Laparoskopik cerrahilerde anestezi yönetiminde uygulanan farklı taze gaz akımlarının akciğer dinamikleri ve solunum fonksiyonları üzerindeki etkilerinin retrospektif incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Çalışmamızda laparoskopik jinekolojik cerrahi geçirmiş hastalarda genel anestezi yönetiminde kullanılan farklı taze gaz akımlarının hastaların akciğer dinamikleri ve solunum fonksiyonları üzerindeki etkilerinin yanısıra hemodinami ve anestezik ajan tüketimi üzerine etkilerini değerlendirmeyi amaçladık.Yöntem: Etik kurul onayı alındıktan sonra retrospektif olarak ASA I-II, 18-70 yaş arası, 84 hasta çalışmaya alındı. Hastalara ait tüm verilere INNOVIAN klinik bilgi sistemi, Mia-Med hastane verileri ve hasta dosyalarından ulaşıldı. Hastalar kullanılan taze gaz akımı miktarına göre Grup 1 (OYA) 2 L/dk, Grup 2 (DA) 1 L/dk ve Grup 3 (MA) 0,25 L/dk olmak üzere üç grupta değerlendirildi. INNOVIAN klinik bilgi sistemi aracılığı ile kaydedilen kalp atım hızları, ortalama arter basınçları ve periferik oksijen saturasyonları değerlendirildi. Hastaların vücut sıcaklıkları ile inspiratuar gaz karışımının sıcaklık ve nem oranlarının entübasyondan hemen sonraki ve ilk 60 dk içindeki değerleri kaydedildi. INNOVIAN klinik bilgi sistemine aktarılan EtCO2, PIP, Pplato, Pmean, direnç, Cdyn, inO2 %, exO2 % gibi akciğer dinamikleri ve mekanik ventilatör verilerine ulaşıldı. İndüksiyondan sonra (T1), periton insuflasyonundan sonra (T2), trendelenburg pozisyonundan sonra (T3), periton desuflasyonundan sonra (T4) ölçülmüş değerleri kaydedildi. Operasyon sırasında bakılan arteryel kan gazı değerleri ile operasyon öncesi ve sonrasında yapılmış olan solunum fonksiyon testleri sonuçlarından FEV1, FVC, FEV1/FVC değerleri kaydedildi. Anestezi ve cerrahi süreleri, anestezi süresince kullanılan gazların (sevofluran ve oksijen) operasyon sonundaki tüketim miktarları da kaydedildi.Bulgular: Demografik veriler ve hemodinamik parametreler açısından gruplar benzerdi (p>0.05). Anestezi ve cerrahi süreleri bakımından fark yoktu (p>0.05). Vücut sıcaklığı her üç grupta da benzer şekilde entübasyondan 15 dk sonra anlamlı olarak düşük saptandı (p<0.05). Hastaya giden gaz karışımının ortalama nem oranları tüm gruplarda zaman içerisinde artmasına rağmen 30. dakikadan itibaren Grup 2 (DA) ve Grup 3 (MA)'te Grup 1 (OYA)'e göre istatiksel olarak anlamlı oranda yüksek bulundu. İnspire edilen gaz karışımının sıcaklık değerleri ise Grup 3(MA)'te 30. dakikadan itibaren anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0.05). Tepe inspiratuar basıncı (PIP) ve Plato basınçlarının (Pplato) tüm gruplarda, T1 zamanında ölçülen değerlere göre T2, T3, T4 zamanlarında anlamlı olarak arttığı görüldü (p<0.05). Grup 1 (OYA)'deki T3 zamanındaki PIP ve Pplato artışı Grup 3 (MA)'e göre anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0.05). Solunum fonksiyon testleri ve intraoperatif dönemde bakılan arteryel kangazı değerleri açısından gruplar arasında istatiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı (p>0.05). Grup 1 (OYA)'de sevofluran tüketiminin Grup 2 (DA) ve Grup 3 (MA)'ten anlamlı düzeyde yüksek olduğu gözlendi (p<0.05). Sonuç: Düşük ve metabolik akım uygulanan hastalarda, inspire edilen havanın sıcaklık ve neminin daha iyi korunmasına rağmen, postoperatif solunum fonksiyonları açısından yüksek akım uygulanan hastalarla benzer sonuçlar elde edildi. Operasyon süresince peak ve plato havayolu basınçlarının özellikle metabolik akım uygulanan hastalarda daha düşük seyrettiği izlendi. Solunum fonksiyonları ve intraoperatif havayolu basınçları üzerine olumsuz etkileri olmamasının yanısıra anestezik ajan tüketiminde azalmaya neden olması yeterli teknik donanıma sahip anestezi cihazları