Dünyada ekonomik bütünleşme ve Türkiye açısından Karadeniz Ekonomik İşbirliği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Mikro düzeyde; yatay ve dikey bütünleşmeler olarak gerçekleşen ekonomik bütünleşmeler, makro düzeyde ise; ulusal bütünleşme, uluslararası ekonomik bütünleşme ve dünya bütünleşmesi olarak sınıflandırılmaktadır. Uluslararası ekonomik bütünleşme; bağımsız ulusal ekonomiler arasında ticareti engelleyici kısıtlamaların kaldırıldığı, ticari ilişkilerin önem kazandığı süreçte, ülkeler arasında kurulan bölgesel grup ya da bloklardır. Uluslararası ekonomik bütünleşmeler genel olarak, serbest ticaret bölgesi, gümrük birliği, ortak pazar, ekonomik birlik ve tam ekonomik bütünleşmeler şeklinde sınıflandırılmaktadır. Uluslararası ekonomik bütünleşme aşamalarının bir ön aşaması niteliğinde olan ekonomik işbirliğinde amaç; uluslararası ticarete ait çeşitli engelleri ortadan kaldırmak ve bu konudaki kontrolleri en aza indirmektir. Ülkeleri uluslararası ekonomik bütünleşmeye iten nedenler genellikle ekonomiktir. Uluslararası ekonomik bütünleşmelerin ileri aşamalarında, ülkeler arası ekonomik ve sosyal politikaların uyumlaştırılması, üye ülkeler arasında politik yakınlaşmalara da yol açmaktadır. Ülkelerin ekonomik bütünleşmelerine ortam hazırlayan başlıca faktörler arasında; ekonomik gelişme düzeylerinin yakın olması, coğrafi yakınlık, siyasi ve askeri konularda yakınlık, tarihi, dini ve kültürel bağların bulunması ile uluslararası anlaşmalardan doğan zorunluluklar sayılabilir. Uluslararası ekonomik bütünleşmenin başarılı olabilmesi için, kurulan ekonomik bütünleşmeye üye ülkelerin, az çok homojen yapıya sahip olmaları ve ekonomik kalkınmanın benzer aşamasında yer almaları gerekmektedir. Temeli İkinci Dünya Savaşı sonrasında atılan ve diğer ekonomik bütünleşmelere bir başlangıç teşkil eden Avrupa Birliği, günümüzde uluslararası ekonomik bütünleşmenin ortak pazar aşamasındadır. Benzergelişmişlik düzeyine sahip üye ülkeleri ile Avrupa Birliği, uluslararası ekonomik bütünleşmenin daha ileri aşamasını amaçlayan başarılı bir entegrasyondur. Avrupa Birliği (A.B), Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi (NAFTA) ve Pasifik Ticaret Bölgesi, bölgesel nitelikli ekonomik entegrasyonlardır. Sözkonusu ekonomik oluşumların, sırasıyla bölgelerinde oluşturdukları mark, dolar ve yen bölgesi ile üç güçlü ekonomik blok olduklarını görmekteyiz. A.B, NAFTA ve Pasifik Ticaret Bölgesi'nden sonra, fikir liderliğini Türkiye'nin yaptığı, Karadeniz Havzası'nda yer alan ülkeler arasında bölgesel» barış ve ekonomik istikrarı sağlamak, coğrafi yakınlıktan doğan ortamda üye ülkeler arası ekonomik ilişkileri arttırmak ve geliştirmek amacıyla, dördüncü bir grup bölgesel işbirliği girişimi olan Karadeniz Ekonomik İşbirliği doğmuştur. Türkiye'yi K.E.İ Projesi'ne yönelten etkenleri şöyle sıralayabiliriz: a. İçinde bulunduğumuz yüzyılda ekonomik bütünleşme ve bölgesel işbirliği girişimlerinin önem kazanması, b. Türkiye'nin 1980'li yılların sonunda Sovyetler Birliği'nde meydana gelen siyasi ve ekonomik değişiklikler sonrasında kurulan yeni bağımsız devletler ile kültür ve tarih birliği, coğrafi yakınlık gibi ortak yönlerinden doğacak avantajları değerlendirmek istemesi, c. Avrupa Birliği'ne girme sürecindeki Türkiye'nin K.E.İ.B'de yer alarak Karadeniz'e kıyısı olan ülkeler arasında siyasi barış ve ekonomik istikrarı sağlamak, coğrafi yakınlıktan doğan elverişli ortamda üye ülkeler ile ekonomik ilişkilerini arttırmak ve bölgedeki önemini güçlendirmek istemesi, d. Türkiye'nin üyesi bulunduğu Ekonomik işbirliği Teşkilatı (ECO)'nun beklenilen gelişmeyi gösterememiş olmasıdır.25 Haziran 1992 tarihinde İstanbul Deklarasyonu ile resmen kurulmuş bulunan Karadeniz Ekonomik Işbirliği'ne üye ülkeler; Türkiye'nin yanısıra, Arnavutluk, Azerbaycan, Bulgaristan, Ermenistan, Gürcistan, Moldovya, Romanya, Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Yunanistan'dır. KE.I'nin kuruluş aşamasındaki hazırlık çalışmalarında temel amaç olarak, üye ülkelerin coğrafi yakınlıklarından ve ekonomilerinin birbirlerini tamamlayıcı özelliğinden yararlanarak aralarındaki ticari, ekonomik, bilimsel ve teknolojik işbirliğini geliştirmeleri ve Karadeniz Bölgesi'nin bir barış, işbirliği ve refah bölgesi haline gelmesi öngörülmektedir. Bu temel amaç doğrultusunda kısa dönemde; bölge ülkeleriyle hükümetlerarası ve hükümetlerdışı işbirliği için uygun ortam oluşturulması ve taraflar arasında mal ve hizmet ticaretinin arttırılması öngörülmüştür. Uzun dönemde ise, bölge ülkeleri arasında aşamalı olarak Serbest Ticaret Bölgesi kurulması amaçlanmaktadır. Ancak K.E.İ, `Ekonomik işbirliği` aşamasında değerlendirilmesi gereken bir girişimdir. Karadeniz Bölgesi'nde siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanması bakımından önemli bir adım olması ümit edilen K.E.