Liberalizm ve çokkültürlülük

Abstract

Çağdaş ulus-devlet sistemleri liberal bir düşünsel zemin üzerinde şekillenmiştir. Toplumlardaki farklı grupların kültür temelli hak istemleri ve günümüz liberal devletlerinin bu talepler karşında göstermiş olduğu reaksiyonlar, güncel politik tartışmaların odağında yer almaktadır. Bu kapsamda liberal devletlerinin bu talepler karşısında geleneksel sınırlılıkları içinden geliştirmiş oldukları politikaların beraberinde bir çok sıkıntıyıda - siyasal istikrar ve meşruiyet vb. - getirmesi yeni siyaset kuramlarının doğmasına yol açmıştır. Azınlık gruplarının hak taleplerinin karşılanması konusunda yeni bir yaklaşım ve liberalizmin grup iddialarını bireyci haklar dizgesinin içine yerleştirmesindeki sınırlarını açığa çıkarmada önemli bir eleştirisi olarak çokkültürlülük günümüz siyasal tartışmalarında merkezi bir yere sahiptir. Özellikle Will Kymlicka ve Charles Taylor'un çokkültürlü yaklaşımları bize liberalizmin sadece grup temelli haklarla ilgili kapasitesini sorgulamayı değil aynı zamanda çokkültürcülük ajandalarının bireyin otonomisinin belli cemaatlerde ortadan kalkma ihtimalini eleştirmek için de belli bir muhakeme tarzı sağlar. Bu çalışma, Taylor ve Kymlicka'nın politik teorileri arasındaki farkları ve benzerlikleri analitik bir biçimde karşılaştırarak `liberalizm ve çokkültürlülük ilişkisi`nin iki yüzünü ortaya çıkarmayı amaçlar

Today's nation-state systems are shaped on a liberal intellectual background. The cultural claim for the rights of different groups in the liberal states and today's liberal state's reactions upon these demands are at the main focus of current political debates. Liberal states' certain malaises regarding to political stability and legitimacy as a result of developing policies within traditional boundaries inevitably lead to the formation of new political theories. Generally, multiculturalism as a new approach in terms of meeting the minority groups' demands for their rights and as a significant critique of liberalism in terms of revealing its limits in accommodating group claims within an individualist rights takes a central place in today's political debates. Particularly, Will Kymlicka and Charles Taylor's multicultural approaches provide us certain reasoning not only questioning the liberalism itself concerning its capability through group-based rights but also criticizing multiculturalist agendas in the possibility of erasing individual autonomies in certain communities. This study aims at displaying two faces of `liberalism and multiculturalism relationship` by analytically comparing and contrasting Taylor and Kymlicka's political theories.