Kronik bor etkisinde kalan ve kalmayan kadınların eksfoliye serviks hücrelerinde mikronükleus sıklığının karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Son yıllarda yapılan araştırmalar bor ve türevlerinin prostat, meme, akciğer ve serviks kanseri gibi bazı kanser türlerini oluşmasını önleyici ve tedavi edici potansiyelinin olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan Mikronükleus (MN) frekansı kanserli hücrelerde genomik karasızlık nedeniyle yüksek bulunmaktadır. Bu bağlamda bor maruziyetindeki bireylerde doz eşiğine bağlı olarak MN frekansının düşük olması beklenir. Ayrıca günümüzde kanserin tedavisinin yanında erken tanısı da oldukça önemlidir. (MN) testinin kanserin erken tanısında biyomarkır olarak kullanılabileceğini ileri sürülmektedir. Bu nedenle bilinen MN boyama yöntemlerinin yanı sıra servikal patolojik tanı için kullanılan PAP boyamanın MN değerlendirilmesi yönünden dikkate alınabilmesi tarama ve tanı programlarının etkinliğini artıracağı beklenebilir.TÜBİTAK tarafından desteklenen bir proje kapsamında (proje no.111S177) 1046 kadında (bor bölgesinden 534, kontrol bölgesinden 512) serviks kanseri taraması yapılmıştır. Bu tarama sonucu 15 HPV (Human Papillomavirüs) pozitif ve 36 ASCUS (Atypical Squamous Cells of Undetermined Significance) vakası belirlenmiştir. Araştırmamız saptanan olguların temelinde planlanmıştır. Çalışma evreni tarama sırasında belirlenen HPV pozitif ve ASCUS olgularından oluşmaktadır. Ayrıca, rastgele seçilen bor bölgesinden 10, bor dışı bölgeden 10 olmak üzere toplam 20 kadın kontrol grubu olarak araştırmaya dahil edilmiştir. Böylece, bu araştırmaya toplam 71 kadın katılmıştır. 71 kadının servikal sürüntü örnekleri PAP (Papanicolaou) ve MGG (May- Grünwalds- Giemsa) yöntemine göre boyandıktan sonra 1000 hücrede Mikronükleus (MN) sayımı yapılmıştır. Daha sonra boyama yöntemine göre elde edilen sonuçlar istatistik yönden değerlendirilmiştir. Bor bölgesi ve kontrol bölgesi (bor dışı bölge) HPV pozitif ve ASCUS'lu kadınların smear örnekleri PAP ve MGG yöntemine göre boyanmıştır.Bor etkeni göz önüne alınarak her iki bölgedeki herhangi bir servikal virütik ve patolojik bulgusu olmayan normal olgular arasında MN sayısı bakımından herhangi bir fark bulunamamıştır (P>0,05). Her iki bölgedeki HPV pozitif ve ASCUS'lu olguların smear örnekleri farklı boyama sonuçları MN sayısı bakımından karşılaştırıldığında, istatistik yönden önemli bir fark bulunmamıştır (P>0,05). Bölge farkını dikkate almaksızın toplam HPV pozitif ve ASCUS'lu olguların smear örneklerinin MN sayısı bakımından karşılaştırması sonucunda, iki boyama yöntemi arasında istatistik yönünden anlamlı fark bulunmamıştır. (P>0,05).Bizim bulgularımız insanda 5.27 mg/günlük bor maruziyetinin MN insidansına bir etkisinin olmadığını gösterirken, PAP boyanmış prepartlarda MN değerlendirilmesinin MGG boyanmış prepartalarda MN değerlendirilmesi kadar güvenilir olduğunu işaret etmektedir. Studies performed in the recent years have showed that boron and its derivatives have curable and inhibiting effect on formation of some cancers types as prostate, breast, lung and cervical cancer. On the other hand, Micronucleus (MN) frequency is highly found in cancerous cells because of the genomic instability. In this sense, it is expected that MN frequency is low based on dose threshold in people in exposure to boron. Moreover, nowadays early diagnosis is also very important besides treatment of cancer. It is put forward that MN test can be used as biomarker in the early diagnosis of cancer. That's why, it is expected that taking PAP staining, besides MN staining methods, used for cervical pathological diagnosis into consideration increases effectiveness of screening and diagnosing programs in terms of MN assessment.In a project supported by TUBITAK (Project no.111S177) 1046 women (534 from boron region, 512 from the control region) were screened for cervical cancer. End of this screening, 15 HPV (+) and 36 ASCUS (Atypical Squamous Cells of Undetermined Significance) cases were identified. Our research was planned on the basis of detected cases. Working univers consist of HPV-positive and ASCUS cases identified during screening. In addition, randomly selected 10 from boron region, 10 from auth of boron region, totally 20 women have been included in the study as control group. Thus, totally 71 women participated in this study. After the swab samples of 71 women were stained according to PAP (Papanicolaou) and MGG (May- Grünwalds- Giemsa) methods, in 1000 cells micronucleus (MN) counts was performed. Then, the results obtained from the staining process were evaluated statistically. Smear samples of the women with HPV positive and ASCUS in boron and the control region (auth of boron region) were stained according to PAP and MGG methods.There is not any differences in MN numbers between normal cases which has not any cervical viral and pathological diagnosis in the both region having regard to the boron factor(P>0,05). When different staining results of smear samples of HPV positive and ASCUS cases in the both region compared in terms of MN number, any significant statistical difference was not found. (P>0,05). Without thinking regional difference, there is not any significant statiscally difference between the both staining method in the result of comparing smear samples of HPV positive and ASCUS cases in terms of MN number. (P>0,05). Our finding indicates that MN assessment in PAP dyed preparts is as reliable as MN assessment in MGG dyed preparts whereas it shows that boron exposition for 5.27 mg/day in people has not any effect MN incidence.
Collections