Ratlarda kolon anastomozu iyileşmesinde trombosit yönünden zenginleştirilmiş plazma uygulaması ve beyin omurilik sıvısının lokal uygulamada etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Gastrointestinal cerrahide, anastomoz kaçağı çok önemli bir komplikasyondur ve yüksek morbidite ve mortalite ile seyreder. Cerrahi teknikler, hastalar için daha verimli olmak ve post operatif iyileşme süresini azaltmak adına sürekli olarak gelişmekte olup cerrahlar güvenli anastomoz yapmayı ve anastomozun güvenilirliği hakkında asgari şüphe ile daha rahat bir post operatif dönem sunmayı amaçlamaktadır. Barsak anastomozları tamamen optimal şartlarda yapılsa dahi post operatif dönemde yara mukavemeti düşüktür, dolayısıyla bu zaman diliminde anastomoz kaçağı riskini azaltacak methodların denenmesi önemlidir. Bu çalışmanın amacı trombositten zengin plazma ve beyin omurilik sıvısının anastomoz iyileşmesi ve ayrıca batın içi yapışıklık üzerine etkilerini araştırmaktır. Bu çalışmada 24 adet wistar albino tipi erkek rat kullanıldı. Her biri 8 denekten oluşan 3 eşit gruba ayrıldı. Grup I'de anastomoz sonrası her deneğin fasyası ve cilt insizyonu Prolene® (4/0) ile kapatıldı. Grup II'de anastomoz bölgesine her ratın kendi otolog PRP'si uygulandıktan sonra deneğin fasyası ve cilt insizyonu Prolene® (4/0) ile kapatıldı. Grup III'de anastomoz etrafına otolog BOS örnekleri sürüntü şeklinde uygulandıktan sonra deneğin fasyası ve cilt insizyonu Prolene® (4/0) ile kapatıldı. Denekler post operatif 7. günlerinde sakrifiye edildi. Yara yeri enfeksiyonunun varlığı, karın duvarının bütünlüğü, batın içi yapışıklık, batın içi apse, anastomozun makroskopik bütünlüğünün korunup korunmadığı değerlendirildi. Anastomoz patlama basınçları (APB) biyomekanik olarak ölçüldü. Anastomoz hattının hidroksiprolin değerlerinin biyokimyasal değerlendirilmesi ve ayrıca yine anastomoz bölgesinin histopatolojik değerlendirmesi için doku örnekleri alındı. Verilerin değerlendirilmesinde (Kolmogorov-Smirnov) varyans analizi, Tukey testi, Kruskal Wallis testi ve Man-Whitney U testi kullanıldı. Yanılma düzeyi 0,05 olarak alındı. Yaptığımız çalışmanın sonuçlarına göre anastomoz patlama basıncında en yüksek değer PRP grubunda görülmüştür. Anastomoz patlama basıncında PRP grubu ile BOS grubu arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıdır ancak PRP grubu ile kontrol grubu arasındaki fark ve BOS grubu ile kontrol grubu arasındaki fark anlamlı değildir. Hidroksiprolin düzeylerinde en yüksek değer PRP grubunda, en düşük değer ise BOS grubunda izlenmiştir. Hidroksiprolin değerlerinde PRP grubu ile BOS grubu arasındaki fark anlamlı bulunmuş, kontrol grubu ile PRP grubu arasındaki fark ile yine kontrol grubu ile BOS grubu arasındaki fark ise anlamlı bulunmamıştır. Histopatolojik değerlendirmenin istatistiksel sonuçlarında kollajen değerleri karşılaştırıldığında farklılık önemli olarak bulunmuş olup kollajen yoğunluğu en yüksek kontrol grubunda en düşük PRP grubunda olduğu görülmüştür. Kontrol grubu ile PRP grubu ve BOS grubu ile PRP grubu arasındaki farklılık önemli bulunurken kontrol grubu ve BOS grubu arasındaki fark önemsiz bulunmuştur. Ayrıca neovaskülarizasyon, inflamasyon ve ödem açısından gruplar arası fark önemsiz olarak bulunmuştur. Nair sınıflaması baz alınarak yapılan batın içi yapışıklık değerlendirmesinde ise gruplar arasındaki farkın yine anlamlı olmadığı görülmüştür.Anahtar Kelimeler: Trombositten zengin plazma, PRP, BOS, Ventriküloperitoneal şant, kolon anastomozu, abdominal yapışıklılar In gastrointestinal surgery, anastomotic leakage is an important complication and is associated with high morbidity and mortality. Surgical techniques are continuously developing in order to be more efficient for patients and to reduce postoperative recovery time. The surgeons aim to provide a safe post-operative period with minimum suspicion about safe anastomosis and the reliability of anastomosis. Even if intestinal anastomoses are performed under optimal conditions, the wound strength is low in the postoperative period, so it is important to try various methods to reduce the risk of anastomotic leakage during this time period. The aim of this study is to investigate the effects of platelet-rich plasma and cerebrospinal fluid on anastomotic healing and also on abdominal adhesions.In this study, 24 wistar albino male rats were used. Each group was divided into 3 equal groups of 8 subjects. Laparotomy was performed with midline incision. A 1 cm colon segment was resected by finding the left descending colon over 2-4 cm of pelvic reflection. Anastomosis was performed with single sutures and as a single layer with Vicryl® (4/0). Incisions were closed with Prolene® (4/0). In Group II, after each rat's autologous PRP was applied to the anastomosis area, the subject's fascia and skin incision were closed with Prolene® (4/0). In Group III, autologous CSF specimens were applied to the anastomosis area and the subject's fascia and skin incision were closed with Prolene® (4/0). Subjects were sacrificed on the postoperative 7th day. The presence of wound site infection, integrity of abdominal wall, intraabdominal adhesion, intraabdominal abscess formation, and macroscopic integrity of the anastomosis were evaluated. Anastomosis bursting pressures (APB) were measured biomechanically. Tissue samples were taken from the tissue anastomosis line for measurement of biochemical hydroxyproline level and also for histopathological evaluation.In the evaluation of the data (Kolmogorov-Smirnov) variance analysis and Tukey test, Kruskal Wallis test and Man-Whitney U test were used and p<0.05 was accepted as the level of significance. According to the results of this experimental study, the highest value of anastomosis bursting pressure were seen in the PRP group. The difference between the PRP and the CSF group at the anastomotic bursting pressure was statistically significant, but the differences between the PRP group and the control group and also between in BOS group and the control group were not significant. The highest value in the hydroxyproline levels was found in the PRP group, while the lowest value was seen in the CSF group. The difference between the PRP group and CSF group was significant in the hydroxyproline values. However the difference between the control group and the PRP group and the difference between the control group and the CSF group were not significant. As a result of histopathological studies, when the collagen values were compared the difference was found to be significant and it is seen that the highest concentration of collagen was in the PRP group and lowest in the control group. The difference between the control group and the PRP group and also between the CSF group and PRP group were significant, while the difference between the control group and the CSF group was not significant. Neovascularization, inflammation and edema did not differ between the groups. The intra abdominal adhesion assessment based on the Nair classification was not significant.Key Words: Platelet rich plasma, PRP, CSF, Ventriculoperitoneal shunt, colonic anastomosis, abdominal adhesions.
Collections