Presbiakuzili hastalarda işitme cihazı kullanımının yaşam kalitesine etkisinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Presbiakuzi terimi genellikle kronolojik yaşın artması ile ilgili olan işitme kayıpları için kullanılır. Bu, günümüzde çok yaygın görülen hem medikal hem de sosyal bir problemdir ve gelecekte daha da önemli olacaktır. Presbiakuzili bireylerde gürültülü ortamlarda görülen işitme duyarlılığı ve konuşmanın ayırt edilmesinde azalma ile akustik bilginin santral işlenmesinde yavaşlama ve ses kaynaklarının lokalizasyonunda bozulma olması karakteristiktir.Yaşa bağlı işitme kaybı birçok faktörlerden etkilenen bir süreçtir. Etyolojisinde çevresel faktörlerin etkisi kadar genetik faktörlerin de etkisinin olduğu temelde kompleks bir patoloji olduğu unutulmamalıdır. Asıl patoloji bu hastalarda kokleadadır. Kokleada da en çok etkilenen bölge ise dış tüylü hücrelerdir.Presbiakuzi de işitme kaybı bilateral, progressif ve daha çok yüksek frekansları tutan sensorinöral bir işitme kaybıdır. İşitme kaybı, pes frekanslardan başlayarak tiz frekanslara doğru giderek artar.Presbiakuzi 60 yaşına doğru başlar ve yaş ilerledikçe işitme kaybı giderek artar. Yaşlılar üzerinde yapılan epidemiyolojik incelemeler 65-74 yaşları arasında %25 ve 75 yaşın üzerinde %50 kişide işitme sorunlarının ortaya çıktığı saptanmıştır.Bu çalışmaya; Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz AD'a Ocak-Mayıs 2011 tarihleri arasında işitme kaybı yakınması ile başvuran, presbiakuzi tanısı alan ve çalışmaya katılmayı kabul eden 60 hastaya işitme cihazı kullanmadan önce ve işitme cihazı kullanmaya başladıktan 1 ay sonra sosyodemografik veri formu, Visual Analog Skala, Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği ve Kısa Form 36 ölçeği bulunan takip formu uygulandı.Çalışmaya katılan olguların yaşları 41 ile 84 arasında değişmekte olup ortalama yaş 63,02±12,08 yıl. Hastaların 33'ü (%55) erkek, 27'i (%45) kadındı.Çalışmaya katılan olguların tümüne işitme cihazı kullanmadan önce ve kullanmaya başladıktan bir ay sonra Visual Analog Skalası uygulandı. Elde edilen Visual Analog Skala skorları karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir azalma tespit edildi.Çalışmaya katılan bireylerin Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği ile işitme cihazı kullanmadan önce ve kullanmasından sonra ki ölçümleri istatistiksel olarak karşılaştırıldığında; işitme cihazı kullanımı sonrasında depresyon düzeylerinde farklılık önemsiz bulunurken, anksiyete düzeylerinde belirgin bir azalma saptandı.Çalışmaya katılan bireylerin Kısa Form 36 ölçeğinde işitme cihazı kullanımı sonrasında fiziksel fonksiyon yönünden farklılık önemsiz bulunurken, sosyal fonksiyon, fiziksel rol güçlendirme, emosyonel rol güçlendirme, mental sağlık, enerji/vitalite ve sağlığın genel algılanması da ise istatistiksel olarak belirgin bir düzelme saptandı.Cinsler arası yapılan karşılaştırmalarda; kadın bireylerde işitme cihazı kullanımından sonra emosyonel ve fiziksel rol güçlendirme ve vitalite skorlarında belirgin bir yükselme saptanırken; erkek olgularda anksiyete ve depresyon skorlarında azalma ve rol güçlendirme, genel sağlık, sosyal fonksiyon ve mental sağlık skorlarında belirgin bir yükselme saptandı.Yaşa bağlı işitme kaybı diğer pek çok yaşlılığa bağlı hastalığın aksine sadece bir sağlık sorunu değil aynı zamanda bir sosyal sorundur. Bireylerin yaşam kalitesinde azalmaya neden olur. Bu sebeple özellikle yaşa bağlı işitme kayıplı hastaların işitme cihazı sonrası psikososyal açıdan da takip edilmeli ve hastaların tüm bu faktörler açısından bir bütün olarak ele alınması gerektiği göz ardı edilmemelidir. Presbyacusis term is usually used for the hearing loss that is associated with increasing chronological age. This is a medical and social problem which is extensively common in public nowadays and will be more important in the future. Hearing sensitivity in noisy environments, impairment in distinguishing of speech with deceleration in central processing of acoustic information and devolution at the localization of voice sources are the characteristic features.Age-related hearing loss is a progress affected by many factors. It must be kept in mind that it is a basically complex pathology influenced by the genetic factors such as the environmental factors in etiology. The main pathology is in the cochlea in these patients. The most affected area in the cochlea are the outer hair cells.Presbyacusis is also a bilateral, progressive sensorineural hearing loss mostly holding the high frequencies. Hearing loss gradually increases from lower frequencies towards high toned frequencies.Presbyacusis starts occurring against 60 years age and hearing loss gradually increases with ageing. It is detected that hearing problems occur with a 25% incidence in 65-74 ages and 50% for over the 75 years old with epidemiological studies in elderly people.In this study, Socio-demographic Data Form, Visual Analog Scale, Hospital Anxiety and Depression Scale and Short-Form-36 Observation Scale were performed to the patients who applied to the Department of Ear Nose Throat of Medical Faculty of Cumhuriyet University Research and Training Hospital with a complaints of hearing loss, who were diagnosed of presbyacusis and accepted to participate to the study before using and 1 month after wearing a hearing aid between the dates from January-to May 2011.Ages ranged from 41 to 84 years of the patients who participated to the study and the mean age was 63.02±12.08 years. Total 33 patients were male (55%) and 27 (45%) patients were female.Visual Analog Scale was performed to all patients who took a part in the study before and one month after wearing a hearing aid. When the obtained Visual Analog Scale scores were compared with each other, a statistically significant reduction was achieved.With the comparison of statistical measurements of Hospital Anxiety and Depression Scale of the individuals participating in the study, before and 1 month after using the hearing aid; while the difference was insignificant in depression levels after the use of hearing aid, the reduction in anxiety levels were significant.In the Short-Form 36 Scale of participants after the use of hearing aid, the difference was not statistically significant in terms of physical functions; statistically significant improvements were determinates in the ways of social function, strengthening of physical role, emotional recruitment, mental health, general perception of energy/vitality and health.In the comparison that performed between the genders, in male cases, it was determined a decrement at scores of anxiety and depression, while in female cases, a significant increment of scores of emotional and physical role recruitment and vitality is determined; in male cases, it was determined a decrement at scores of anxiety and depression, and a significant increment at scores of role recruitment, general health, social function and mental health after using of hearing aid.Age-related hearing loss is not only a health problem many other senility-related disease, it is also a social problem. It is caused to decrease in life-quality of individuals. Thus, in particular, patients with age-related hearing loss should be followed in terms of psychosocial view after hearing aid, and it should not be ignored that patient must be dealt in terms of all these factors as a whole.
Collections