İ ile, üye ülkelerde ekonomik büyümenin sağlanması, yaşam standartlarının yükseltilmesi, istihdamın arttırılması, çağdaş yöntemlerle ve yüksek teknoloji ile üye ülke ekonomik kaynaklarının rasyonel kullanılması ve çevre korunmasının sağlanması hedeflenmektedir. K.E.İ'nin başarısı açısından mevcut sorunların ivedilikle aşılması önem taşımaktadır. Başlıca mevcut sorunlar; ekonomik bağımlılık, finansman, altyapı ve siyasi sorunlardır. KE.İ'ye üye B.D.T ülkeleri ile Doğu Avrupa ülkeleri ekonomileri arasında, daha önceki merkezi planlama uygulamaları nedeniyle, ekonomik ve fiziki yönden bağımlılık ile tamamlayıcı bir ekonomik yapı görülmektedir. Sözkonusu ülkeler arasındaki bağımlılık ve tamamlayıcılık ilişkisinin, belirli bir süreç içerisinde üye ülkelerin üstün oldukları alanlarda uzmanlaşmaya giderek, ekonomik bütünleşmeye daha rekabetçi bir yapıkazandırmaları, işbirliğinin başarısı açısından önemlidir. Üye ülkelerdeki altyapı sorununun giderilmesi amacıyla, yatırımların arttırılması, üye ülkelerin risk taşıyan ülke konumundan uzaklaşması ve ülkeler arasında düzenli, yeterli ve doğru bir bilgi akışını sağlayacak telekominikasyon ağının kurulması ve geliştirilmesi gerekmektedir. K.E.İ üyesi ülkelerin çoğunda, serbest döviz imkanlarının kısıtlılığı, paralarının konvertibl olmaması ve nispi fiyat dengesinin kurulamaması gibi finansman sorunları önemli ölçüde nakit sıkıntısı yaratmakta ve dış ticarette de tıkanıklıklara yol açmaktadır. Sayılan finansman sorunları nedeniyle üye ülkeler arasında, başlangıçta, karşılıklı ticaret yöntemlerine başvurulabilir. Ancak karşılıklı ticaret, serbest dövize dayalı ticarete alternatif olarak düşünülmemelidir. Son yıllarda izlenen dışa açılma, yeniden yapılanma ve pazar ekonomisine geçiş ile birlikte, K.E.İ ülkelerinin gerek kendi aralarında gerekse diğer ülkeler ile dış ticaretlerinde hızla serbest döviz esasına dayalı ticarete geçmelidirler. Üye ülkelere yatırım ve ticaret konularında kredi ve finansman sağlamak, üye ülkeler arasındaki finansman sorunlarını çözümlemek amacıyla Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası kurulmuştur. KE.İ'ye üye Türkiye ve Yunanistan dışındaki ülkelerde, merkezi planlı ekonomiden piyasa ekonomisine geçiş ile birlikte, fiyatlar üzerindeki sübvansiyon ve devlet müdahalesi kalkmıştır. Serbest bırakılan fiyatlar neticesinde birçok tüketim malının fiyatı yükselmiştir. Sözkonusu üye ülkelerde, enflasyon sorunu, teknolojik gerilik sorunu ile merkezcil yapıdan kaynaklanan karar alma ve uygulama arası gecikmeler, mevcut diğer sorunlar arasındadır. K.E.İ ülkelerinin ekonomik yapıları birbirlerini tamamlayıcı bir nitelik taşımaktadır. Türkiye'nin K.E.İ ülkelerinden ithalatı, sanayi ürünleri ve hammadde ağırlıklıdır. Çoğu hammadde ihracatçısı olan üye ülkelerin ekonomik yapıları, doğalgaz, petrol ve petrokimya ürünleri ile maden yatakları bakımından zengin doğal kaynaklara sahiptir. K.E.İ üyesi Doğu Avrupa ülkeleri ile yeni bağımsız Cumhuriyetleri'nin üretiminde etkin olmadıkları dayanıklı tüketim mallan, gıda ürünleri ile hafif sanayi dalları, Türkiye'nin üretiminde uzmanlaştığı alanlardır. K.E.İ kapsamındaTürkiye, üretiminde karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olduğu ve üye ülkelerin ihtiyaç duyduğu bu alanlarda üye ülkelere ihracatını arttırarak, üye ülkelerden başta hammadde olmak üzere ihtiyaç duyduğu sanayi ürünlerini karşılayabilecektir. Ayrıca KE.I'nin başarısı açısından, gerek Türkiye'nin üye ülkeler ile gerekse üye ülkeler arası çeşitli alanlarda işbirliği faaliyetleri arttırılmalıdır. Türkiye'nin üye ülkeler ile yıllar itibariyle sürekli artış gösteren dış ticaret hacminin daha da genişletilmesi açısından sınır ve kıyı ticaretinin geliştirilmesi, serbest bölge ve antrepoların kurulması, serbest dövize dayalı ticaretin henüz oluşmadığı üye ülkelerle doğalgaz benzeri anlaşmalara gidilmesi önem kazanmaktadır. « Üye ülkelerin sahip oldukları potansiyeli harekete geçirmesi beklenen ve uzun dönemli bir yatırım projesi olarak değerlendirildiğinde Türkiye'nin önemli avantajlar sağlayabileceği K.E.I, Türkiye'nin üyesi bulunduğu diğer uluslararası ekonomik bütünleşmelere alternatif olarak değerlendirilmemesi gereken, aksine Türkiye'nin ekonomik ve siyasi konumunu daha da güçlendiren ve Avrupa Birliği ile entegrasyonunu destekleyici, tamamlayıcı ve hızlandırıcı bir ekonomik bütünleşme aracı olarak görülmelidir. ABSTRACT The economic integrations which are realized as the horizantal and vertical integrations in the micro-level, are classified as the national integration, international economic integration and the world integration in the macro-level. The international economic integration is the regional group or blocks built up between the countries in the process in which the trade-hindering restrictions between the independent national