Psoriasis Vulgaris`de kalsipotriol pomad ve kalsipotriol pomad+UV tedavisinin etkinliği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
79 VH-ÖZET Plak tipi P. vulgaris'li hastalarda kalsipotriol pomad ve kalsipotriol pomad+UV tedavisinin elkinliğini araştırmak amacıyla, Aralık 1994-Temmuz 1995 tarihleri arasında Cumhuriyet Üniversitesi Dermatoloji polikliniğine başvuran klinik olarak P. vulgaris tanısı konan ve histopatolojik olarak taunun desteklendiği toplam 40 hasta çalışmaya alındı. Plak tipi P. vulgaris'i bulunan 20 hastaya kalsipotriol pomad, diğer 20 hastaya da kalsipotriol pomad+UV tedavisi 6 hafta sureyle uygulandı. Kalsipotriol grubuna kalsipotriol pomad (50jjgr/gr) topikal olarak günde iki kez 6 hafta sûreyle uygulandı. Kalsipotriol+UV grubuna topikal olarak günde iki kez uygulanan kalsipotriol pomadla (50jıgr/gr) birlikte haftada dört kez UV 6 hafta süreyle toplam ortalama 3,38±3,75jul/cm2 dozunda UV (%90 UVA+ %10 UVB) tedavisi uygulandı. Tüm hastalarda lezyonlardaki klinik iyileşmenin değerlendirilmesi tedavi öncesi ve tedavi süresince her haftanın sonunda ölçülen PASI skorlama sistemine göre yapıldı. Tedavi öncesi ve sonrası her iki gruptaki hastaların psoriatik lezyonlanndan alman biyopsi materyalleri hemotoksilen eozk boyası ile boyanarak, histopatolojik olarak incelendi. Tüm hastalardın tedavi öncesi ve sonrası lezyonlu ve lezyonsuz derilerinden alman biyopsi materyalleri toludin mavisi ile boyanarak, MHleri sayılarak kantitalif olarak değerlendirildi. Her iki tedavi grubunda da altı haftalık tedavi sonunda tedavi öncesindeki PASI değerlerine göre PASI değerleri istatistiksel olarak anlamlı düşme gösterdi (p<0,05). Kalsipotriol grubunda tedavi öncesi 11,5 olan ortalama PASI değeri, 6 haftalık tedavi sonunda 0,97ye düştü. Kalsipotriol+UV grubunda 10,99 olan tedavi öncesi ortalama PASI değeri, 6 haftalık tedavi sonunda 0,72'ye düştü. Kalsipotrol pomad ve kalsipotriol pomad+UV tedavilerinin PASI değerlerindeki düşürücü etkileri bakımımından aralarında istatistiksel olarak fark bulunamadı (p>0,05). Altı haftalık tedavi sonunda kalsipotriol grubundaki hastaların 2 (%10)'si tam olarak, 16 (%80)'sı belirgin derecede ve 2 hasta (%10) orta derecede iyileşme gösterdi. Kalsipotriol+UV grubundaki hastaların klinik olarak 7 (%35)'sinde tam olarak, 10 (%50)'unda belirgin derecede ve 3 (%15)'ünde ise orta derecede iyileşme gözlendi.80 Tedavi öncesinde tüm hastalarda bulunan P. vulgaris'in karakteristik histopatolojik bulguları, her iki tedavi şekliyle de altı haftalık tedavi sonrasında önemli derecede düzelme gösterdi. Bu düzelme klinik iyileşme ile uyumluydu. Tedavi öncesi her iki gruptaki tüm hastalanıl lezyonlu derilerindeki MH sayısı, lezyonsuz derilerindeki MH sayışma kıyasla istatistiksel olarak yüksek bulundu (p<0,05). Bu yükseklik oranı kalsipotriol grubunda %80, kalsipotriol+UV grubunda ise %85'di. Her iki tedavi grubunda da altı haftalık tedavi sonrası tedavi uygulanan lezyonlu deride bulunan MH sayısında, tedavi öncesi lezyonlu derilerindeki MH sayışma göre istatistiksel olarak anlamlı bir düşme oldu (p<0,05). Kalsipotriol grubunda 4,01 olan tedavi öncesi lezyonlu derideki ortalama MH sayısı altı haftalık tedavi sonunda 2,60'a düştü. Kalsipotriol+UV grubunda 4,69 olan tedavi öncesi lezyonlu derideki ortalama MH sayısı, tedavi sonunda 2,96'ya düştü. Bu düşme oram kalsipotriol grubunda %85, kalsipotriol+UV grubunda %90'dı. Tedavi sonrası MH sayısında düşürücü etki bakımından her iki tedavi şekli arasında istatistiksel olarak önemli bir fark bulunamadı (p>0,05). Hem kalsipotriol hem de kalsipotriol+UV grubunda 6 haftalık tedavi sonunda Ca ve P metabolizmasında değişiklik olmadı. Hem kalsipotriol, hem de kalsipotriol+UV tedavi grubunda yanma, kaşıntı, perilezyoner irritasyon gibi tedavinin ilk 2 haftası içinde ortaya çıkıp, tedavi devamında hafifleyerek kaybolan, tedaviyi kesmeyi gerektirmeyecek yan etkiler tespit edildi. UV verilen grupta herhangi bir fototoksik reaksiyona rastlanmadı. Hafif ve orta şiddetteki kronik plak tipi P. vulgaris tedavisinde hem kalsipotriol pomad, hem de kalsipotriol pomad+UV kombine tedavisi klinik ve histopatolojik olarak etkili bulundu. Altı hafta süreyle hem tek basma uygulanan kalsipotriol pomad hem de UV ile kombine kullanılan kalsipotriol pomad tedavisi, tedavi öncesi psoriatik lezyonlarda lezyonsuz deriye göre yüksek olarak bulduğumuz MH sayışım klinik ve histopatolojik iyileşme ile uyumlu olarak azalttı. Altı haftalık tedavi sonunda MH sayısındaki azalmanın, klinik ve histopatolojik iyileşme ile birlikte olması MHlerinin psoriasis patogenezinde önemli rol oynayabileceğini düşündürmektedir.
Collections