Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi karşısında ceza yargılaması hukukumuzda tutuklama
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Ceza Yargılaması Hukuku'nun koruma önlemlerinden olan `Tutuklama`, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını sınırlandırması nedeniyle çok dikkatli ve özen gösterilerek uygulanması gereken bir tedbirdir. Tutuklama tedbirine verilen önem nedeniyle, tanzimi yalnızca yasa koyucunun takdirine bırakılmamış, Anayasada da düzenlenmiştir (1982 Anayasası 19.m. ve CMUK.104 vd.). Yine 1982 Anayasasının 90. m. gereğince, usulüne uygun olarak yürürlüğe girerek iç hukukumuzun bir parçasını oluşturan ve mahkemelerce doğrudan uygulanırlık niteliğine sahip Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)'nin 5. maddesinde, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ile bu hakkın kısıtlanmasını (Tutuklama - Yakalama) hüküm altına almıştır. Biz tezimizde tutuklama kurumunu AİHS ile karşılaştırmalı olarak gerek normatif, gerekse tatbiki açıdan inceledik. Bu bağlamda, tutuklama kavramı ile kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının tarihsel gelişimi, hukuki niteliği, tutuklamanın koşulları, nedenleri, çalışma konumuza dahil edildi. Tutuklama geçici olma özelliğine sahip bir önlem olması sebebiyle, belirli bir süre ile sınırlıdır. Bu sürenin değerlendirilmesi bakımından, tutuklunun hakim önüne çıkarılması, tutuklamanın devamının denetimi, tutuklama kararına karşı itiraz ve tutuklulukta `makul süre`, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu ve Mahkemesi kararları açısından irdelenmiştir. Tutuklamaya ve tutuklamanın devamına karar verebilmek için, sanığın kaçma şüphesi ve delillerin karartılması tehlikesini gösteren somut bir takım olguların gerçekleşmesi gerekir. Ancak uygulamada bu hususa pek özen gösterilmemekte, adeta matbu, kalıplaşmış ifadelerle, soyut olarak tutuklama ve tutukluluk durumunun sürdürülmesine karar verilmektedir. Ayrıca tutuklamanın koruma tedbiri olma niteliği gözardı edilerek, tatbikatta cezai amaçla kullanılmaktadır. Tutuklunun kısa bir sürede yargıç önüne çıkarılması önemli bir güvencedir. Mevzuatımızda bu süreler, olağanüstü rejimdurumlarında, 96 saat ve 30 güne kadar uzatılabilmektedir. Bir koruma tedbiri olan tutuklamanın geçici olma özelliği gözardı edilmemelidir. Yargılamanın makul sürede bitirilmesi ve tutukluluğun makul süre ile sınırlandırılması konusunda da özellikle yargı mercileri tarafından gereken özenin gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz. SUMMARY `Detentioning`, one of the protectionary measures of the Criminal Procedures Law, is a legal instrument to be implemented very canngly and sparingly since it is a mesure restricting the rights of security and liberty of individuals. Due to the importance placed an the detentioning. it's implementation has not been left solely to the discretion of the legislator but it has been put amongst the provisions of the Constitution (1982 Constitution Article 19, Criminal Procedures Law 104.). Again in pursuant to the 90th article of the 1982 Constitution, duly applicable and forming a part of our domestic law as well as having directly implemented at courts. The European Convention For The Protection Of Human Rights and Fundamental Freedoms (Article 5) set forth provisions in restricting the rights of security and liberty of invdividuals (detentioning - arresting). In our treatire; we evaluated the institution of detentioning in both normative and applied sense in comparison with Eeuropean Convention of Human Rights. In this context, our field of interest covered the concept of detentioning; historical development of the right of security and liberty of individuals; its legal characteristics, conditions of detentioning as well as causes culminating in detention. Since detention is a provisional measure it is valid only for a restricted period of time. From the point of evaluating this period; making the person who is under detention stan trial at court; the supervision of the maintenance and continuation of the detention; objecting to the decision of detention and `reasonable time` of detention have all been evaluated and appraised in terms of European Comission of Human Rights and European Court of Human Rights. In order to rule a decision of detention and continuation thereof; a number of tangible phenomena, i.e. the suspicion of running away from justice as well as clouding and obstructing the evidences must be imminent.IV However, this fact is often overlooked in application and it is often ruled to make the `detention` continue through stereotyped, abstract and trite statements. Besides, the fact that detention is a precautionary measure is also overlooked, used as a form of retribution in application. Making the person who is under detention appear at court is an important guarantee. The period making the person who is under detention appear before the judge may be extended from 96 hours to 30 days during the state of emergency. The detention, a protectionary measure in itself should be considered as provisional and trial should be completed within a reasonable period of time. We also believe utmost care should be paid in restricting the detentioning to a reasonable time.
Collections