Mesanenin papillom ve değişici epitel hücreli kanserlerinde mikrospektrofotometri yöntemi ile ölçülen DNA değerlerinin tümör Grade`i ve Stage`i ile ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
66 ÖZET Çalışma, mesane DEHK tanısı alan olgularda proliferatif belirleyici bir yöntem olan mikrospektrofotometre yöntemi kullanılarak elde edilen verilerle olguların grade ve stage ilişkisini değerlendirmede ve progresyonunu belirlemede yardımcı olabilecek gruplar arası eşik değerlerin bulunup bulunmayacağını araştırmak amacı ile yapıldı. Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı'nda 1 Ocak 1987 ile 31 Aralık 1994 tarihleri arasında papillom ve mesane DEHK tanısı alan olgulardan yeterli materyali bulunan 104 olgu çalışma grubuna dahil edildi. Kontrol grubu olarak, daha önce sistit tanısı almış ve yüzey epiteli normal görünümde olan 30 adet olgu değerlendirildi. Olguların makroskopik ve mikroskopik bulguları ile klinik bilgilere ait verileri patoloji rapor kayıtlarından elde edildi. Mesane DEHK'li olguları grade'lemede WHO stage'leme de Jewett sınıflaması kullanıldı. Çalışmaya dahil edilen olguların mikrospektrofotometrik değerlendiril melerinin yapılabilmesi için formalinle fikse olduktan sonra parafinize edilen bloklardan hazırlanan kesitlere, hücrelerdeki RNA uzaklaştırıldıktan sonra nükleuslardaki DNA'lann boyanması için gallosiyanin kromalum boya kompleksi uygulandı. Daha sonra boyalı preperatlardan her olgu için seçilen ortalama 100 neoplastik hücrenin nükleusu, mikrospektrofotometre cihazında 550 nm. dalga boyunda ölçülerek DNA ODD'leri tespit edildi. Çalışmada değerlendirilen mesane DEHK'li 104 olgunun 85'i erkek, 19'u kadın olup E/K oram 4.3/1 olarak tespit edildi. Olguların 62'sinin 50 ile 69 yaş arasında bulunduğu, en genç olgunun 30 en yaşlı olgunun ise 90 yaşında olduğu gözlendi. Olgulara ait materyallerin 3'ü sistektomi, 4'ü biopsi ve 97'si TUR materyali idi. Mesane DEHK'li olguların ölçülen ortalama DNA ODD'leri ile olguya ait grade'ler arasında pozitif bir korelasyonun bulunduğu gözlendi. Gruplar arasında ikişerli değerlendirme yapıldığında, papillom ile grade I arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farkın bulunmadığı fakat diğer ikişerli gruplar arasında oldukça anlamlı bir farkın bulunduğu gözlendi. Ancak her bir gruba ait ortalama DNA67 ODD'lerinin geniş dağılımlar göstermesi, özellikle grade I ile grade II nin en küçük ve en büyük değerlerinin birbirine yakın olması özellik arzetmektedir. Olguların ortalama DNA ODD'leri ile stage'leri arasında da pozitif yönlü bir korelasyonun bulunduğu ve her bir stage grubu ikişerli olarak karşılaştırıldığında, aralarındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı bulunduğu gözlendi. Mesane DEHK'li olguların 15 'inde yassı epitel metaplazi odaklan izlendi. Bu olgulara ait DNA ODD'lerinin kendi grup ortalamalarının üzerinde olduğu dikkati çekmektedir. Olgulardan 10 tanesinde damar invazyonu belirlendi. Bu olgulara ait DNA ODD'lerinin kendi grup ortalamalarının çok yakınında veya üstünde olduğu gözlendi. Mesane DEHK'li olguların ortalama DNA ODD'leri ile kontrol grubuna ait olguların ortalama DNA ODD'leri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Elde edilen verilere dayanarak mesane DEHK'lerinde grade ve stage arttıkça olguların DNA ODD'lerinin de arttığı dikkati çekmektedir. Ancak grup içi değerlerin oldukça geniş bir aralığa yayılması ve gruplar arasmda belli eşik değerlerin saptanamaması nedeniyle, yalnızca olguların mikrospektrofotometrik DNA değerlerine dayanarak mesane DEHK'lerinde kesin bir grade'leme ve stage'lemeye gidilemeyeceği, beraberinde diğer proliferasyon belirleyicileride kullanılarak oldukça geniş serilerde uzun süreli takipler yapıldığında bu yöntemin daha iyi değerlendirilebileceği ve progresyon yönünden oldukça anlamlı değerlere ulaşılabileceği sonucuna varıldı.
Collections