A black feminist analysis of Toni Morrison`s Sula and Alice Walker`s the Color Purple

Abstract

Bu çalışmanın amacı Toni Morrison ve Alice Walker tarafından kaleme alınan Sula ve The Color Purple isimli romanları siyah feminist yaklaşımla incelemek, kadın karakterlerin yaşadığı zorlukları ve bir parça özgürlük ve kendine güven için verdikleri savaşı ortaya koymaktır. Önde gelen iki siyah kadın yazar Toni Morrison ve Alice Walker eserlerinde Afrika kökenli Amerikan kadının gerek cinsiyet rolleri ve toplum kuralları, gerekse yaşadıkları ırkçı ve cinsiyetçi toplumları tarafından sömürülmelerini, baskılara ve insanlık dışı hareketlere maruz kalmalarını betimlerler. Söz konusu romanlarında güçlü kadın karakterleri ana karakterler olarak göze çarpar. Sula'da Sula, Nel, Eva; The Color Purple'da Celie, Sofia, Nettie ve Shug farklı kuşaklardan güçlü ve bağımsız siyah kadın temsilcileridir. Çalışmanın odak noktası bu kadın karakterlerin tüm zorluklara karşı ayakta kalabilmiş olmalarıdır; onlar tüm sınırlarla, baskılarla başa çıkabilmişler ve böylece tüm engellerden arınmış yeni bir düzen oluşturabilmişlerdir.

The aim of this study is to examine the novels named Sula and The Color Purple penned by the writers Toni Morrison and Alice Walker with the black feminist approach and to put forth the hardships the female characters experience and the fight they have been giving for some piece of freedom and self-reliance. In their works Toni Morrison and Alice Walker, the two prominent black women writers, portray exploitation, dehumanization and oppression of African American women not only by gender roles, by society?s norms and also by their racist and sexist communities. In their so-called novels, the powerful women characters draw the attention as the chief protagonists. Sula, Nel, Eva in Sula and Celie, Sofia, Nettie and Shug in The Color Purple are all representatives of different generations of strong and independent black female selves. The argument?s focal point is that these black female characters are able to survive against all challenges; they are able to cope with all the borders, oppressions, and so they are able to craft a new order free from all these obstacles.