Bor türevlerinin benign prostat hiperplazisi (bph) üzerine etkilerinin araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Benign prostat hiperplazisi (BPH) erkeklerde en sık görülen benign adenom olup mesane çıkımında tıkanıklığa neden olmaktadır. BPH, prostat büyümesi ve kronik enflamasyon ile ilişkili önemli klinik semptomlara yol açan kompleks bir sendromdur. Erkeklerin yaklaşık % 40'ı hayatları boyunca bu hastalığa yakalanma riski taşımaktadırlar. BPH histolojik olarak prostat epitel ve stromal hücrelerin aşırı derecede çoğalması ile tanımlanmaktadır ve proliferasyonda, farklılaşmada, apoptoz ve senesensteki değişiklikleri içeren kompleks hücresel değişimler sonucu meydana gelmektedir. Bor ve türevlerinin anti-enflamatuvar ve immün yanıt düzenleyici özellikleri nedeniyle, kronik enflamasyon ve hücre proliferasyonu ile karakterize edilen BPH gibi hastalıkların tedavisinde potansiyel olarak kullanılabileceği öngörülebilir. Bununla birlikte gerek epidemiyolojik gerekse hayvan ve laboratuvar çalışmalarından borun anti-proliferatif etkilerine ek olarak anti-kanserojen bir özelliğe de sahip olduğu görülmektedir. Bu bağlamda çalışmanın en önemli çıkarımlarından birisi BPH–Bor maruziyeti ilişkisinin daha ileri boyutta irdelenmesi gerekliliğidir. Bor ve türevlerinin hücre sinyalizasyon sistemini etkilemesi ya da birçok biyokimyasal süreçte rol oynayan bir olayın oluşumunu ve/veya aktivitesini etkilemesi, BPH hücrelerinin büyümesini ve enflamasyonu engelleyecek bir hedef molekül olma olasılığını artırmaktadır. Dolayısıyla epidemiyolojik çalışmaların yanısıra, ilginin bor bileşiklerinin BPH hücrelerinin çoğalmasını engelleyecek, anti-proliferatif etkisini gösterecek hücresel ve moleküler çalışmalara çevrilmesi gerekmektedir.Bu kapsamda çalışmamızda BPH-1 hücre hattında bor türevlerinin apoptoz ve DNA hasarı üzerine etkilerinin moleküler açıdan değerlendirilmesi amaçlanmıştır. İlk olarak BPH-1 hücre hattının üreme kinetiğine bakıldı ve BO (Bor Oksit), BA (Borik Asit) ve DPB (Disodyum Pentaborat Dekahidrat) maddelerinin sitotoksisite denemeleri yapıldı. DPB etkin sonuç verdiği için bu kimyasalla diğer denemelere devam edildi. En iyi sonucu DPB verdiği için bu kimyasalla devam edildi. Daha sonra DPB'ın DNA hasarı üzerine etkisi, Western Blot yöntemi ile pH2AX, pATM ve ATM antikorları aracılığıyla değerlendirildi. Aynı zamanda immunofloresan yöntemiyle de pH2AX ve pATM odak sayıları ile DNA hasarı miktarları ölçüldü. Bor ve türevlerinin BPH-1 hücre hattinda apoptoz üzerine etkileri ise, yine Western Blotlama yöntemiyle, p53, p-P53, PARP, kaspaz-3, kaspaz-9 antikorlarının düzeylerine bakıldı. Bu tez çalışmamız çerçevesinde ilk kez DPB uygulamasıyla BPH-1 hücre hattında apoptotik hücrelerin ve DNA hasarına uğramış hücrelerin zamana ve doza bağımlı olarak arttığı belirlenmiştir. Benign prostatic hyperplasia (BPH) is the most common benign adenoma in men, which leads to caused occlusion on the exits of the bladder. Also BPH is a complex syndrome that causes significant chronic symptoms associated with chronic inflammation and prostate enlargement. Approximately 40 % of men have the risk of developing this disease throughout their lives. BPH is histological characterized by the proliferation of prostatic epithelial and stromal cells and also it occurs due to complex cellular changes which include alterations in proliferation, differentiation and senescence. It was thought that boron and its derivatives could be used as potential treatment of diseases that were characterized by chronic inflammation and cell proliferation such as BPH because of anti-inflammatory and immune response regulatory properties. However it is shown that boron has an anti-carcinogenic property in addition to anti- proliferative effect from the results of epidemiological, animal and laboratory studies. In this respect one of the most important results of this study that it reveals the need for further examined the relationship between boron exposure and BPH. Boron and its derivatives apparently has diverse effects through influencing a cell signaling system or the formation and/or activity of an entity involved in many biochemical processes and these effects increase the likelihood of becoming a target molecule, which prevent the growth of BPH cells.In this context, the boron derivatives in the our study the effects of BPH-1 cell line apoptosis and DNA damage was aimed at determining the molecular terms. Firstly, it is viewed BPH-1 cell line growth kinetics and cytotoxicity test of BA (Boric acid), BO (Boron oxide) and DPB (Disodium pentaborate decahydrate) was made substance. Because DPB gave more effective results among boron derivatives, following assays were carried out by this chemical. Then, pH2AX, pATM and ATM antibodies were examined in Western blot technique in order to investigate the effects of DPB on DNA damage while DNA damage amounts were calculated with pH2AX and pATM foci numbers by immunofluorescent microscope. Finally, apoptotic effects of boron derivatives on BPH-1 cells were also investigated with p53, p-P53, PARP, caspase-3 and caspase-9 antibodies by Western blotting. With this study, it was firstly determined that DPB treatment with BPH-1 cell line leads to apoptotic cell and DNA damage increase in dose and time dependent manner.
Collections