Bipolar bozukluk ve şizofreni hastalarında yürütücü işlevlerin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bipolar bozukluğun ötimik dönemi ve stabil dönemdeki şizofreni hastalarının yürütücü işlev bozukluğunun kalıcı olduğunu bildiren kanıtlar daha önce yapılan bir çok çalışmada gösterilmiştir. Bu çalışmalarda manik dönem sayısı ve psikotik bulgulu dönem öyküsünün olması bipolar bozuklukta; erken başlangıç ve negatif belirtilerin fazla olması da şizofreni hastalarında yürütücü işlev bozukluğu ile ilişkili olduğu bildirilmiştir. Çalışmamızın birincil amacı ötimik bipolar bozukluk ve stabil dönem şizofreni hastalarının yürütücü işlevler açısından karşılaştırıldığında aralarında fark olup olmadığı, hastalarda görülebilecek yürütücü işlev bozukluklarının hastalık başlangıç yaşı, hastalık süresi, hastaneye yatış sayısı ile ilişkisi olup olmadığının değerlendirilmesidir. Hasta grubu DSM V kriterlerine göre tanı almış 54 ötimik bipolar ve 54 stabil şizofreni hastasından oluştu, bipolar bozukluk hastalarının 47'si bipolar I, 7'si bipolar II tanılıyken, şizofreni hastalarının 45'i rezidüel, 9'u paranoid alt tipteydi. Yürütücü işlevleri değerlendirmede kullanılan Wisconsin Kart Eşleme Testi ve Stroop Testi her iki hasta grubuna uygulandı. Her iki hasta grubu yaş, cinsiyet ve eğitim yılı açısından birbirine benzer bulundu. Bipolar bozukluk ve şizofreni hastaları yürütücü işlevler bakımından biribirine benzer bulundu. Her iki hasta grubu arasında klinik değişkenler ile yürütücü işlev bozukluğu açısından anlamlı bir ilişki bulunmadı. Bulgularımız bipolar bozukluk (manik dönem) ve akut psikotik dönemdeki şizofreni hastalarının değerlendirildiği çalışmalarla uyumlu bulunurken, ötimik dönemdeki bipolar bozukluk ve stabil dönemdeki şizofreni hastaların yürütücü işlevlerinin karşılaştırıldığı çalışmaların pek azıyla uyumlu bulundu. Çalışmamızda her iki hasta grubunda yürütücü işlevlerin benzer bulunması, eğitim düzeyleri arasında anlamlı farklılık olmamasından kaynaklanmış olabileceğini düşünmekteyiz. Daha geniş hasta ve kontrol gruplarıyla oluşturulacak uzun sureli izlem çalışmaları bu konuya açıklık getirilmesinde faydalı olacaktır. Executive dysfunction in patients with euthymic bipolar disorder and schizophrenia in stable period stating that the evidence has been shown in many studies done before. In these studies, the number of manic episodes and a history of episodes with psychotic features were found to be associated with executive dysfunction in bipolar disorder; whereas negative symptoms and early onset were more associated in patients with schizophrenia has been reported. The primary objective of our study was to determine whether difference between euthymic bipolar disorder and schizophrenia in stable period in terms of executive functions and assess whether the relationship between executive dysfunction seen in patients with the age of onset, duration of illness, number of hospitalizations.Patient groups consisted of 54 euthymic bipolar and 54 schizophrenia patients with stable period, were diagnosed according to the criteria of DSM V. Forty seven of the bipolar patients were bipolar I, 7 were bipolar II whereas 45 of the patients with schizophrenia were residual and 9 were paranoid subtype. Wisconsin Card Sorting Test and Stroop Test were administered to both patient groups to assess the executive function. Both patient groups were similar in terms of age, sex and years of education. Bipolar disorder and schizophrenia patients were similar in terms of executive functions. There was no significant relationship between the two patient groups in terms of clinical variables and executive dysfunction. Our findings were consistent with the studies that evaluated of bipolar disorder (manic episode) and schizophrenia in acute psychotic episodes whereas few of the studies were found to be compatible with our findings including euthymic bipolar disorder and schizophrenia in stable period. In our study, we found both groups had similar executive functions. It may due to the lack of significant differences between the level of education. The long-term follow-up studies are needed to assess with larger patient and control groups in bringing clarity to this issue.
Collections