Türkiye`de basın iktidar ilişkisi (1950-1954)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
TÜRKÇE ÖZET TÜRKİYE'DE BASIN İKTİDAR İLİŞKİSİ (1950-1954) Batıdan farklı olarak, Türkiye'de basın, siyasi otoritenin meşruiyet aracı olarak doğmuştur. Birinci `Jön Türk` muhalefeti ile muhalif basın ortaya çıktı. Bu gelişme beraberinde sansür uygulamalarını getirdi. II. Abdülhamid döneminde devletin içinde bulunduğu iç ve dış şartlar gerekçe gösterilerek sansür uygulamaları sertleştirildi. İlk `Basın Kanunu` II. Meşrutiyet Döneminde çıkarıldı. Ancak, bu dönemde saray merkezli bir basının yerini, parti merkezli basın aldı. Milli mücadele döneminde ilk defa özellikle Anadolu basını Ankara merkezli siyasi otorite ile uyum içinde görüldü. Cumhuriyetin ilanından sonra siyasi muhalefetle birlikte muhalif basın da gelişmeye başladı. Ancak takrir-i Sükûn Kanunu ile muhalif basın siyasi muhalefetle birlikte sıkı bir denetim altına alındı. 1931 yılında kabul edilen `Matbuat Kanunu` ile gelişmeye başlayan basın hürriyeti, çıkartılan yeni kanunlarla sınırlandırıldı. II. Dünya Savaşından sonra esen liberalleşme rüzgarları Türkiye'yi de etkiledi. Siyasi muhalefetle muhalif basın cesaretlendi. Bu süreç, 1950 yılında kansız iktidar değişimini getirdi. DP iktidarı çıkardığı yeni `Basın Kanunu` ile basın hürriyetini genişletti. Ancak bir süre sonra siyasi iktidarın basın hürriyetini daraltan girişimleri başladı. Basın hürriyetini sınırlandıran girişimler genellikle siyasi otoriteden kaynaklanır. Ancak, basının kendi kendini denetlememesi basının mali açıdan siyasi iktidara bağımlı olması sansür uygulamalarına zemin hazırlamıştır. Bu sebeple sansür uygulamalarının azaltılabilmesi,için basın kendi içinde demokratik bir yapı oluşturmalı. Siyasi iktidara mali bağımlılığı azalmış, kamu hizmeti yapan bir sivil toplum örgütü haline gelmelidir. Devlet de basının tekelleşme eğilimlerine kesinlikle izin vermemeli, basın demokrasinin gelişmesi için vazgeçilmez bir kurum olduğunu gözden uzak tutmamalıdır. ABSTRAKT THE RELATIONSHIP OF PRESS AND POWER (1950-1954) The press in Turkey was born as a legitimacy instrument different from the west. The opposing press came out with the first ` Jön Türk` opposition. This progress brought censor applications together with it. During Abdiilhamid II period having been shown the reasons of interior and exterior conditions which the country in, the censor applications were hardened. The first `Press Law` was put into force in the II. Constitutinoal Governvent. However, party centered press replaced palace centered press in this period. During the National Fighting, especially the Anatolian Press was been in harmony with the Ankara centered political authority for the first time. After declaration of the republic, opposing press began to develop together with political opposition. However opposing press was taken a very strict under control with Takrir-i Sükûn Law together with political oppocition. Press indepence was limited with `Press Law` accepted in 1 93 1. Press independence which began to develop with `Press Law` accepted in 1 93 1 was limited with the new laws down. The liberalism winds which blew after the Post World War affected Turkey, too. Political opposition and opposing press took courage. This process brought a bloodless power exchange in 1950. DP (Democratic Party) dilated press independence with the new Press Law laid down. However, after awhile the initatives of the political power which limited the independence of the press started.The initatives which limit the independence of the press generally arise from the political authority. However not only non self-control of the press and also being depented on the political power from the point of finance prepared a ground for censor applications. For this reason, press should build a democratic by itself to reduce and try to be aciyil society institution whose dependence to the political power from the point of finance reduce and doing public service. The government definitely shouldn't give permission to the trend of monopolization of the press, shouldn't take into consideration that it is an ungiven up institution for the democratic developments of the press.
Collections