Albüminürisi olan veya normoalbüminürik esansiyel hipertansiyonlu hastalarda qt dispersiyonu ve 24 saatlik ambulatuvar kan basıncı değerleri arasındaki ilişki
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Kardiyovasküler hastalıkların tedavi edilebilir en önemli risk fatörlerinden biri olarak kabul edilen hipertansiyon ve kardiyovasküler hastalıkların erken göstergelerinden biri olan MAÜ arasındaki ilişki bir çok çalışmada ortaya konmuştur. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda ventriküler aritmilerin prediktörü olarak kabul edilen ve ani ölüm riskini artırdığı düşünülen QT intervali parametreleri ile diyabetik hastalarda MAÜ arasındaki ilişki gösterilmiştir. Literatürde diyabetik olmayan esansiyel hipertansiyonlu hastalarda MAÜ ile QT intervali parametreleri arasındaki ilişkiyi gösteren bir çalışmaya rastlanmamıştır. Çalışmaya daha önce antihipertansif tedavi almamış, yeni tanı konulmuş, nondiyabetik 24 erkek, 32 kadın olmak üzere toplam 56 esansiyel hipertansiyonlu hasta alındı. Hastalar MAÜ olanlar ve olmayanlar olarak iki gruba ayrıldı. MAÜ 24 saatlik idrar örneği toplanarak `turbodimetrik` yöntemle tayin edildi. Hastaların tümüne 24 saat süresince kayıt yapan, 30 dakika arayla kan basıncı ve nabız sayısını ölçen osilometrik tipte CardioNavigatör-Tracker 2 NIBP (Reynolds Medical/USA) cihaz takılarak ambulatuar kan basıncı ölçümü yapıldı. Hastalar SKB gündüzden geceye geçildiğinde %10'dan fazla azalıyorsa `dipper`, %10'nun altında azalıyorsa `nondipper`, noktümal kan basıncı düşüşü gözlenmiyorsa `reverse dipper` olarak sınıflandırıldılar. QT mesafeleri aynı kişi tarafından el ile pergel yardımıyla 12 derivasyonlu istrahat EKG'si üzerinden ölçüldü. Her QT intervali hastanın kalp hızına göre düzeltildi. Bu noktada QTc, düzeltilmiş QT intervali olarak anıldı. QT, QTc dispersiyonları çalışılmış 12 derivasyonun her birisi için, minimal, maksimal QT ve QTc değerlerinin arasındaki farklılık olarak tanımlandı. Olguların verileri karşılaştırıldığında her iki grupta yaş, cinsiyet, VKİ, BUN, kreatinin, Na, K, Ca değerleri açısından anlamlı bir fark yoktu. MAÜ 41olan grupta LDL-K ve total Kolesterol düzeyleri anlamlı olarak daha yüksekti. MAÜ olan grupta olmayanlara göre QT ve QTc dispersiyonu, QT ve QTc uzaması arasında pozitif bir korelasyon saptandı. Yine MAÜ miktarı ile QT ve QTc dispersiyonu, QT uzaması arasında pozitif korelasyon saptandı. MAÜ varlığı ve miktarı ile kan basıncı değişkenliği parametreleri arasında ilişki saptanmadı. Nondipper hasta grubunda, dipper hasta grubuna göre QT ve QTc dispersiyonları anlamlı olarak artmış saptandı. CRP pozitif grupta MAU pozitif hasta oranı anlamlı olarak daha yüksekti. Yine CRP yüksek olan hasta grubunda saptanan QT ve QTc dispersiyonu değerleri, CRP düşük olan gruba göre istatistiksel olarak anlamlı daha yüksekti. Sonuç olarak; diyabetik olmayan esansiyel hipertansif hastalarda MAÜ varlığı ve miktarı ile QT intervali parametreleri arasında, daha önce diyabetik hastalarda da gösterilmiş olduğu gibi pozitif bir korelasyon saptadık. Bu verilerle diyabetik olmayan esansiyel hipertansif hastlarda da QT intervali parametrelerinin kardiyovasküler mortalite ve morbiditenin önemli bir prognostik faktörü olabileceği düşünülebilir. Bu amaçla daha büyük örnek gruplarından oluşan, daha ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. 42 SUMMARY The relation between hypertension which is accepted as one of the most important risk factors that can be treated and microalbuminuria as one of the early signs of cardiovasculer diseases, has been reported in many studies. In most recent studies there has been reported a relationship between OT interval that increases sudden death and microalbuminuria in diabetic patients. We could not find any study showing relationship between QT interval and microalbuminuria in nondiabetic patients. In this study 56 non-diabetic essential hypertensive patients that includes 24 male and 32 female patients were enrolled. These patients are seperated to two groups as microalbuminuric and normoalbuminuric. Microalbuminuria has been determined by 24 hour urine collection with a turbidimetric method. Ambulatory blood pressure measurement has been done by using CardioNavigator-Tracker 2 NIBP (Reynolds Medical/USA) which measure blood pressure and heart rate for 24 hours. Patients were classified as dipper whose blood pressure decreases more than %10 in night-time in comparison to day-time values, nondipper-less than %10 decrease, and reverse dipper- increase in night-time values. QT interval was measured by using a pair of compasses by the same person in a resting 12-lead electrocardiogram (EKG). Every QT interval was corrected according to heart rate using Bazzet's Formula and designated as QTc. QT and QTc dispersions were defined as the difference between minimal and maximal QT and QTc intervals respectively When comparisons are made between the two groups regarding age, sex, BMI, BUN, Creatinine, Na, K, Ca values, there was not any significant difference. LDL cholesterol and total cholesterol values were remarkably higher in MAU group. A positive corelation between MAU and QT.QTc dispersion and QT, QTc prolongation has been documented in MAU positive 43subgroup in contrast to the MAU negative subgroup. There was also a positive relationship between amount of MAU and QT, QTc dispersion, QT prolongation. In MAU positive group in contrast to MAU negative group there has not been a relationship between existence and amount of MAU and blood pressure. There has been a significant increase in QT and QTc dispersions in nondipper patient group in comparison to the dippers. In CRP positive group, the percentage of MAU positive patients were significant higher than the MAU negative group. QT and QTc dispersions were significantly higher in CRP positive group than CRP negative group. As a result we have shown that a positive relationship between MAU and QT interval in nondiabetic essential hypertensive patients like the positive relationship between MAU and QT interval parameters in diabetic patients shown before. These data prompt us think that QT interval parameters in nondiabetics essential hypertensive patients can be a factor for cardiovascular mortalty. More sophisticated studies with larger sample size are urgently needed. 44
Collections