Bipolar bozukluğu olan hastalarda ilaç uyumu ve etkileyen bazı faktörlerin incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma Bipolar Affektif Bozukluk (BAB) tanısı olan hastaların ilaç uyumu ve etkileyen bazı faktörlerin incelenmesi amacı ile yapılan kesitsel bir araştırmadır. Araştırmanın evrenini bir devlet hastanesine 01 Ocak - 31 Aralık 2011 tarihleri arasında Bipolar Affektif Bozukluk tanısı ile kayıtlı olan, Sivas il merkezinde yaşayan, ek psikiyatrik tanısı olmayan 280 hasta oluşturdu. Araştırmanın örneklemine tüm hastalar dâhil edildi ve çalışmada telefonla aranarak bilgi verildikten sonra ev ziyaretini ve çalışmaya katılmayı kabul eden 150 kişiye ulaşıldı. Veriler, ev ziyareti ile yüz yüze görüşme yapılarak ?Kişisel Bilgi Formu?, ?Morisky Uyum Ölçeği?, ?Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği? ve ?Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği? ile elde edildi. Veriler bilgisayar ortamında SPSS istatistik paket programı ile Frekans, Ortalama, Standart sapma, Kolmogorov ? Smirnov, Pearson Ki-Kare testi, Fisher Exact test, Phi katsayısı, Cramer?s V, Mann Whitney U test, Cronbach Alpha ve Lojistik regresyon analizi kullanılarak değerlendirildi.Çalışmaya katılan hastaların %54?ü kadın, %58?i 40 yaş ve altında, %51,3?ü bekâr, %46,7?si ilköğretim mezunu, %64?ünün geliri giderine denk, %73,3?ü çalışmıyor ve %67,3?ü çekirdek ailede yaşıyordu. Çalışmada hastaların %55,3?ünün ilaç tedavisine uyumsuz olduğu saptandı. Hastaların yaşının, cinsiyetinin, medeni durumunun, çalışma durumunun, hastalık tipinin, fiziksel hastalık öyküsünün, hastalık süresinin ve hastaneye yatış sayısının ilaç uyumuna etkisi istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0,05). Eğitim durumunun ise ilaç uyumuna etkisi istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0,05). Eğitim düzeyi arttıkça ilaç uyumu da artmaktaydı. İlaç kullanım süresi az olan hastaların ve düzenli ilaç kullanmasına bir engel olduğunu belirten hastaların uyumsuzluk oranı daha yüksek bulundu. İlaç kullanımını engelleyen durumlar ile ilaç uyumu arasında Phi= %32,2 düzeyinde negatif yönlü anlamlı ilişki görüldü. İlaç kullanımını engelleyen durumların oranı arttıkça ilaç uyumu azalmaktaydı. Düzenli ilaç kullanmaya %32,4 ilaç kullanarak düzeleceğine inanmamanın, %27,4 yan etki yaşamanın engel olduğu bulundu.Stresle baş etme tarzları alt boyutlarından çaresiz yaklaşımın ve boyun eğici yaklaşımın ilaç uyumuna etkisi istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0,05). Çaresiz yaklaşım ve boyun eğici yaklaşım puanı yüksek olan hastalarda ilaç uyumsuzluğu anlamlı olarak yüksekti. Sosyal destek grupları puan ortalamalarının ilaç uyumuna etkisi istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0,05). Lojistik regresyon analizinde eğitim düzeyi okur?yazar olmayan hastaların ilaç uyumsuzluğu riski, eğitim düzeyi ilköğretim olan hastalara göre OR=9,9 (1,5 ? 65) kat, ilaç kullanımını engelleyen durumları olan hastaların ilaç uyumsuzluk riski OR=5,8 (2,4 ? 14,1) kat fazla, ilaç kullanım süresi 1?5 yıl olan hastalarda ilaç uyumsuzluğu riski, İlaç kullanım süresi 6? 10 yıl olan hastalara göre OR=2,6 (1,0 ? 6,9) kat fazla bulundu.Çalışmanın sonucunda hastaların yarıdan biraz fazlasının ilaç uyumsuzluğu olduğu, eğitim düzeyi düşük, ilaç kullanım süresi 1?5 yıl arasında, stresle baş etmede çaresiz ve boyun eğici yaklaşım kullanan ve ilaç kullanmasına bir engeli olduğunu belirten hastaların daha fazla uyumsuz oldukları saptandı. Psikiyatri kliniklerinde çalışan hemşirelerin hastaların ilaç uyumlarını arttırmaları için bu özellikleri dikkate almaları ve geliştirilecek programlarda ilaç kullanmaya engel olan faktörleri ele almaya yönelik strateji geliştirilmesi gerektiği düşünüldü.Anahtar sözcükler: Bipola Affektif Bozukluk tanısı olan hastalar, ilaç uyumu, Morisky Uyum Ölçeği, stresle başa çıkma, sosyal destek, etkileyen faktörler, hemşirelik. This is an cross-sectional research that was conducted to estimate adherence to treatment in patients with bipolar affective