Premenopozal dönemdeki kadınlarda 8 haftalık farklı şiddette yapılan yürüyüş antrenmanlarının endoplazmik retikulum stres (ER stres) markerlarından; tumor necrosis factor-alpha (TNF-α), fetuin-A (α2 - Heremans Schmid Glikoproteini, Ahsg) , c-Jun N-terminal kinase1 (JNK-1) ve retinol-binding protein-4 (RBP4)`ün üzerine etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada, premenopozal dönemdeki bayanlarda 8 haftalık farklı yürüyüş hızında yapılan antrenmanların vücut kompozisyonu, MaxVO2 ve endoplazmik retikulum stres markerlarından TNF-α, Fetuin-A, JNK-1 ve RBP4 üzerine etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya İzmir bölgesinde yaşayan, düzenli egzersiz yapmayan, 35-45 yaş arası, 35 sağlıklı kadın katılmıştır. Çalışma grubu; Orta tempo yürüyüş grubu (OTYG) (n=11), Hızlı tempo yürüyüş grubu (HTYG) (n=12) ve kontrol grubu (KG) (n=12) olarak 3 gruba ayrılmıştır. Egzersiz grupları; haftada 5 gün, günde 30 dakika ile başlayıp her hafta 3'er dakikalık artışlarla 51 dk'ya ulaşan sürelerde yürümüşlerdir. HTYG ilk 4 hafta 30, 33, 36 ve 39 dk'lık sürelerde maksimal kalp atım sayısı yedeği (KASYmax)'ın %70 şiddetinde yürürken ikinci 4 haftada ise 42, 45, 48 ve 51 dk'lık sürelerde KASYmax'ın %75 şiddetinde yürüdüler. OTYG ise aynı sürelerde ancak ilk 4 hafta KASYmax'ın %50 şiddetinde yürürken ikinci 4 haftada ise KASYmax'ın %55 şiddetinde yürüdüler. Antrenman programından önce ve sonra tüm katılımcıların vücut kompozisyonu, MaxVO2, TNF-α, Fetuin-A, JNK-1 ve RBP4 düzeyleri ölçüldü. Sekiz haftalık antrenmanlar sonrasında vücut kompozisyonu ölçümlerinde (vücut ağırlığı (VA), yağsız vücut ağırlığı (YVA), yağ oranı, yağ miktarı, ve beden kütle indeksi (BKİ)) ve MaxVO2 değerlerinde HTYG'de OTYG'ye göre istatistiksel olarak anlamlı seviyelerde ve HTYG lehine sonuçlar elde edilmiştir. Son yıllarda keşfedilen ve tam olarak fonksiyonları açıklanamayan endoplazmik retikulum stres markerlarından olan ve bu olgu üzerine henüz egzersizle ilişkisi tam olarak belirlenemeyen TNF-α, JNK-1 ve RBP4 konsantrasyonlarında, vücut kompozisyonu ölçümlerinde ve kardiyak fitnesin önemli göstergesi olan MaxVO2'de HTYG lehine değişiklikler olması nedeniyle obeziteyi önleyici ve dolayısıyla kardiyovasküler hastalıklardan koruyucu etkisi olduğu düşünülerek hızlı tempo yürüyüşlerin orta tempo yürüyüşe göre daha yaralı ve daha etkili olduğu sonucuna varılmıştır. The aim of this study is to investigate the effect of two different 8-week walking programs on the body composition, MaxVO2 and TNF-α, Fetuin-A, JNK-1 ve RBP4, the markers of endoplasmic reticulum stres in pre-menopausal women. Thirty five healthy sedentary women aged 35-45 years and living in İzmir region participated in the study and were divided into three groups as moderate tempo walking group (MTWG; n=11), brisk walking group (BWG; n=12) and control group (CG; n= 12). Exercise groups walked for eight weeks, five days per week from 30 min per day steadily increasing up to 51 minutes. BWG walked at the intensity of 70% maximal heart rate reserve (HRRmax) for 30,33,36 and 39 minutes for the first four weeks. They walked for 42,45,48 and 51 minutes at the intensity of 75% HRRmax for the second four weeks. MTWG walked the same durations at the intensity of 50% HRRmax for the first four weeks, and at the intensity of 55% HRRmax for the second four weeks. Body composition, MaxVO2, TNF-α, Fetuin-A, JNK-1 ve RBP4 levels of all participants were measured before and after the study. At the end of the 8-week training programs, more significant changes were observed in body composition measurements (body weight, lean body weight, body fat percent, fat weight, body mass index) and MaxVO2 in BWG compared to MTWG, favoring BWG. Due to the changes favoring BWG in terms of MaxVO2, an important fitness index, body composition measurements and some of the endoplasmic reticulum stres markers – TNF-α, JNK-1 ve RBP4 –that have recently been discovered and the functions and the relationships with the physical exercise of which have not thoroughly been explained, brisk walking exercises are advisable since they are thought to be more effective in preventing obesity and cardiovascular diseases.
Collections