Attila İlhan`ın Türkiye`de aydın sorununa yaklaşımı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmamızın konusunu oluşturan aydın, aydının niteliği ve aydının tavrı, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sosyal bilimcilerin önemli tartışma konulanndan birini oluşturmaktadır. İnsanlığın varoluşuna kadar götürülebilecek olan aydın insan nitelemesinin, günümüze kadar çeşitli değişimler (evrim-devrim) göstererek tavrı ve niteliği açısından önemli farklılaşmalara uğradığı görülmektedir. Bu değişim sırasında, aydınlar, hem topluma bağlı olarak hem de toplumdan bağımsız olarak karşılıklı etkileşim içerisinde olmuşlardır. Bu çalışmada, aydın sorunu tarihsel süreçte ele alınmış ve her dönemin kendine özgü aydın profili ortaya konulmuştur. Yaşadığı döneme tanıklık eden aydın, toplumu yönlendirme durumundadır. Bu nedenle aydın, gerek Batı'da, gerek Türkiye'de tartışma konusu olmuştur. Tarihsel sürece denk düşen dönem kendi koşullarına uygun aydın tipi yetiştirmiştir. Türkiye'de aydın sorunu üzerine yapılan tartışmalarda öne çıkan Attila İlhan'ın aydınlara bakışı, konuya açıklık getirmesi bakımından ilgi odağı olmuştur. İlhan, Batı'daki toplumsal koşullar ile Türkiye'deki toplumsal yapının oluşma koşullarının farklı etkenlere bağlı olduğuna dikkat çekmektedir. İlhan'a göre Türk aydını bu farklılığı görmemekte ve Batılı görüşlerle Türk halkını anlamaya çalışmaktadır. Tüm bu değerlendirmeler ışığında İlhan, Türkiye'deki aydınlar ve aydınların niteliği konusunda son derece olumsuz bir tablo ortaya koymaktadır. Ancak yine de İlhan, ulusal değerlere önem veren, halktan çıkan ve halkın sesi olan birçok Anadolu aydınına değinmeden geçemez. Bu çerçevede İlhan için en başat Türk aydını, Mustafa Kemal Atatürk'tür. Bu çalışmada, eserleri, yaşam felsefesi, bilimselliği; olaylara, kavramlara, olgulara tarafsız ve eleştirel yaklaşımı ile öne çıkan, Türk düşüncesinde özgün bir yeri bulunan İlhan'ın Türk aydını konusundaki yaklaşımı ele alınmıştır. The intellectual, the quality of the intellectual and his/her attitude to social problems, which constitute the subject of our study, are important subjects of sociologists in Turkey as well as in the world. It seems that the qualification `intellectual man` ean be, traced back to historical beginnings, various changes, both evolutionary and revolutionary. Throughout the process of change intellectuals have been in interaction regardless whether they were dependent or independent on particular social conditions. In this study, the problem of the intellectual has been taken up in a historical process and the profile of the intellectual in each period has been disclosed. The intellectual, who represents his times, has the role of guidance in his society. For this reason, intellectuals both in West and the Turkey have been a matter of discussion. Each period has grown a type of intellectual suitable to porticular conditions. In discussions of the intellectual problems of Turkey, Atilla İlhan' s points of view about intellectuals is a focus of interest because it clears the matter. İlhan collsattention to conditions in Western and in Turkish society which depend upon different factors. He claims that the Turkish intellectual leans toward imitation of western ideology instead of its technology. In the light of all these evaluations, İlhan draws a negative picture. However, he draws attention to the Anatolian intellectual who is the voice of the public and pays attention to national values. In this case, for İlhan, the first Turkish intellectual is Mustafa Kemal Atatürk. In this study, İlhan, who became popular with his works, his philosophy and scientific attitude, his impartial and critical approaches to the events, concepts and facts, and who has an original place in Turkish thought is evaluated with an emphasis on his approach to Turkish intellectuals.
Collections