Tonsil ve adenoid hipertrofili çocuklarda paranazal sinüs bilgisayarlı tomografilerinde ki anatomik varyasyonlar
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu prospektif çalışma Cumhuriyet Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kulak Burun Boğaz kliniğine Ocak 2010- 0cak 2011 tarihleri arasında başvuran yaşları 7-15 arasında değişen ve geçirilmiş ya da geçirilmekte olan sinüzit öyküsü bulunan 80 çocuk hasta üzerinde yapılmıştır.Nazofarengeal tonsil hipertrofisi ve sinüs enfeksiyonları otolaringoloji pratiğinde sık görülen hastalıklardır ve bu durumların her ikisindede klinik bulgular benzerdir. Nazofarengeal tonsil hipertrofisi ile rinosinüzit arasında bilinen bir birliktelik vardır.Bu çalışmada pediatrik yaş grubunda nazofarengeal tonsil hipertrofisi ile birlikte, sık görülen bir patoloji olan tonsil hipertrofisinin de obstrüksiyona yol açarak sinüzit gelişimine ve paranazal sinüslerde anatomik varyasyonlara neden olup olmadığını araştırmayı amaçlandı.Bilgisayarlı tomografi paranazal sinüslerin anatomisi ve patolojisini en yüksek düzeyde gösteren inceleme yöntemidir. Çalışmaya katılan olguların tümünün nazofarengeal tonsil hipertrofisini belirlemek için sagittal kesit bilgisayarlı tomografi, sinüzit ve anatomik varyasyonları değerlendirmek için de koronal kesit bilgisayarlı tomografi görüntüleme yapıldı.İzole nazofarengeal tonsil hipertrofili, izole tonsil hipertrofili ve hem tonsil hipertrofili hem de nazofarengeal tonsil hipertrofili olan olgularda, paranazal sinüslerdeki anatomik varyasyonlarla sinüzit arasında, yaş ve cinsiyet açısından bakıldığında sinüzitle aralarında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunmadı. Paranazal sinüslerdeki anatomik varyasyonlar açısından bakıldığında ise nazofarengeal tonsil hipertrofisi ve palatin tonsil hipertrofisi olanlarda hipoplazik fontal sinüs varlığı, nazofarengeal tonsil hipertrofisi olanlarda haller hücresi varlığı, palatin tonsil hipertrofisi olanlarda ise anterior klinoid proçes varlığı anlamlı bulunmuştur.Çalışma gruplarında yer alan olgu sayılarımızın az olması elde ettiğimiz sonuçların güvenilirliliğini azalttığı kanısındayız. Bu nedenle gelecekte pediatrik yaş grubunda paranazal sinüzitlerin etyopatogenezinde anatomik varyasyonların oynadığı rolün araştırılması için yapılacak çalışmaların çok merkezli ve daha geniş bir popülasyonda yapılmasının bu konuda daha doğru ve kesin yargılara ulaşılmasını sağlayacağını düşünmekteyiz. This prospective study was performed on 80 pediatric patients ages ranging from 7?15 whoapplied to Department of Ear Nose Throat of Medical Faculty of Cumhuriyet UniversityResearch and Training Hospital, between the dates January 2010- January 2011 with previoussinusitis or ongoing sinusitis history.Nasopharyngeal tonsil hypertrophy and sinus infections are rather common in otolaryngology experience and clinical findings are similar in both situations. There is a known association between nasopharyngeal tonsil hypertrophy and rhinosinusitis.The aim of this study was to investigate whether the tonsillar hypertrophy which was a common pathology with nasopharyngeal tonsil hypertrophy lead the anatomical variations of paranasal sinuses by obstruction.Computed Tomography is an observing method that show the anatomy and pathology of paranasal sinuses at supreme level. Sagittal computed tomography sections were obtained to all patients who participated to determine the nasopharyngeal tonsil hypertrophy and coronal CT scans were obtained all patients who participated to evaluate the sinusitis and anatomical variations.In cases with the nasopharyngeal tonsil hypertrophy, isolated tonsillar hypertrophy and both (nasopharyngeal tonsil hypertrophy and tonsillar hypertrophy); no correlation was found between anatomical variations and sinusitis, also in terms of age and gender, there was no a statistically significant correlation. From the perspective of anatomical variations of paranasal sinus; presence of the hypoplastic frontal sinus together with nasopharyngeal tonsil hypertrophy and palatine tonsil hypertrophy, presence of Haller cell in common with nasopharyngeal tonsil hypertrophy and presence of anterior clinoid process associated with palatine tonsil hypertrophy were statistically significant.We suggest that the limited number of the working groups may reduce the reliability of the obtained results. Therefore, to investigate the role of the anatomical variations in paranasal sinus etiopathogenesis more effectively, we consider that the conducted studies on this issue should be done as a multicenter research and include larger population, so achievement of the more definitive and more accurate conclusions can be possible.
Collections