Farklı yapıdaki pit ve fissür örtücülerin bağlanma kuvvetlerinin ve mikrosızıntılarının değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Fissür örtücüler, diş çürüklerini önlemek amacıyla dişlerdeki çukurcuk ve fissürlere uygulanan materyallerdir. Fissür örtücülerin başarısı, mine yüzeyine bağlanma düzeylerine, çukurcuk ve fissürleri ağız ortamından izolasyon kapasitelerine bağlıdır. Fissürlerin dar enleri ve düzensiz derinlikleri, asit üreten bakterilerin birikmeleri için ideal bir ortamdır. Tükürüğün temizleme fonksiyonu, azı dişlerindeki çukurcuk ve fissürler için yetersiz kalır. Ayrıca, diş fırçasının kıl çapları da çoğu fissür yüzeyini temizlemek için çok büyüktür. Fissür örtücüler, bakteri plağında üretilen asitler için fiziksel bariyer görevi yaparlar.Bu çalışmanın amacı, altı farklı yapıdaki pit ve fissür örtücü materyalinin (Aegis, Helioseal F, Helioseal, Dyract Seal, Fuji Triage, Glass Seal) mikro-makaslama bağlanma dayanımı ve mikrosızıntılarının in vitro koşullarda değerlendirilmesidir. Araştırmamızda 480 adet çekilmiş insan üçüncü molar dişi kullanıldı. 240 adeti bağlanma kuvveti testi, 240 adeti mikrosızıntı testinde kullanılmak üzere rastgele 2 gruba ayrıldı. Bağlanma testinde dişler, her bir grupta 40 adet diş olacak şekilde 6 gruba ayrıldı. Grup 1 (Aegis), Grup 2 (Helioseal F), Grup 3 (Helioseal), Grup 4 (Glass Seal), Grup 5 (Fuji Triage), Grup 6 (Dyract Seal). Gruplar kullanılan tekniğe göre alt gruplara ayrıldı; invaziv ya da non-invaziv teknik. Bir sonraki kategori bonding ajanı kullanımı üzerine yapıldı. İnvaziv ve non-invaziv gruplar bonding ajan kullanımına ya da kullanılmamasına göre sınıflandırıldı (n=10).Mikro-makaslama bağlanma kuvvetinin değerlendirilmesi için, dişlerin oklüzal yüzeyleri fissürlere zarar vermeden bukkal ve lingula kaspları uzaklaştırarak düz yüzey haline getirildi. İnvaziv ya da non-invaziv uygulama tekniğine göre ve bonding ajan kullanılıp kullanılmamasına göre gruplandırılan dişlerin fissür yüzeylerine, 0.7 mm çap ve 2 mm yüksekliğindeki içi boş polivinil tüp sabitlendi. Örtücüler tüplerin içine uygulandı ve polimerize edildi. Bütün örnekler 37 ºC de 24 saat distile suda bekletildi, daha sonra termal siklus işlemi ile yaşlandırıldı. Örneklerin mikro-makaslama bağlanma kuvveti değerleri Universal Test Cihazı kullanılarak belirlendi.Mikrosızıntı testi için kullanılan 240 adet diş bağlanma dayanımı testinde olduğu gibi gruplara ayrıldı. Fissür örtücü uygulanan örnekler polimerizasyon prosedürlerinden sonra, termal siklus işlemi ile yaşlandırıldı. Örnekler daha sonra, 24 saat bazik fuksin solüsyonunda bekletildi ve her bir dişten bukko-lingual kesitler elde edildi. Stereomikroskop kullanılarak dijital görüntüler alındı ve mikrosızıntı ve dolmamış alan oranları bir bilgisayar yazılım sistemi kullanılarak değerlendirildi. Çalışmamızın bağlanma kuvveti bulgularına göre Helioseal F grubu en yüksek mikro-makaslama bağlanma kuvveti değeri gösterirken daha sonra bunu sırasıyla Helioseal, Aegis, Dyract Seal, Fuji Triage ve Glass Seal grupları izlemiştir. Sadece Fuji Triage ve Glass Seal grupları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamsız bulunurken (p>0,05), diğer bütün materyaller arası fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,05). İnvaziv yöntem ve bonding ajan uygulaması materyallerin mikro- makaslama bağlanma kuvveti değerlerini etkilememiştir (p>0,05). Kırılma tipi incelendiğinde en çok koheziv tip kırılma gözlenmiştir. Bağlanma kuvveti azaldıkça adeziv tip kırılma oranı artmıştır. Mikrosızıntı testi sonuçlarına göre, en az mikrosızıntı değerleri Aegis grubunda, daha sonra sırayla Helioseal, Helioseal F, Dyract Seal, Fuji Triage ve Glass Seal gruplarında saptanmıştır. Aegis ile Dyract Seal, Fuji Triage, Glass Seal; Helioseal F ile Glass Seal; Helioseal ile Dyract Seal, Fuji Triage, Glass Seal; Dyract Seal ile Glass Seal; Fuji Triage ile Glass Seal grupları arasındaki farklılık anlamlı bulunurken (p<0.05); Aegis ile Helioseal F, Helioseal; Helioseal F ile Helioseal, Dyract Seal, Fuji Triage; Dyract Seal ile Fuji Triage grupları arasındaki farklılık anlamlı bulunmamıştır (p>0,05). İnvaziv yöntemle fissür örtücü uygulama Helioseal F ve Dyract Seal gruplarında mikrosızıntı değerlerini önemli ölçüde azaltmıştır (p<0,05). Helioseal F altına bonding ajan uygulaması mikrosızıntıyı önemli ölçüde azaltırken (p<0,05), Fuji Triage'de hem invaziv hem non invaziv gruplarda, Glass Seal'da ise invaziv grupta mikrosızıntıyı önemli ölçüde artırmıştır (p<0,05). Dolmamış alan yönünden materyaller ve uygulama yöntemleri arasındaki fark önemsiz bulunmuştur (p>0,05).Anahtar Kelimeler: Pit ve fissür örtücü, Mikro-makaslama bağlanma kuvveti, Mikrosızıntı Fissure Sealants