İnflamatuar hastalıklar ve deri tümörlerinin USG ile değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
70 VII. ÖZET Tıpta birçok alanda, tanı aracı olarak yaygın kullanılan USG dermatolojide de değişik hastalıkların değerlendirilmesinde kullanılabilir bir metoddur. Bu çalışmada normal deri, derinin inflamatuar hastalıkları, deri tümörleri ve diğer dermatolojik hastalıkların ultrasonografik özelliklerini saptamayı amaçlanmıştır. Bu amaçla dermatoloji polikliniğine başvuran ya da serviste yatarak tedavi gören 240 hasta çalışmaya alındı. Hastaların yaşlan 4 ay ile 78 yaş arasında değişmekte olup ortalama yaş 41.88±3.06'dir. Bunların 160'ı (%66.7) erkek, 80'i (%33.3) kadmdı. Bu hastaların 42'si inflamatuar hastalık, 31 'i seboreik keratoz, 31 'i fibromatöz hastalık, 20'si kist, 30'u verili, 10'u hemanjiom, 30'u lipom ve 16'sı deri karsinomuydu. 240 lezyonun 16'sı malign, 224'ü benigndi. Lezyonlar, 7.5 Mhz'lik lineer prob içeren ultrasonografi aletleri kullamlarak incelendi. Lezyonlar ultrasonla incelenirken kalınlık, çap, ekojenite, kenar, internal ve posterior ekoya bakıldı. İnflamatuar hastalıklar tedavi sonrası da incelendi. Bu lezyonlarm kesin tanısı histopatolojik inceleme ile yapıldı. Deri (epidermis+dermis) heterojen hiperekoik, subkutis ise hipoekoik bir bant şeklinde görüldü. İnflamatuar hastalıkların USG görünümünde, kutis ve subkutisde kalınlaşma, subkutise göre ekojenitede artma ve korium ile subkutis arasmdaki sınırda kaybolma görüldü. Seboreik keratoz için patognomonik olan pagoda eko'yu bu olguların %80'de saptandı. Lipomlann %83.3'de kapsül saptandı. En ince (2.87±0.18) ve en küçük çaplı ( 5.97±0.30) lezyonlar verrülerde saptandı. En kalın (12.57+0.90 mm) ve en büyük çaplı ( 24.07+3.78 mm) lezyonlar71 ise inflamatuar hastalıklarda saptandı. Tüm olguların %72.1'i hipoekoikdi. 149 olgu (%62.2) regüler, 90 olgu (%37.8) irregüler kenarlıydı. Olguların %76.3'ü koriumda, %22.'si subkutan dokuda, %1.3'ü de korium+subkutan dokuda tespit edildi. Bizim kullandığımız 7.5 Mhz USG, bugün için benign-malign ayırımı yapamadığı için biopsi alınımın da önüne geçememektedir. Fakat USG, lezyonlann büyüklüğünün, alt kenarlarının tam tespitinin, ve lezyonlann kalınlığının noninvaziv ölçümüne imkan sağlamaktadır. Ayrıca inflamatuar hastalıkların tedavi takibinde yardımcı olmaktadır. USG ile deri lezyonlan kolay, ucuz ve doğru olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle yeni araştırmalarda da bize yardımcı olacaktır. Deri ile ilgili herhangi bir araştırmada, derinin noninvaziv kalınlığının ölçümü ve derideki değişikleri değerlendirmede 7.5 Mhz kullabilir. Bizim bu çalışmamız deri ve USG ile ilgili yeni çalışmalara gerek olduğunu, teknolojideki gelişmeler eşliğinde tanıya daha çok yardımcı olacağım düşündürmektedir.
Collections