economies are removed and the trade relations gain importance. In general, the international economic integrations are classified as the free-trade zone, customs union, common market, economic union and complete economic integrations. The purpose in establishing the economic cooperation which is a prior step of the international economic integration steps, is to remove the various obstacles in the international trade and to minimize the controls in this subject. The reasons which push the countries to the economic integration are generally economic. In the further steps of the international economic integrations, the harmonization of the economic and social policies between the countries leads also to the political approaches between the member countries. Among the main factors which create a suitable atmosphere of the economic integrations of the countries, the clossness of their economic development levels, the geographical nearness, the nearness in the political and military subjects, existence of the historical, religious and cultural relations. and the necessities coming from the international agreements. For the international economic integration to be successful, the member countries of the economic integration should have more or less a homogeneous structure and take place in the similar phase of the economic development. The European Union, of which the foundation has been laiddown after the World War II. and formed a beginning for the other economic integrations, is today in the common market phase of the international economic integration. The European Union with its member countries having the similar development level, is a successful integration which aims ât a more advanced phase of the international economic integration. The European Union (EU), the North America Free Trade Association (NAFTA) and the Pasific Trade Zone are the economic integrations of the regional character. We can see the said economic formations as the three powerful economic blocks alternately with their mark, dollar and yen regions created in their regions. After the EU, NAFTA and the Pasific Trade Zone, there comes the Black-Sea Economic Cooperation (BSEC) which is a fourth group regional cooperation attempt and of which the ideal leadership has been made by Turkey and aims to provide the regional peace and economic stabilization between the countries situated in the Black-Sea Basin, to increase and develop the economic relations between the member countries in the atmosphere born from the geographical nearness. The factors which direct Turkey to the BSEC Project are namely: a- gaining importance of the economic integration and regional cooperation initiatives in our century, b- the desire of Turkey to maximize the advantages to be born from the common aspects such as the cultural and historical heritages and the geographical nearness with the new established independent states after the political and economic developments occurred in the Soviet Union in the late 80's, c- the desire of Turkey in the process of entering the European Union, by taking place in the BSEC to provide the political peace and economic stability between the countries having coast in the Black Sea, to increase the economic relations with the member countries in a suitable atmosphere arisen from the geographical nearness and to strengthen its importance in the region, d- the fact that the Economic Cooperation Organization (ECO) in whichTurkey is a member, has not succeeded in showing the anticipated progress. The member countries of BSEC which was officially established with the Istanbul Declaration on 25 June 1992 are, besides Turkey: Albania, Azerbaijan, Bulgaria, Armenia, Georgia, Moldovia, Romania, Russian Federation, Ukrania and Greece. The fundamental object in the preparation works in the foundation phase of BSEC is to develop the commercial, economic, scientific and technological cooperation between the member countries by utilizing their geographical nearness and the supplementary characteristic of their economies and to make the Black-Sea Region a region of peace, cooperation and prosperity. In the direction of this fundamental object, it has been aimed in the short period to form a suitable atmosphere for the intergovernmental and outergovemmental cooperations with the regional countries and to increase the trade of goods and services between the parties. In the long-run, it is aimed to establish the Free Trade Zone between the regional countries in stages. But, BSEC is an attempt which should be evaluated in the `Economic Cooperation` phase. With the BSEC, which is hoped to be an important step in providing the political and economic stability in the Black Sea Region, it is aimed to provide the economic growth in the member countries, to increase the