2000 yılında halka açılan anonim şirketlerin mali tablolarındaki değişikliklerin analizi ve değerlendirilmesi

Abstract

ÖZET Halka açılma, bir çok ülkede kalkınmanın ve globalleşmeye paralel oluşan gelişme ve değişiklik ihtiyaçlarının gerektirdiği sermaye birikiminin sağlanması ile diğer taraftan sermayenin adil dağılımının gerçekleştirilmesi bakımından ekonomik bir amaç haline gelmiştir. Şirketler halka açılmayı hissedar sayılarını ve sermaye kaynaklarını arttırmak ve böylelikle fon ihtiyaçlarını karşılamak ve ekonomik darboğazlardan kurtulabilmek için öncelikli finansman kaynağı olarak tercih etmektedirler. Ülkemiz ekonomik koşullarında, piyasaların belirsizliği ile şirketlerin geleceğe yönelik yatırım hedeflerinin saptanma güçlüğü ortaya çıkmaktadır. Değişen piyasa koşulları şirketlerin fon ihtiyaçlarını gün be gün arttırmaktadır. Aynı zamanda globalleşme olgusu çerçevesinde şirketlerin faaliyetlerini sürdürebilmesi açısından mal ve hizmet akışından çok sermaye akışının geçerli olduğu piyasa koşullarında halka açılmanın bir zorunluluk olacağı ve ülkemizde tartışılan kalkınma politikalarında hak ettiği yeri bulacağı açıktır. 2000 yılı için yapılan incelemede genel olarak halka açılma ile birlikte, şirketlerin önemli ölçüde fon temin ettikleri ve bu fonlar sayesinde mali yapılarını olumlu yönde geliştirdikleri, borçlanma kapasitelerini yükselttikleri, ve finansal esnekliği sağlamanın yanında yatırım güçlerini de artırdıkları ortaya çıkmıştır.

ABSTRACT In many countries, going public has become a vital economical goal to capture the capital aggregation, required by the development and globalization, and to provide the capital's for distribution. Companies prefer going public as a primary financial resource to increase the number of shareholders and capital resources, therefore, to cover their fund needs and to escape from the economical bottlenecks. In our country's economical conditions, it is difficult for companies to project investments for the future because of the market uncertainty. Changing market conditions have increased the funds companies needed day by day. At the same time, it is obvious that companies would have to go public in order to continue their businesses at this market conditions at which the flow of capital exists rather than the flow of goods and services. And this issue would find its place among the development policies discussed in our country. With the analyses done for the year 2000, it has revealed that by going public companies obtained sufficient funds and built their financial structures positively with these funds, increased their borrowing capacities, provided financial elasticity, and increased their investment abilities.