Klasik hodgkin lenfomada cd68 ve cd163 ile belirlenen tümör-ilişkin makrofaj yoğunluğunun latent EBV enfeksiyonuyla ve prognozla ilişkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
AMAÇ: Bu çalışmada klasik Hodgkin lenfoma (KHL) olgularında CD68 ve CD163 ile tümör-ilişkin makrofaj (TAM) yoğunluğunu saptamak ve bunun neoplastik hücrelerdeki latent EBV enfeksiyonu, genel sağkalım ve progresyonsuz sağkalım süreleri ile olası ilişkilerini ortaya çıkarmak; ek olarak da bahsedilen değişkenlerin Uluslararası Prognostik skor (IPS), Avrupa Kanser Araştırma ve Tedavi Organizasyonu (EORTC) skorlaması gibi prognostik belirteçler ve klinikopatolojik parametreler ile ilişkisinin olup olmadığını açığa çıkarmak amaçlanmıştır.GEREÇ VE YÖNTEM: 46 KHL olgusu makrofaj yoğunluğunun araştırılması amacıyla CD68 (PG-M1 ve KP1 klonları) ve CD163 belirteçleri ile immunhistokimya (İHK) yöntemiyle boyanarak boyanma oranı değerlendirilmiş, bu oranların medyan değerlerine göre ve daha az ekspresyonun anlamlı olup olmadığını araştırmaya yönelik kesme değerleri oluşturulmuştur. Kromojen in situ hibridizasyon yöntemiyle (CISH) EBER (Epstein-Barr virus encoded RNA) probu kullanılarak olgularda EBV enfeksiyonu olup olmadığı araştırılmıştır. BULGULAR: %40 kesme değeriyle CD68 PG-M1 ekspresyonu artışının ve uluslararası prognostik skorun (IPS) yüksek oluşunun genel sağkalım süresini azalttığı görülmüştür (sırasıyla p=0,047 ve p=0,013). Bunun yanı sıra klinik parametrelerden hastalığın ileri evrede olması, ekstralenfatik tutulumun bulunması, sedimentasyonun 50 üzerinde olması ve olguların EORTC'ye göre kötü risk grubunda yer almasının genel sağkalımı azalttığına yönelik sınırda anlamlılık gözlenmiştir (sırasıyla p=0,090, p=0,067, p=0,073 ve p=0,076). Progresyonsuz sağkalım süresinin uzun olması ile tutulu nodal alan sayısının 3'ün altında olması arasında anlamlı ilişki izlenirken, EBV enfeksiyonu varlığıyla sınırda anlamlılık saptanmıştır (sırasıyla p=0,043 ve p=0,062). Ayrıca ekstralenfatik tutulum bulunması ve sedimentasyonun 50 üzerinde olmasının hem genel hem de progresyonsuz sağkalım süresin azalttığı yönünde sınırda anlamlılık gözlenmiştir (sırasıyla p=0,051 ve p=0,090). Her üç makrofaj belirtecinde yoğunluk artışının, klinikopatolojik parametrelerden B semptom varlığı, dalak tutulumun olması, EORTC'ye göre kötü risk grubu ve EBV enfeksiyonun varlığıyla korelasyon gösterdiği izlenmiştir. Aynı zamanda CD163+ makrofajların artışı ile yüksek IPS, sedimentasyon yüksekliği ve ileri yaş arasında (sırasıyla p=0,037, p=0,017, p=0,008); CD68 PG-M1+makrofaj artışı ile sedimentasyon yüksekliği, erkek cinsiyet ve neoplastik hücrelerin orta/fazla sayıda bulunması arasında (sırasıyla p=0,038, p=0,023, p=0,012) ve CD68 KP1+makrofaj artışıyla yüksek IPS arasında anlamlı ilişki saptanmıştır (p=0,038). Çok değişkenli analizde her üç belirteç ile EBV enfeksiyonu ve B semptomları arasındaki, CD163 ve CD68 PG-M1belirteci ile de ek olarak dalak tutulumu arasındaki anlamlı ilişkinin devamlılığı görülmüştür.SONUÇLAR: Bulgular PG-M1 ile belirlenen TAM yoğunluk artışını daha kısa genel sağkalım süresiyle ilişkili olduğunu gösterirken, diğer iki makrofaj belirteciyle sağkalım arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Ancak her üç makrofaj belirteciyle saptanan TAM artışı ve EBV pozitifliğinin risk gruplarının oluşturulmasında yer alan klinik parametrelerden bazıları ile arasında saptanan anlamlı ilişki, makrofaj yoğunluğunun vurgulanmasının hastaların prognostik risk gruplarının belirlenmesinde kullanılabileceğine ve patoloji raporlarında belirtilmesi gerektiğine işaret etmiştir. Daha kesin sonuçlar alınabilmesi için, konunun daha çok çalışmada, daha geniş ve daha uzun izlem süreli serilerde ele alınmasının