Depresyonlu ve depresyonsuz obsesif kompulsif bozuklukta immun sistem göstergeleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Obsesif Kompulsif Bozukluk süreğen seyretme eğiliminde olan ve yüksek düzeyde işlev kaybına neden olan bir hastalıktır. Son dönemde Akut Romatizmal Ateş'in geç dönem klinik görünümü olan Sydenham koresinde OKB ve tik bozukluğu bulguları saptanması, A grubu beta hemolitik streptokok enfeksiyonu sonrası görülen nöropsikiyatrik bir bozukluk (PANDAS)'ta da OK bulgularının görülmesi OKB etyolojisinde otoimmun ya da immünolojik mekanizmaların rol oynadığını gösteren kanıtlar sunmaktadır. Çalışmanın amacı OKB ve OKB'ye eşlik eden depresyonda klinik bulgular ile immun ve nöroendökrin belirteçleri tanımlamaktır. Bir psikiyatri polikliniğine başvuran daha önce tedavi almamış veya en az bir aydır psikiyatrik tedavi almayan, tıbbi açıdan sağlıklı ve herhangi bir ilaç kullanımı olmayan 19 OKB ve eşlik eden major depresyon, 22 OKB tanılı hasta çalışmaya alındı. Kontrol grubu olarak da 21 sağlıklı birey yaş ve cinsiyet eşlemeli olarak seçildi. Araştırmaya alman kişilere ve kontrol grubuna ilk olarak SCID-CV görüşmesi yapılarak DSM-rVe göre tanı konuldu. Ardından deneyimli bir immunolog tarafından hazırlanan ve immun sistemi etkilediği bilinen sistemik hastalıkları sorgulamaya yönelik olarak Sistemik Hastalık Sorgulama Formu (SHSF) dolduruldu. Bu görüşmeler sonucu OKB ve major depresyon eştanısı olan, OKB tanısı olan hastalara ve sağlıklı kontrol deneklerine sosyodemografik verileri de içeren OKB'ye yönelik hasta bilgi formu, Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği (HDDÖ), Hamilton Anksiyete Değerlendirme Ölçeği (HADÖ), Beck Depresyon Envanteri (BDE), Maudsley Obsesif Kompulsif Soru Listesi (MOKSL) ve Yale-Brown Obsesyon Kompulsiyon Derecelendirme Ölçeği (YBOKÖ) uygulanmasının ardından sabah 08.00- 10.00 saatleri arasında hemogram, sedimantasyon, ACTH, kortizol, prolaktin ve growth hormon ve lenfosit alt gruplar için kan alındı. HDDÖ puanlarına göre OKB-Depresyon ile OKB, OKB-Depresyon ile kontrol ve OKB ile kontrol grupları arasında anlamlı farklılık saptandı, ölçekpuanlan en yüksek OKB-Depresyon grubundaydı. YBOKÖ ölçeği puanlarının karşılaştırılmasında da anlamlı bir farklılık saptandı ve ikili karşılaştırmalarda farklılığın OKB-Depresyon ile kontrol grupları arasında olduğu belirlendi. HADÖ-Toplam, HADÖ-Psişik, HADÖ-Somatîk, BDE, MOKSL Toplam puanları, MOKSL temizlik, MOKSL kontrol ve MOKSL ruminasyon alt ölçek değerlendirmelerinde OKB-Depresyon ile OKB ve OKB-Depresyon ile kontrol grupları arasında anlamlı farklılık saptandı. MOKSL yavaşlık ve MOKSL kuşku alt ölçeklerinde ise OKB-Depresyon ile kontrol grupları arasında anlamlı bir farklılık belirlendi. OKB-Depresyon ve OKB gruplarında YBOKÖ'de kontrol kompulsiyonlarında anlamlı bir artış olduğu belirlendi. OKB-Depresyon grubunda psikometrik ölçek puanları ile immun parametreler arasında anlamlı korelasyon saptanmadı. OKB grubunda BDE ile CD3+HLA-DR (Aktive T hücresi) arasında anlamlı pozitif bir korelasyon saptandı. Ancak daha yapılandırılmış ölçeklerle bu korelasyon gösterilemediğinden anlamlı bir korelasyon olarak yorumlanmadı. Endokrin parametrelere göre yapılan karşılaştırmada GH değerleri OKB- Depresyon ve OKB gruplarında kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek saptandı. OKB'de immün stimulator olan GH'un uyarım testlerine körleşme yanıtı verdiği bildirilmiştir. Lenfosit alt gruplarına göre yapılan değerlendirmede CD8+ düzeylerinde OKB-Depresyon grubunda azalma olduğu ve göreceli olarak da CD4+/CD8+ düzeylerinde artma olduğu saptandı, immun yanıtın Th aktivitesi yönünde arttığını gösteren bir bulgu olarak görünmektedir. OKB-Depresyon grubunda CD3+ ve CD4+ düzeyleri ile kortizol düzeyleri arasında anlamlı negatif korelasyon saptandı. Depresyonda toplam T hücre ve Th hücrelerin sayısı ve işlevlerinde kortizolün immun supresif etkisi bulunmaktadır. Bu korelasyon da bu ilişkiyi göstermektedir. İmmun stimulator olduğu bilinen GH'nin bu işlevi ile doğru orantılı olarak humoral immun yanıt ile antikor oluşumunda rol oynayan B lenfosit CD19+ düzeylerini artırdığı saptandı. Yine bu grupta doğrudan sitotoksik etkisi olan NK hücreleri ile NK aktivitesini artırdığı bilinen ACTH düzeyleri arasında bir pozitif korelasyon saptandı. OKB grubunda ise CD3+ düzeyleri ile ACTH düzeyleri, CD4+ ve CD8+ düzeyleri ile kortizol arasında ve dolayısıyla CD4+/CD8+ oranı arasında 143negatif bir korelasyon, CD8+ ile GH düzeyleri arasında ise pozitif bir korelasyon olduğu saptandı. Kontrol grubunda da CD3+ ile ACTH düzeyleri arasında negatif korelasyon, NK ile ACTH düzeyleri arasında pozitif bir korelasyon olduğu saptandı. Tüm bu bulgular OKB'de HPA eksen ile immun sistemin aktif hale geldiğini ve ancak OKB-Depresyon grubunda immunsupresif ve sitotoksik etkilerin belirgin olduğunu, belki de humoral immun yanıt başlayacak şekilde daha kronik bir seyir izlediğini gösterebilmektedir. Sonuçta depresyonun eşlik ettiği OKB'de immun yanıtlar daha belirgin ve süreğen olma eğilimindedir. Bu durumun depresyondan mı yoksa OKB'den mi kaynaklı olduğunu ayırt edebilmek için depresyonla da karşılaştırmalı çalışmalara gereksinim vardır. Ayrıca bulgularımız doğrultusunda kronik bir antijenik uyarım olabileceği ve Th1/Th2 dengesinin Th2 lehine kaydığını gösterebilecek daha geniş örneklemli ve özgül immünolojik araçlarla yapılmış çalışmalara gereksinim vardır. 