Sınırda Kişilik Bozukluğuna eşlik eden kişilik bozukluğu gruplarına göre bağlanma, empati ve benlik saygısının karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
AMAÇ: Bu çalışmada, sınırda kişilik bozukluğu (SKB) tanısı alan bireylerde, eşlik eden kişilik patolojisi gruplarına göre bağlanma biçimleri, benlik saygısı ve empatik eğilimlerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır.GEREÇ ve YÖNTEM: Çalışmaya Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvuran hastalar arasından SKB tanısı alan 149 kişi ve sosyo-demografik özellikler bakımından eşleştirilmiş 148 kişiden oluşan sağlıklı kontrol grubu dahil edilmiştir. Çalışmaya alınan tüm kişilere Eksen II Kişilik Bozuklukları için Yapılandırılmış Görüşme Formu (SCID-II) uygulanmıştır. Böylelikle klinik grubun SKB tanıları gözden geçirilmiş ve eşlik eden kişilik patolojileri belirlenmiştir. Ayrıca Sosyo-demografik Bilgi Formu, Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri (YİYE-II), Empatik Eğilim Ölçeği (EEÖ) ve Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği (RBSÖ) uygulanmıştır.BULGULAR: Araştırmada elde edilen bulgular doğrultusunda, klinik grubun eştanı durumuna göre EEÖ, RBSÖ ve YİYE-II puanlarının anlamlı düzeyde farklılaştığı bulunmuştur. Bulgulara göre, SKB ile A kümesi kişilik bozukluğu eştanısı olan kişilerde kaçıngan bağlanma puanları anlamlı düzeyde daha yüksek; yalnızca SKB tanısı alan gruptaki katılımcılarda ise kaygılı bağlanma anlamlı düzeyde en yüksektir. Ayrıca, RBSÖ'nde düşük benlik saygısına karşılık gelen yüksek puanların yalnızca SKB tanısı alan grupta anlamlı düzeyde en yüksek bulunmuştur. Ayrıca, klinik ile sağlıklı olmayan grup karşılaştırıldığında, güvensiz bağlanma biçimleri, empatik eğilim ve benlik saygısı düzeyleri bakımından istatistiksel açıdan anlamlı bulgular elde edilmişitir. Bulgulara göre, sağlıklı grubun Empatik Eğilim Ölçek puanları SKB tanısı alan gruba kıyasla anlamlı düzeyde daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca, benlik saygısı klinik grupta anlamlı düzeyde düşük; kaygılı ve kaçıngan bağlanma düzeyleri ise sağlıklı gruba kıyasla anlamlı düzeyde daha yüksek bulunmuştur. Klinik gruptaki katılımcıların YİYE-II, EEÖ ve RBSÖ puanları arasındaki ilişki incelendiğinde, EEÖ puanları ile YİYE-II kaygılı ve kaçıngan bağlanma alt boyut puanları pozitif yönlü ve anlamlı ilişkili bulunmuştur. Ayrıca, klinik gruptaki katılımcıların RBSÖ puanları ile YİYE-II kaçıngan bağlanma alt boyut puanları arasında pozitif yönlü ve anlamlı korelasyon saptanmıştır. Klinik grubun RBSÖ puanlarının yordayıcı faktörleri incelendiğinde, erkeklere nazaran kadın olmanın, madde kullanımının ve kaygılı bağlanma puanlarının yüksek oluşunun düşük benlik saygısını anlamlı düzeyde yordayan değişkenler olduğu sonucu elde edilmiştir.SONUÇ: Araştırmada elde edilen bulgular doğrultusunda, SKB tanısı alan kişilerin sağlıklı kontrol grubuna kıyasla benlik saygısı ve empatik anlayış düzeyleri düşük; güvensiz bağlanma stilleri anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Sonuçlar, göz önünde bulundurularak planlanabilecek bir tedavinin SKB'na fayda sağlayabileceği olasılığı göz önünde tutulabilir. Ayrıca araştırma bulgularının ileri çalışmalarla desteklenebileceği düşünülmektedir. OBJECTIVE: In this study, it was aimed to compare the attachment styles, self-esteem and empathictendencies of individuals diagnosed with borderline personality disorder (BPD) according to the accompanying personality pathology groups.METHODS: The study included 149 individuals diagnosed with BPD and received outpatient treatment, and a healthy control group consisting of 148 individual smatched for socio-demographic characteristics. SBD diagnoses were reviewed and accompanying personality pathologies were determined by applying the Structured Interview Form for Axis II Personality Disorders (SCID-II) to the subjects included in the study. In addition, socio-demographic Information Form, Experiences in Close Relationship Inventory (ECRQ-II), Empathic Tendency Scale, and Rosenberg Self-Esteem Scale (RSES) were applied.RESULTS: Based on the findings obtained in the study, it was found that the empathy, self-esteem and in secure attachment scores differed significantly according to the comorbidity of the clinical group. According to the findings, avoiding attachment scores were significantly higher in individuals with comorbid BPD and cluster A personality disorder. However, anxious attachment was significantly higher in th egroup with only BPD diagnosis. In addition, high scores corresponding to low self-esteem were found to be significantly higher only in the group diagnosed with BPD. Inaddition, statistically significant results were obtained in terms of the attachment styles, empathictendencyand self-esteemlevels of the clinical and non-clinical group. According to the findings, empathictendency scores of the non-clinical group were found to be significantly higher than the group diagnosed with SBD. In addition, self-esteem was significantly low in the clinical group; Anxious and avoidant attachment levels were found to be significantly higher compared to the non-clinical group. Inaddition, a positive and significant correlation was found between the self-esteem scores of the participants in the clinical group and the ECRQ-II avoidant attachment subscale scores. When the predictors of self-esteem scores of the clinical group were examined, it was found that being a woman, having substance use, and high levels of anxious attachment were variables that significantly predicted low self-esteem.CONCLUSION: In line with the findings obtained in the study, the self-esteem and empathic understanding levels of people diagnosed with BPD were lower than the healthy control group; Insecure attachment styles were found to be significantly higher. Considering the results, the possibility that a treatment that can be planned may benefit BPD. In addition, it is thought that research findings can be supported by further studies.
Collections