Sınır aşan sular ve Ortadoğu`da su sorunu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Sınır aşan sular konusunda, gerek uluslar arası hukuk ve gerekse taraf olan hukuksal düzenlemeler açısından, faydalanma veya kullanımla ilgili olarak Türkiye'nin egemenlik hakkını bağlayıcı bir hüküm yoktur. Birleşmiş Milletler çerçevesinde yürütülen yasa tasarısı hazırlama çalışmaları kısa bir süre sonra tamamlansa da tasarının bağlayıcı hükümler içermediği bilinmektedir. Genel hükümler içermekte, ilgili devletlere bu genel hükümler çerçevesinde anlaşma yapılması gerekeceğini hükme bağlamaktadır. Suriye ile İrak, Fırat ve Dicle nehirleri üzerinde Türkiye'nin egemenlik hakkını görmezlikten gelen ve konuya siyasi bağlamda yaklaşıp özellikle Fırat sularının matematiksel paylaşımını öngören tutumları üç ülke arasındaki ilişkilerin odak noktası haline gelmesini sağlamıştır. Irak Körfez Krizinden önce Türkiye'yi savaşla tehdit etmiş, Suriye `'Suya karşı PKK` politikası izlemeye devam etmiştir. Türkiye ise; suların matematiksel paylaşımını reddetmiş, bölgesel ölçekle, Fırat- Dicle Havzası sınır aşan sularının optimum, akılcı, hakça kullanımı ya da üç aşamalı planı olarak bilinen öneri paketini savuna gelmiştir. Üç aşamalı plan; taraflar arasında bütün bölgesel su kaynaklarının ortak envanterinin çıkarılmasını, ardından bütün havzada tarıma elverişli toprakların gözden geçirilerek sınıflandırılmasını ve arazi kullanım ve ürün çeşidine bağlı olarak havzanın toplam su tüketimi ihtiyacının tartışılmasını, ardından bütün havzada tarıma elverişli bütün toprakların gözden geçirilerek sınıflandırılmasını ve böylece yapılacak ayrıntılı çalışmalardan sonra su ihtiyaçlarının belirlenmesini ve ihtiyacın karşılanmasını öngörmektedir.
Collections