living standart and the employment, to utilize the economic resources of the member 'countries rationally with high technology and to provide the environment protection. Surpassing the existing problems urgently is very important from the standpoint of the BSEC success. The main existing problems are the economic dependency, financing, infra-structure and political issues. Between the Independent States Community countries which are the members of the BSEC and the East European countries, there is a supplementary economic structure with the dependency from the economic and physical standpoint by the reasonof the previous central planning implementations. It is very important for the success of the cooperation that this dependency and supplementary relations between the said countries should reach to expertness with in a certain period in the areas in which the member countries are superior and make earn a more competitive structure to the economic integration. For the purpose of solving the infra-structure problem in the member countries, it is necessary that the member countries should go away from the risk bearing country and a tele communication network should be established and developed in order to provide a regular, sufficient and correct information flow between the member countries. In most of the BSEC countries, the financing problems such as the restraint of the free foreign exchange possibilities, inconvertibility of the money and not establishing a relative price balance create the cash shortage in an important degree and lead to the bottlenecks in the foreign trade. For the reason of these financing problems, in the beginning, the mutual trade approaches may be used between the member countries. But, the mutual trade should not be considered as an alternative to the free foreign exchange-based trade. In recent years, with the followed outside-opening policy, reorganization and entering the market economy, the BSEC countries should pass quickly to the free foreign exchange-based trade both between themselves and with the other countries. The Black Sea Commerce and Development Bank has been established in order to provide credit and financing in the investment and commerce subjects of the member countries and to solve financing problems between the member countries. In the member countries of the BSEC, other than Turkey and Greece, the subsidy and the state intervention on the prices have been removed with the passage to the market economy from the central planned economy. At the end of price release, the price of most of the consumer goods has increased. In the said member countries, the inflation problem, the technological backwardness problem and the decision taking from the central body and the delays between the implementations are among the other existing problems.The economic structures of the BSEC countries have a supplementary quality. The import of Turkey from the BSEC countries are mainly «industrial products and raw materials. The economic structures of the member countries which are mostly the raw material exporters, have the natural gas, petrol and petro-chemical products and the rich natural resources of mine layers. The durable consumption goods, foods and the high industry branches in which the BSEC countries and the new independent Republics are not effective, are the areas in which Turkey has become an expert. In the connection of BSEC, Turkey has a comparative superiority in their production and can increase its export to the member countries in these areas and can meet its requirements mainly for the raw-materials and the other industrial products needed. Furthermore, from the standpoint of the BSEC's success, both the cooperation activities of Turkey with the member countries and the activities in various areas between the member countries should be increased. From the standpoint of expanding more the foreign trade volume of Turkey with the member countries which increases by years, it is gaining importance to develop the border and off-shore trades, to install free zones and warehouses and to use the agreements similar to the natural gas contracts with the member countries in which the free foreign exchange-based trade is not formed yet. The BSEC organization which is anticipated to mobilize the potential of the member countries and from which Turkey can take important advantages when it is evaluated as a long-run investment project, should be taken into consideration not to be an alternative to the other international economic integrations in which Turkey is a member; on the contrary, it should be seen an economic integration vehicle to strengthen more the economic and political status of Turkey and to support, complete and accelerate its integration with the European Union.
Collections