İnguinal lenf bezi diseksiyonu uygulanan sıçanlarda lokal steril talk ve lokal antiinflamatuar ilaç uygulamalarının postoperatif seroma oluşumuna etkilerinin incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Alt ekstremite malignitelerinde sık karşılaşılan inguinal lenf bezi metastazları sonrası uygulanan lenfadenektomilerin komplikasyonu olan seroma birikimi önemli bir sorundur. Lenfadenektomi uygulanan hastaların %25?inde görülen seroma birikimi flepte iskemi, nekroz, enfeksiyon, sütür hattında ayrılmaya neden olabilmektedir. Bu sebepler hastaların hastanede yatış süresini uzatmakta, yara iyileşmesini geciktirdiğinden postoperatif uygulanacak adjuvan tedavinin de gecikmesine neden olmaktadır. Bugüne kadar seroma birikiminin önlenmesine yönelik pek çok yöntem geliştirilmiştir. Katmanlı sütür teknikleri ile ölü boşlukların azaltılması, drenaj sistemleri, diseksiyonsahasında sklerozis ve adezyon oluşturan maddelerin kullanılması, antiinflamatuar ilaçkullanımı ile sıvı oluşumunun azaltılması, immobilizasyon, basınçlı pansuman uygulamaları gibi yöntemler uygulanmıştır. Ancak bu yöntemlerin ya yeterli etkinliklerinin olmadığı, ya istenmeyen yan etkilerinin olduğu ya da maliyetlerinin yüksek olduğu görülmüştür. Günümüzde halen seroma birikiminin hızlı ve efektif olarak tedavisi cerrrahi bir sorundur.Bu amaçla çalışmamızda inguinal lenf bezi diseksiyonu uygulanan sıçanlarda malign plevral efüzyon tedavisinde kullanılan talk maddesi diseksiyon alanına uygulanıp seroma birikimi üzerine etkileri incelendi. Bunun yanısıra daha önce seroma birikimi üzerine etkileri araştırılmış olan antiinflamatuar ilaç uygulaması ile talk uygulamasının etkileri karşılaştırıldı. Çalışmada 24 adet sıçan 3 gruba ayrıldı. Sıçanlarda inguinal bölgede lenf bezlerini içeren yağlı gözeli doku eksize edildi. Bu bölge 1. grupta (kontrol grubu) serum fizyolojik ile; 2. grupta steril talk solüsyon ile; 3. grupta ise antiinflamatuar ilaç ile yıkanıp flepler sütüre edildi. Seromanın en fazla olduğu 7. günde yara yerlerinde oluşan sıvı aspire edilip ölçüldü ve biyopsi örnekleri alındı. Yara iyileşmesinin onarım fazının tamamlandığı 3. haftada oluşan sıvı aspire edilip ölçüdü ve biyopsi örnekleri alındı. Hematoksilen-Eosin boyamasıyla histopatolojik değerlendirmede örneklerde inflamasyon, infiltratif hücre infiltrasyonu, kapiller ve fibroblast-kollajen fibrillerin değerlendirilmesi yapıldı. Kesitler avidin-biyotin-peroksidaz yöntemiyle, anti-IL 17 ve anti-fibronektin primer antikorlarıyla indirek immunohistokimyasal olarak değerlendirildi. Seroma volümleri karşılaştırıldığında 1. grupta en fazla, 2. grupta 1. gruba göre daha az ve 3. grupta diğer gruplara göre belirgin olarak daha az sıvı aspire edildi. T helper hücrelerinin proliferasyonunu arttırmada özgül etkiye sahip IL-17 boyamada kullanıldı. ixİmmünhistokimyasal incelemede talk uygulanan grupta anti-IL-17 boyamasında kontrol grubu ve meloksikam gurbuna göre belirgin artış olduğu saptandı. Bu grupta fibronektin, fibrin ve kollajen yapımının da arttığı görüldü. Histolojik karşılaştırmalarda antiinflamauar ilaç uygulanan grupta hücresel aktivasyonun baskılandığı ve dolayısıyla bölgede reaksiyonel sıvının azaldığı görüldü. Talk uygulanan grupta ise kollajen ve fibrin oluşumunun antiinflamatuar ilaç uygulanan gruba ve kontrol grubuna göre daha fazla olduğu, bunun da oluşan yoğun fibrin ağı ile diseksiyon alanında seröz sıvı birikimini önlediği görüldü. Seroma birikiminin önlemesine yönelik fibrin glue, tetrasiklinin, corynebacterium parvum, 5-FU, sentetik steroidler, antiinflamatuar ilaçlar ile yapılmış deneysel ve klinik çalışmalar bulunmasına rağmen talk maddesiyle yapılmış benzer deneysel çalışma bulunmamaktadır. Seroma birikiminin önlenmesinde ideal yöntem basit