Güvenlik ve kapasite: 2002-2011 yılları arası Türkiye`nin Ortadoğu politikası
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türkiye'nin dış politikası tarihsel olarak `batıcılık` ve statükoculuk` ekseninde şekillenmiştir. Bunun yanında, Türk dış politikası özünde güvenlik odaklı bir anlayışa sahip olmuştur. AK Parti'nin 3 Kasım 2002'de iktidar olmasıyla beraber, Türkiye'nin pek çok noktada ciddi değişiklikler yaşadığı gözlemlenmektedir. Dış politika bu noktalardan birini oluşturmaktadır. AK Parti döneminde birçok yeni kavram ve uygulama dış politikada kullanılmaya başlamıştır. Bu dönemde Türkiye'nin jeopolitik konumu ve kendini algılayış biçimi olarak `ben idrakinde` bir farklılığın olduğu göze çarpmaktadır. Söz konusu farklılık Türkiye'nin Ortadoğu ilişkilerinde de bazı değişiklikleri beraberinde getirmiştir. Bu dönemde Ortadoğu, Türkiye'nin bölgesel ve küresel ölçekte daha etkin olabilmesine imkân tanıyan bir alan olarak algılanmıştır. Tarihsel miras ve ortak medeniyet algısıyla `ben idrakinde` yaşanan değişim Türkiye'nin Ortadoğu ile daha derinlikli ilişkiler kurabilmesine yol açmıştır. Bu dönemde Türkiye, Ortadoğu'da daha önce olmayan alanlarda görünür hale gelmiş ve siyasi, ekonomik ve sosyal açıdan bir kapasite artırımından bahsedilebilir olmuştur.Buradan hareketle bu tezde amaçlanan, AK Parti dönemi Ortadoğu ilişkilerinin Türk dış politikasının güvenlik anlayışıyla ilişkisinin sorgulanmasıdır. AK Parti dış politika anlayışının `batıcılık` ve statükoculuktan farklı bir konumda olup olmadığı tartışılmıştır. Temel soru AK Parti dönemi Ortadoğu ilişkilerinin güvenlik odaklı yürüyüp yürümediği olmuştur. Bu çalışmada neorealizmin teorik varsayımları esas alınarak bu dönem Ortadoğu ilişkileri incelenmiştir. Turkey's foreign policy has historically been shaped on `Westernism` and `the status-quoism` axis. Besides this, Turkish foreign policy has basically a security-oriented understanding. In the period following the AK Party's ruling on 3 November 2002, it is observed that Turkey has experienced drastic changes in many areas. Foreign policy is one of these points. In the AK Party era, many new concepts and practices have started to be used in foreign policy. During this period, Turkey has had a different perspective in terms of its own geopolitical position and self-perception. These differences have brought some changes in Turkey's relations with Middle East. In this period, the Middle East were perceived as an area that allows Turkey to be more effective in regional and global scale. Changes in `self- perception` have enabled Turkey to build deeper relationships with the Middle East on the basis of historical heritage and common civilization. During this period, Turkey, compared with before, has much more efficient position in the Middle East and it is observed that Turkey has increased its capacity economically, socially and politically.From this point of view, the main aim of the thesis is to question the relationship between Turkey's Middle East Policy in AK Party period and the security understanding of Turkish Foreign Policy. Moreover, it is discussed that whether the foreign policy understanding of AK Party is in a different position from the `Westernism` and `Status quoism`. The main question is whether Turkey-Middle East relations in AK Party era are security-oriented or not. this study examines the Middle East relations of this period based on the theoretical assumptions of neorealism. In this study, Turkey- Middle East relations in the AK Party period were examined based on the basic assumptions of neorealism.
Collections