Misk adaçayı`nın (Salvia sclarea L.) Tokat ekolojisinde adaptasyonu ve farklı ekim sıklıklarının verim ve kalite özelliklerine etkilerinin araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
-44- ÖZET Bu araştırma, Takat ekolojik şartlarında Misk Adacayının özellikleri üzerine farklı sıra aralıklarının etkilerini be lirlemek amacıyla yapılmıştır. Denemede, 4 farklı sıra Bra.- I1Q1 (20, 30, 40 ve 50 cm) kullanılmıştır. ilk yıl hasat ya pılmamış, rozet seklinde kışı geçiren bitkiler ikinci yıl ci- cek salkımının tamamlandığı fakat çiçeklerin henüz acilmadiQ^r devrelerde olmak üzere iki kez hasat edilmiştir. Araştırmada genel olarak, sıra aralıkları arttıkça ince lenen bitkisel verim özelliklerinde bir azalma olmuş ve 20 cm sıra aral ıQı. genel 1 ik le dikerlerinden daha yüksek deQere sa hip bulunmuştur, öteki 3 sıra araliQi, hiçbir verim özelli ğinde istatistik! olarak birbirinden farklı bulunmamıştır. Verim özelliklerinin aksine, bitki boyunda derişiklik meydana gelmesi için sıra aralısının 50 cm'ye ulaşması gerekmektedir. Cicek salkımı boyu ise sıra aralısından etkilenmeyen karak terdir. Drogların kalitesini belirleyen uçucu ya<3 oranları bakı mından genel olarak, genişleyen sıra araliQi mesafesi olumlu etkide bulunmuştur. Yaprak; uçucu yag oranı bakımından 20 cm sıra aralısında diQer sıra aralıklarına göre daha düşük de- Qere sahip bulunmuştur. Adaçayı üretiminin asıl gayesi olan uçucu yaQ verimleri, drog verimleri ve uçucu yaQ oranlarının birlikte meydana ge tirdiği bir özelliktir. Sıra aralısının genişlemesi genel o- larak drog verimlerini olumsuz, uçucu yaQ içeriklerini ise-45- olumlu etkilemiştir. Bu nedenle sıra aralısının uçucu ya<3 ve rimleri üzerindeki etkisi belirgin delildir ve istatistiksel olarak farklılık göstermemiştir. Genel olarak, sıra aralımı genişledikçe uçucu ya<3 verimleri azalma eQilimi göstermiştir. Yapılan iki ayrı biçimde cicek verimleri hariç, drog ve rimlerinin hepsinde istatistiksel fark bulunmuştur. Yas cicek verimi bakımından biçimler ^«rrasında fark bulunmadığı halde, kuru cicek veriminde ikinci biçim deleri daha yüksektir. Drog verimlerine benzer şekilde bitki boyu bakımından i birinci biçim, cicek salkım boyu bakımından ise ikinci biçim daha yüksek deQere sahiptir. Bu durum'; adacaymın < birinci biçiminde Veietatif kütlesinin fazla! oidu.Çunu, ikinci biçi minde ise sap gelişmesi yerine cicek gelişmesinin artmasıyla cicek kütlesinin fazla olduğunu ortaya koymuştur. Sıra aralığında olduQu gibi, biçimlerde de yüksek drog verimi sözkonusu olduğunda uçucu ya.Q oranlarında bir azalma görülmüştür. Zira; 1. biçimde drog cicek verimi düşük, uçucu ya<3 oranı yüksek; 2. biçimde drog yaprak verimi yüksek fakat uçucu yaQ oranı düşük bulunmuştur. Uçucu yaÇ} verimleri bakımından ise drog çiçeklerde 2. biçim; drog yaprakta 1. biçim daha yüksektir. Dolayısıyla toplam uçucu ya<3 verimi bakımından biçimler arasında istatis- tiki olarak bir farklılık görülmemiştir. Deneme sonucunda genel olarak; sık ekimlerde drog verim lerinin, seyrek ekimlerde ise drog kalitesinin daha iyi oldu ğu tesbit edilmiştir. Sıra aralısının drog verimleri üzerine-46- olan etkisi daha belirgin olduğundan, bu iki karakterin bir likte meydana getirdiği toplam uçucu yağ verimi bakımından istatistiki anlamda olmasa da sık populasyon ların daha yüksek değere sahip olduğu tesbit edilmiştir. Bu nedenle, çalışmanın bir yıllık sonuçlarına göre adaçayı tarımında, sık ekim tav siye edilebilir. -47- SUMMARY This study was conducted to determine the effects of row spacing on characters of clary sage (Salvia sclarea L.) under Tokat ecological conditions. Inspected row spacings were 20, 30, 40 and 50 cm. In the first year, any cutting was not made. In the next spring, two cuttings were made at the peri ods of flowering. Generally, by increasing row spacing there was a de crease on the yield characters of the plant and at 20 cm row spacing. These characters were found higher values than the others. There 'was no difference among other three row spac ings for these characters. Contrary to herbal yields, plant height was different at 50 cm. On the other hand, flower panicle lenght was not affected by raw spacing. Even if increasing row spacing had a positive effect on essential oil contents for drug quality. At 20 cm row spacing, essential oil content of leaves had a less value than the others. Essential oil yield is characterized by drug yield and essential oil content. Since increasing row spacing had nega tive effect on the drug yield but it had possitive effect on the essential oil content. Because of that reason, effect of row spacing on the essential oil yield was not had signifi cant difference. Generally, essential oil yields tented to decrease at the increasing row spacing. Exceptions of flower yields, there were significant dif ferences between cuttings for all of the herbal yields, and first cutting had higher values than second. While-48- cuttings were not affected by row spacing for fresh flower yield, second cuttings had a higher value for dry flower yield. First cutting for plant height, second cutting for flower panicle lenght were higher value. This possition in dicated that, at first cutting, vegetative organs were high, at the second cutting, flower development^ was high. As seen early in the row spacing, also in the cuttings, there was a decrease for essential oil contents. For reason that, at the first cutting, drug flower yield was low but es sential oil content of flowers was high. Whereas at` the sec ond cutting, drug leaf yield was high but essential oil con tent of leaves was low. For essential oil yields, second cutting was high in flowers while first cutting was high in leaves. Thus, between the cuttings were not found statistically difference for to tal essential oil yield. At the end of the study, it was fixed that herbal yields were high at densely placed population but drug quality was better in rare population. Since the effects of row spacing on the herbal yields were clearer than those of essential oil contents, for the total essential oil yield, which is formed by both of these characters, densely placed popula tions have found to be slightly higher. For this reason, ac cording to the one-yeared results of this study, densely placed populations can be recommended.
Collections