Modern sanatta biyomorfik soyutlama stili
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Sanat, ortaya çıktığı çağlardan beri doğanın -az ya da çok- etkisinde yol almaktadır. İnsan sanat serüvenine, içinde yaşadığı evren denilen bu kozmik akvaryumun içerisinde her zaman kendine, çevresine yakın olan objeleri yansıtarak çıkmıştır yola. Bu durum mimetik kaygılar olduğu kadar, içerisinde sezgisel kaygılar da barındırmaktadır. İlkel çağlardan beri süregelen şekiller, semboller ve biçimsel anlatımlar –bilhassa canlı, organik yapıdaki nesneleri referans gösteren- biçim ile düşünce arasında bir yerde oluşturulmuştur. Tarihin ilk biçimsel soyutlamaları bu noktada meydana gelmiştir. Yapılan arkeolojik çalışmalar, Azil kabilesine ait petroglifler ve üzerlerinde çeşitli şematize figürlerin bulunduğu çakıl taşları, antropolog Alfred Haddon tarafından ilk kez `biyomorfik` terimi ile tanımlanmıştır. Ardından eleştirmen Geoffrey Grigson bu terimi plastik sanatlar çerçevesinde Miro ve Hellion gibi sanatçıların stillerine bağlı kalarak kullanmıştır. Müzeci Alfred Barr ise soyut sanatın içerisinde, kıvrımlı ve oval formlara `amoebea'nın silüeti` olarak biyomorfik teriminin sınırlarını öznel bir yorumla daraltmıştır. 60'lı yıllara gelindiğinde ise İngiliz sanat eleştirmeni Lawrence Alloway, biyomorfizmin etimolojik bir tahlilini yaparak sürrealizm geleneğine daha yakın bulmuştur. Andre Breton'un bilinçdışı birikimlerin açığa çıkması yönündeki sürrealist manifestosundan yola çıkarak, biyomorfik soyutlamaları, spontan ve rastlantısal tekniklerle ulaşılan bilinçdışı fikir kümeleri olarak tanımlamıştır. Tüm bu tanımlamalara rağmen biyomorfik soyutlamanın hangi akımsal-sanatsal geleneğe bağlı olduğu sorusu terim içerisinde boşluk yaratmaktadır. Modern sanat çerçevesinde, eserlerinde biyomorfik soyutlama stilinin ağır bastığı sanatçılar; Kandinsky, Miro, Tanguy, Arp, Calder, Ernst, Matta şeklinde sıralanmaktadır. Kimi sanatçılar nesneden yola çıkarak biyomorfik soyutlamalar yaparken, kimisi bütünüyle sezgisel-düşünsel bir yaklaşımla biyomorfik biçimlere ulaşmış ve eserlerine yansıtmıştır. Kandinsky biyomorfik elemanlara biyolojik canlılardan yola çıkarken, Tanguy bu stile, bütünüyle düşsel görünen, taşlaşmış duygu yığınları şeklinde bir yaklaşım içerisinde olmuştur. Miro ve Calder ise biyomorfik soyutlamaları evren ve uzaydan referansla `konstelasyon` isimli serilerinde, belirgin bir şekilde kullanmıştır. Arp, denizanasına benzer imgeler resmetmiş, Ernst ise içinde bulunduğu çalkantılı dönemleri, takıntıları protest bir tavırla, kendi biyomorfik üslubuyla tuvaline yansıtmıştır. Biyomorfik üslubu benimseyen sanatçılar, Modern sanatın karasularında kendilerini bu şekilde ifade etmişlerdir. Uygulama çalışmaları ise, otomatist ve çoğunlukla düşsel bir kaygıyla oluşturulmuştur. Anahtar Kelimeler: Biyomorfik, Biyomorfik Soyutlama, Soyut Sanat, Sürrealizm, Modernizm, Amoebea, Mimetik. Since Art first appeared in old ages it has advanced more or less under the influence of the nature. Human being started art adventure by reflecting the objects close to them and their environment in the cosmic aquarium which is called universe. This situation not only contains mimetic but also intuituonal concern. The shapes, symbols and stylistic expessions continuing since primitive ages – especially the ones giving referance to living, organic forms, have been formed in a place between shape and idea. The first formal abstraction in the history occured in that point. The archaelogical excavations, petroglyph belonging to Azille Tribe and the pebble Stones carring various schematic figures were first defined as `biomorphic` by anthropologist Alfred Haddon. Later, critic, Geoffrey Grigson, used this term within the scope of plastic arts by adhering to artists like Miro and Hellion. On the other hand, museum runner Alfred Barr has commented curve and oval forms in the art as `amoebea's silhouette`. In 1960s, English Art Critic, Lawrence Alloway found biomorphism closer to surrealism by doing an ethimological analysis. Based on the Andre Breton's sürrealist manifesto in direction of unconscious experiences' coming to light, he described biomorphic abstractions as unconscious idea schemas that are reached thanks to spontaneous and random techniques. Despite all these definitions, the question biomorphic abstractions based on which streamlined –artistic custom, creates a gap in the term. Among the artists who use biomorphic abstraction more in their works within the scope of Modern Art, Kandinsky, Miro, Tanguy, Arp, Calder, Ernst, Matta are ordered respectively. While some artists do biomorphic abstractions by looking at objects, others reach biomorphic forms in a totally intuitional – intellectual approach and reflect them to their works. Kandinsky describes biomorphic elements by taking biological creature as references, but Tanguy approaches this stile as emotion collection seeming totally fantastic and petrified. On the other hand, Miro and Calder clearly used biomorphic abstraction in their serials called `constellation` with the referance of universe and space. Arp, drew images resembling jellyfish and Ernst reflected his diffucult periods and obsessions in a protest way and his biomorphic style. The artists choosing biomorphic style, express themselves in this way in the field of modern art. As to the artworks in studies were formed with automatist and mostly imaginary genre.Key words: Biomorphic, Biomorphic Abstraction, Abstract Art, Surrealism, Modernism, Amoebea, Mimetic.
Collections