İntravasküler kateter infeksiyonları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kliniklerinde yatarak tedavi gören ve intravasküler kateter takılan 100 hasta çalışmaya alındı. Çalışma Eylül 1992-Nisan 1993 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Çalışmada katetere bağlı infeksiyonlar, katetere bağlı sepsisler, kateter infeksiyonlarından sorumlu etkenler ve çeşitli faktörlerin infeksiyon gelişmesi üzerine etkisi araştırıldı. Çalışmamızda modifiye KK yöntemim kullandık. İntravasküler kateter steril şartlar altında çekilerek kültürü yapıldı. Bu yöntemde 10 cfu / mi üstü tüm üremeler kateter infeksiyonu kabul edilirken! kan kültüründe üreme varsa ve hastanın kliniği de destekliyorsa KBS olarak kabul edildi. Kan kültürü negatif ise ve sadece kateter ucunda üreme varsa KBÎ olarak değerlendirildi. Hastalara ait bazı hazırlayıcı faktörler (diyabet, böbrek yetmezliği gibi altta yatan hastalıklar, steroid, antibiyotik, antifungal tedavi alınımı ve varsa cerrahi müdahale), kate tere bağlı bazı özellikler (kateterin lokalizasyonu, yapısı, cinsi) ve kateterizasyon süreleri kaydedildi. Çalışmamızda santral kateterlerde KBS %4.54, periferik kate- terlerde %0 olarak tespit edildi. Santral ve periferik kateterlerde KBİ ise % 26 olarak bulundu. KBS'li üç olgunun ikisinde S. aureus, birinde ise Pseudomonas spp. üretildi. Kateter infeksiyonlarında üretilen51 mikroorganizmalar içinde %33.33'lük oran ile CNS'lar ilk sırayı alırken, Enterobacter spp. %16.67, Acinetobacter spp. %11.91'lik oranlar ile ikinci ve üçüncü sırayı aldı. Çalışmaya alınan hastalarda bazı hazırlayıcı faktörlerin, kateter özelliklerinin ve kateterizasyon süresinin etkisi is tatistiksel olarak anlamsız bulundu. Sonuç olarak; katetere bağlı infeksiyon ve sepsis hastanemiz için önemli bir sorundur. Bu nedenle kateterlerin gereksiz yere takılmaması ve kateterizasyon süresinin mümkün olduğu kadar kısa süre tutulması KBS ve KBİ oranlarım azaltabilir.
Collections