disorder and to determine some of the factors that may cause adherence problems. The population of the study consisted of 280 patients who have been registered with one psychiatric disorder, with the diagnosis of bipolar affective disorder, in a public hospital in the period between 1 January to 31 December 2011, and who lived at the city center of Sivas. All patients were included in the study sample and the study, after being contacted by telephone and informed about the study, 150 patients who agreed to participate in the study and home visits reached.Data were collected through face-to-face interviews at home visits using `Personal Information Form`, `Morisky Medication Adherence Scale`, `Multidimensional Scale of Perceived Social Support` and `Ways of Coping Questionnaire`. Data were analaysed with frequency, mean, standard deviation, Kolmogorov - Smirnov, Pearson chi-square test, Fisher's exact test, Phi coefficient, Cramer's V, Mann-Whitney U test, Cronbach's alpha, and logistic regression analysis by using SPSS statistical software package.Out of the patients participating in the study, 54% were women, 58% aged under 40 years, 51,3% were single, 46,7% were primary school graduates, 64% had incomes equivalent to expenses, 73.3% were unemployed, and 67,3% were living in nuclear families. Non-adherence with treatment was detected in 55,3% of the study group. The correlation determined between patients' age, gender, marital status, employment status, type of disease, history of disease, duration of disease, and the number of hospitalizations was not statistically significant (p>0,05). However, the effect of educational status on adherence to therapy was statistically significant (p<0,05); such ixthat, adherence to drug therapy improved as the level of education increased. Patients with shorter duration of drug therapy, and indicating problems associated with regular medication showed higher rates of non-adherence to drug therapy. Possible problems inhibiting regular drug therapy and the level of adherence to treatment showed a significant negative correlation, with Phi = 32,2%; such that, adherence to treatment decreased as the rate of problems increased. In 32,4% of cases, misgivings of the patients concerning the success of regular drug therapy caused to drug adherence, whereas in 27,4% of cases, experiencing adverse effects of the therapy was the reason of non-adherence. Among sub-dimensions of coping with stress, the effects of Desperate Approach and Submissive Approach on adherence to treatment were statistically significant (p<0,05). In the patients with higher scores of Desperate Approach and Submissive Approach, adherence to treatment was statistically significant. The effect of the mean scores of social support groups on treatment adherence was not statistically significant (p> 0,05). Logistic regression analysis revealed the risk of non-adherence to treatment was OR=9,9 (1,5 ? 65) times higher for illiterate patients compared to primary school graduates, OR=5,8 (2,4 ? 14,1) times higher for patients having problems preventing regular drug therapy, and OR=2,6 (1,0 ? 6,9) times higher for pateints on medication for 1-5 years compared to patients on medication for 6-10 years. As a result of the study, we observed that slightly more than half of the patients experienced non-adherence to drug therapy, furthermore, low levels of education, 1-5 years of duration of drug use, desperate and submissive approaches to coping with stress, and problems inhibiting regular use of drugs were found to increase the level of non-adherence to therapy.We are in the opinion that, nurses working in psychiatric clinics should consider these issues to enhance their patients' adherence to medication and develop strategies to address the factors that would inhibit the regular use of drugs.Key Words: Patients with Bipolar Affectif Disorder, medication adherence, Morisky Medication Adherence scale, coping with stress, social support, affecting factors, nursing
Collections