uygulanabilen, kolay ulaşılabilen, maliyeti düşük ve efektif olmalıdır. Bu nedenle talk maddesinin kullanım alanının klinikte genişletilmesini, plastik cerrahi pratiğinde lenf bezi diseksiyon alanlarında, geniş flep diseksiyonunda seroma oluşumunu azaltmak amacıyla kullanılmasını öneriyoruz. Anahtar Kelimeler: İnguinal lenf bezi diseksiyonu, Seroma birikimi, Talk Accumulation of seroma is a common complication and is an important problem after lymphadenectomy for inguinal lymph node metastases caused by lower extremity malignancies. It may cause flap ischemia, necrosis, infection, and suture line dehiscence in 25% of patients who underwent lymphadenectomy. These complications cause a delay in wound healing, a delay in post-operative adjuvant therapy and a prolonged hospitalization time. So far, many techniques have been developed to prevent the accumulation of seroma. Supporting sutures for reducing the dead spaces, drainage systems, the use of medication in dissection area for forming sclerosis and adhesions, reducing the formation of the liquid with the use of anti-inflammatory agents, immobilization, pressure dressings were applied for this reason. However, either of these methods are not sufficient, do have side effects or higher costs. Currently, fast and effective treatment of the accumulation of seroma is a surgical problem. In this study, the effects of talc substance on seroma formation after inguinal lymph node dissection on rats were investigated. The effects of previously investigated antiinflammatory drugs and talc substance are compared. A total of 24 rats forming three groups are used for this study. The fatty tissue including the inguinal lymph nodes are excised. This area is irrigated by normal saline in group 1, by slurry talc in group 2 and by an antiinflammatory drug meloxicam in group 3 and the flaps are sutured afterwards. On the seventh postoperative day when the seroma formation is maximum, the effusion is aspirated, the volume is measured and biopsy samples are collected. On the third postoperative week when the wound healing is completed, the effusion is aspirated, the volume is measured and biopsy samples are collected again. The cytological samples are prepared with haematoxylin eosine and evaluted by checking the inflamation, infiltrative cell infiltration, cappillary and fibroblast-collagene fibrils. The samples are also evaluted by indirect immunohistochemical examination by avidin-biotin-peroxidase method using anti-IL 17 and anti-fibronectine antibodies. The volume of seroma aspirated from biggest to least was group 1, group 2 and group 3 respectively. In immunohistochemical staining IL-17 was used which shows the proliferation of T helper cells. Immonohistological examination showed that IL-17 has increased more in the talc group. In this group the production of fibronectin, fibrin and collagene have also increased. Histological comparison showed that the cellular activation is depressed in antiinflammatory drug group resulting with a decrease in seroma at the surgical field. Production of fibronectin, fibrin and collagene have also increased more in the talc group and this prevented collection of seroma in the disection field. There are articles about xithe effect of fibrin glue, tetracycline, corynebacterium parvum, 5-FU, synthetic steroids and antiimflamatory drugs on seroma formation but there is no experimental study on talc. The ideal method for preventing seroma should be simple, easily obtainable, with a low cost and effective. For this reason we recommend the use of talc more commonly in plastic surgery practice especially on lymph node dissection and flap disection areas.Keywords: inguinal lymph node dissection, seroma accumulation, talc
Collections