144 VIII. SUMMARY Obsessive Compulsive Disorder is a disease that tends to have a chronic course and causes great functional loss. Detecting OCD and Tic disorders in Sydenham Chorea which is the late phase clinical presentation of rheumatic fever and also observing obsessive compulsive findings in PANDAS which is a neuropsychiatric disorder in Group A beta haemolytic streptococcal infections provide evidence that autoimmune and immunological mechanisms play a role in the aetiology of OCD. The aim of the present study was to define the clinical findings and immune and neuroendocrine markers in OCD and in depression associated with OCD. 19 patients having OCD with major depression and 22 OCD patients were included in the study. These patients were otherwise medically healthy, free of medication and had received no psychiatric treatment before or at least one month prior to the study. Control group was consisted of 21 healthy individuals who were matched for age and gender. Participants of the study and the control group were diagnosed according to DSM-IV by SCID-CV interview and they were given Systemic Disease Scale prepared by an experienced immunologist in order to evaluate the systemic diseases known to affect the immune system. Following the interviews, patients having concomitant OCD and major depression diagnosis, patients having OCD diagnosis and healthy controls were administered an Patient Information Form including socio- demographical data, Hamilton Depression Rating Scale (HDRS), Hamilton Anxiety Rating Scale (HARS), Beck Depression Inventory (BDI), Maudsley Obsessive-Compulsive Questionnaire (MOCI) and Yale-Brown Obsession- Compulsion Scale (Y-BOCS). Blood samples for CBC, sedimentation, ACTH,Cortisol, prolactine and growth hormone and lymphocyte subtypes were taken between 08.- 10 am. According to HDRS scores, there were significant differences between OCD-Depression and OCD, OCD-Depression and controls, and OCD and control groups. The scale scores were the highest in OCD-Depression group. Comparing Y-BOCS scores revealed a significant difference, and the pair comparison showed that difference was between OCD-Depression and control groups. HARS Total, HARS- Psychic, HARS-Somatic, BDI, MOCQ Total scores, MOCI Cleanliness, MOCI checking and MOCI rumination subscale evaluations revealed a significant difference between OCD- Depression and OCD and also between OCD-Depression and Control groups. According to MOCI slowness and MOCI suspicion subscales there was a significant difference between OCD-Depression and control groups. There was also a significant increase in checking compulsions in Y-BOC in OCD-Depression and OCD groups. There was no significant correlation between psychometric scale scores and immune parameters in OCD-Depression group. In OCD group, a significant positive correlation was found between BDI and CD3-HLA-DR (Active T cell). However, this was not considered as a significant correlation as it was not evidenced by a more structured scale. Comparisons on endocrine parameters revealed that GH values of the OCD- Depression and OCD groups were significantly higher than that of control group. It has been reported that GH, which is an immune stimulator, generates a blind response to stimulation tests. Comparisons on lymphocyte subgroups revealed that there was a decrease in CD8+ levels and a relative increase in CD47CD8* levels in OCD- Depression group, which is finding suggesting that immune response increases in correlation with Th activity. 146There was a significant negative correlation between CD3+ and CD4+ levels and Cortisol levels in OCD-Depression group. Cortizol has an immune suppresive affect on the total number and functions of T cells and Th cells in Depression. This correlation shows this relation. GH, which is known to be an immune stimulator, was detected to increase the B lymphocyte CD19+ levels that play a role in humoral immune response and antibody production. Again in this group, a positive correlation was found between NK cells having direct cytotoxic effect and ACTH levels known to increase NK activity. In OCD Group, there was a negative correlation between CD3+ levels and ACTH levels, CD4+ and CD8+ levels and cortizol and thus CD47CD8+ levels, while there was a positive correlation between CD8+ and GH levels. In control group, there was a negative correlation between CD3+ and ACTH levels, and a positive correlation between NK and ACTH levels. All these findings show that HPA axis and immune system becomes active in OCD while immunosuppresive and cytotoxic effects are evident only in OCD-Depression group, which suggests that it may have a more chronic progress that allows humoral response. As a result, immune responses are more prominent and chronic in OCD with depression. Studies comparing this with depression are needed in order to detect whether this occurs due to depression or OCD. Moreover, studies on large samples using special immunological tools are needed to demonstrate a possible chronic antigenic stimulation and that Th1/Th2 balance shifts in favour of Th2. 147
Collections