are materials that are applied to the pits and fissures in tooth in preventing tooth cavities. The success of the fissure sealants depends on degree of binding with tooth surface and isolating capacity the pit and fissures from the mouth environment. The narrow width and irregular depth of the fissures creates an ideal milieu for the accumulation of acid producing bacteria. The cleaning function of saliva are insufficient for the pits and fissures in grinders. Besides the diameter of bristles of toothbrush are too big for cleaning the fissure surface. Fissure sealants act as a physical barrier for the acids produced in bacteria plaque.The purpose of this study was to evaluate the effects of bonding agents on the micro-shear bond strengths and microleakage of six pit and fissure sealants (Aegis, Helioseal F, Helioseal, Dyract Seal, Fuji Triage, Glass Seal) by using invasive and non-invasive techniques in vitro. İn this study, 480 extracted human third molar teeth were collected. Teeth were randomly divided into two groups: 240 teeth for bond strenght test, 240 teeth for microleakage test. İn bond strenght test, teeth were divided into 6 groups of 40 teeth in each group. Group 1 (Aegis), Group 2 (Helioseal F), Group 3 (Helioseal), Group 4 (Glass Seal), Group 5 (Fuji Triage), Group 6 (Dyract Seal).Groups were divided into subgroups according to the technique used; invasive or non invasive technique. The next category was made on the use of bonding agents. Invasive and non-invasive groups were classified according to the use or not use the bonding agent (n=10).For evaluating micro-shear bond strengths, occlusal surfaces of all the teeth were flattened by reducing buccal and lingual cusps without disturbing fissures. 0.7 mm in diameter and 2mm in height polyvinyl hollow tube was stabilized on the fissure surface of teeth which are grouped according to invasive or non invasive application technique and whether or not bonding agent using. Sealants were applied inside the tubes and light cured. All samples were kept in distilled water at 37 ºC for 24 hours, and then aged by thermocycling. Micro-shear bond strengths values of samples were determined by using Universal Testing Machine. 240 teeth which were used for microleakage test were divided into groups as in the bond strenght test. Samples which were applied fissure sealants were aged by thermocycling after the polymerization procedure. Afterwards, samples were immersed in basic fuchsin solution for 24 h and bucco-lingual sections were obtained from each tooth. Digital images were taken using a stereo-microscope and the microleakage and unfilled area proportions were assessed by using a software system.According to the bond strenght findings of our research, while Helioseal F group demonstrate highest micro-shear bond strenght values, then were found respectively in Helioseal, Aegis, Dyract Seal, Fuji Triage and Glass Seal groups. Differences between the micro-shear bond strenght were not found statistically significant (p>0,05) for Fuji Triage and Glass Seal, wheras differences between other all materials were statistically significant (p<0,05). İnvasive method and the application of bonding agents did not affect the value of micro-shear bond strenghts of materials significantly (p>0,05). When type of fracture was examined, cohesive type fracture was observed most. Proportion of adhesive type fracture has increased as bond strenght decreases. According to the microleakage values results, lowest microleakage was observed in Aegis group, and then respectively was found in Helioseal, Helioseal F, Dyract Seal, Fuji Triage and Glass Seal groups. Differences between groups of Aegis and Dyract Seal, Fuji Triage, Glass Seal; Helioseal F and Glass Seal; Helioseal and Dyract Seal, Fuji Triage, Glass Seal; Dyract Seal and Glass Seal; Fuji Triage and Glass Seal were found statistically significant (p<0,05), while groups of Aegis and Helioseal F, Helioseal; Helioseal F and Helioseal, Dyract Seal, Fuji Triage; Dyract Seal and Fuji Triage were not found statistically significant (p>0,05). Aplication of fissure sealant with invasive method has significantly reduced the rate of microleakage of Helioseal F and Dyract Seal grpups (p<0,05). While application of bonding agent under Helioseal F group has significantly reduced the rate of microleakage, both of invasive and non invasive groups of Fuji Triage and invasive group of Glass Seal has increased the microleakage (p<0,05). Differences between the unfilled area were not found statistically significant (p>0,05) for materials and type of application tecnique.Keywords: Pit and fissure sealant, Micro-shear bond strenght, Microleakage
Collections