ile laparoskopik cerrahilerde düşük ve metabolik akımlı anestezinin güvenle uygulanabileceğini düşünmekteyiz. Anahtar kelimeler: Düşük akım anestezi, laparoskopik cerrahi, solunum fonksiyonları Aim: We aimed to evaluate the effects of different fresh gas flows, used in the management of general anesthesia for patients who underwent laparoscopic gynecologic surgery, on lung dynamics and respiratory functions, as well as on hemodynamics and anesthetic agent consumption.Methods: After approval of the ethics committee, ASA I-II, aged 18-70 years, 84 patients were retrospectively studied. All the data of patients were obtained from INNOVIAN clinical information system, Mia-Med hospital data system and patient files. Patients were divided into three groups according to the amount of fresh gas flow: Group 1 (OYA) 2 L/min, Group 2 (DA) 1 L/min and Group 3 (MA) 0.25 L/min. Heart rates, mean arterial pressures, and peripheral oxygen saturations recorded by the INNOVIAN clinical information system were assessed. Values of body temperature, temperature and humidity of the inspiratory gas mixture immediately after intubation and within the first 60 minutes were recorded. Lung dynamics and mechanical ventilator data such as EtCO2, PIP, Pplato, Pmean, resistance, Cdyn, inO2%, exO2%, which were transferred to the INNOVIAN clinical information system, were obtained. And their measured values after induction (T1), after peritoneal insufflation (T2), after trendelenburg position (T3), after peritoneal desuflation (T4) were recorded. The results of the arterial blood gas analyzes performed during the operation and pulmonary function tests (FEV1, FVC, FEV1/FVC) performed before and after the operation were recorded. Anesthesia and surgery times, also sevoflurane and oxygen consumption were recorded at the end of the operation were recorded.Results: Demographic characteristics and hemodynamic parameters were similar between the groups (p>0.05). There was no significant difference in duration of anesthesia and surgery (p>0.05). Body temperature was significantly lower in all three groups at the 15th minute after intubation (p<0.05). Although the mean humidity rates of the inspiratuar gas mixture increased in time in all groups, it was statistically significantly higher in Group 1 (OYA) than Group 2 (DA) and Group 3 (MA). The temperature values of the inspiratory gas mixture were significantly higher in Group 3 (MA) at the 30th minute(p<0.05). Peak inspiratory pressure (PIP) and Plato pressures (Pplato) were significantly increased in T2, T3, T4 compared to the values measured at T1 time (p<0.05). The increase in PIP and Pplato at T3 in Group 1 (OYA) was significantly higher than Group 3 (MA). Pulmonary function tests and arterial blood gas analysis results were not statistically significant betweetn groups (p>0.05). Sevoflurane consumption was significantly higher in Group 1 (OYA) than Group 2 (DA) and Group 3 (MA) (p<0.05).Conclusion: Despite the better protection of inspired air temperature and humidity, we found that the results of postoperative pulmonary function tests in patients undergoing low and metabolic flow anesthesia were similar to those of high flow patients. During the operation, peak and plato airway pressures were observed to be lower in especially metabolic flow patients. We believe that low and metabolic flow anesthesia can be performed safely in laparoscopic surgeries, with anesthesia devices which have adequate technical equipment, as it has no negative effects on respiratory functions and intraoperative airway pressures and also reduces consumption of anesthetic agents. Key words: low flow anesthesia, laparoscopic surgery, respiratory functions
Collections