markets supplied great opportunities to the capital which is getting global. In this process, liberalizm and its whole policies began to spread in the atmosphere having no opponents. The applications of New World Order, which is the one of results of globalization, reveals as the imposition of those policies to the other countries by U.S.A. N.W.O. is the is the ideological, political and military dimensions of the globalization. The new logic of accumulation of the capital globalizing necessitete the policies of NWO which are against the national state. Globalization in the atmosphere of the global crisis which it created, tries to comfort capitalizm disappearing the social features of the national state. The periphery states, periphery states, reduced to the guard or soldier state, are forced to become small in the level of global and local under the pressure of debt and human rights. But the history has been demonstrated that the national states are closely releated to the capitalist classes. Capitalizm can do anything without state. For this reason, it is tried to create super world states (EU, NAFTA, APEC). Whereas, the historical role of the underdeveloped countries whose nationalization process has not been completed yet play an important role in this historical process.
Collections