gerekli olduğu düşünülmüştür. AİM: Our aim is to evaluate the quantity of tissue associated macrophages (TAM), detected by CD68 PG-M1, CD68 KP1 and CD163 positivity and its correlation between latent EBV infection in neoplastic cells, and to reveal the possible association of overall and progression free survival in cases of Hodgkin's lymphoma of classical type (cHL); to see also whether there is an association with prognostic indices such as International Prognostic Score (IPS) and European Organization for Research and Treatment of Cancer (EORTC) and clinicopathological parameters.MATERIALS AND METHODS: 46 cases of Hodgkin's lymphoma classical type were selected for evaluation. Staining for CD68 (PG-M1 and KP1 clones) and CD163 immunohistochemistry were evaluated, cut-off values were defined according to median values of staining intensity and ratio. The significance of values lower than median values were also reviewed to determine their statistical importance. Additionally, all cases were evaluated using chromogen in situ hybridization (CISH) method with EBER (Epstein-Barr virus encoded RNA) probes for presence of possible EBV infection. RESULTS: We found high expression levels of CD68 PG-M1 and high IPS were associated with shortened overall survival (p= 0,047 and 0,013, respectively). Association with parameters such as advanced stage disease, presence of extralymphatic involvement, high erythrocyte sedimentation rate (ESR>50) and being in the poor risk group for EORTC were also found statistically significant for shortened overall survival (p=0,090, p=0,067, p=0,073 and p=0,076 respectively). Cases with 2 or less nodal region involvement have been observed to have longer progression-free survival period, also there was statistically borderline significant association with presence of EBV infection (p=0,043 and p=0,062 respectively). Presence of extralymphatic involvement and high ESR (>50) were found to shorten progression-free survival as well as overall survival, again in a borderline manner (p=0,051 and p=0,090 respectively). High expression levels with immunohistochemical markers (CD68 PG-M1, CD68 KP1 and CD163) were found to show association with presence of clinical parameters such as, presence of B symptoms, spleen involvement, being in the poor risk group for EORTC and presence of EBV infection. High CD163 expression levels were associated with high IPS, high ESR and older age (p=0,037, p=0,017 and p=0,008 respectively). Higher staining intensity with CD68 PG-M1 were associated with high ESR, male sex and neoplastic cell count being intermediate/high (p=0,038, p=0,023, p=0,012, respectively). Higher staining intensity with CD68 KP1 were associated with higher IPS (p=0,038). In multivariate analysis, each three markers have also shown significant relevance with presence of EBV infection and B symptoms, while spleen involvement were found to have correlation with CD163 and CD68 PG-M1. CONCLUSIONS: Our findings suggest that increase of CD68 PG-M1+ TAM with a cut-off point of 40% is associated with shortened overall survival, while the remaining markers were observed to have no such significant association with overall or progression-free survival. Presence of EBV infection and clinical parameters mentioned above and used for determining risk groups, showed significant association with each marker. These findings indicate that highlighting TAM rate via macrophage markers in cases of cHL could be helpful determining prognostic risk groups and should be mentioned in pathology reports. In order to obtain more accurate results, this subject is needed to be evaluated in other studies including larger series with much more longer follow-up periods.
Collections