İnflamatuvar bağırsak hastalıklı erişkinlerin çocuklarında asemptomatik bağırsak mukozal enflamasyonunun fekal kalprotektin ile değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş ve Amaç: İnflamatuvar bağırsak hastalıkları (İBH), genetik olarak yatkın olgularda çevresel etkennlerin etkisiyle oluşan ve kronik gastrointestinal mukozal inflamasyon ile karakterize hastalıklar grubudur. İBH'lı erişkinlerinin birinci derece akrabalarında subklinik gastrointestinal mukozal inflamasyona varlığı gastrointestinal mukozal inflamasyonun non-invaziv bir belirteci olan fekal kalprotektin yüksekliği şeklinde gösterilmiştir. Ancak erişkin İBH olgularının çocuklarında subklinik mukozal inflamasyon varlığına dair çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmada İBH'lı olguların çocuklarında olan ancak asemptomatik seyreden gastrointestinal mukozal inflamasyon varlığını fekal kalprotektin seviyeleriyle değerlendirerek ve sağlıklı kontrol olgular ile karşılaştırarak araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışma, Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Gastroenteroloji Bilim Dalı bünyesinde takip edilmekte olan Crohn hastalığı ve ülseratif kolit olgularının 8-15 yaş arasındaki asemptomatik 50 çocuğu (İBH grubu) ile Genel Çocuk Polikliniği'ne başvuran 8-15 yaş arasında herhangi bir gastrointestinal yakınması olmayan 50 gönüllü olgu (kontrol grubu) ile gerçekleştirilmiştir. Olgulara ait demografi, anamnez ve fizik muayene bulgularına ait bilgiler alındıktan sonra tüm olgulardan gayta örneği alınarak fekal kalprotektin seviyeleri rapid-immunoassay yöntemi ile ölçüldü. Elde edilen veriler ve gruplar arası farklar istatistiksel olarak analiz edildi.Bulgular: Çalışma grupları arasında demografik olarak fark gözlenmemekle birlikte pasif sigara maruziyeti ile ailede ebeveyn harici İBH'lı akraba varlığı İBH grubunda daha yüksek gözlendi (Sigara %64 vs % 44[p=0,004], İBH akraba %20 vs %0 [p=0,003]). İBH'lı olguların çocuklarının inek sütüne daha erken geçtikleri gözlendi (11,34±4,38 vs 13,02±2,88 [p=0,002]). Anamnez bulguları açısından iki grup arasında fark izlenmedi. Boy ve kilo persentilleri açısından kontrol olguların daha yüksek persentilde olma eğilimleri olsa da istatistiksel olarak anlamlı değildi. Ancak vücut kitle indeksi (VKİ) persentilleri açısından incelendiğinde kontrol olgularının daha yüksek VKİ persentillerine sahip oldukları gözlendi. Çalışma gruplarının fekal kalprotektin değerleri ise İBH grubunda kontrol grubuna göre daha yüksek seyrettiği gözlendi (İBH 57µg/g [34-245] vs kontrol 50 µg/g [32-165)]. Fekal kalprotektin ölçüm eşik değeri olan 50 µg/g değerine göre tekrar gruplandığında ise İBH grubunda kontrole göre daha fazla 'pozitif' değer gözlenmesine rağmen bu fark anlamlı değildi. VKİ persentilleri açısından yüksek persentil olgularda daha yüksek değerde fekal kalprotektin değerleri gözlendi. Lojistik regresyon analizinde ise sigara kullanımının hastalık gelişimi riskini 7,2 kat arttırdığı belirlendi. İBH grubunda şiddetli enflamasyon eşik değeri olan 200 µg/g değerin üzerinde 2 olgu gözlendi (%4). Bu olgular ise ileri tetkik ve tedavi sürecine alındı. Tartışma: İBH'lı olguların birinci derece akrabalarında subklinik mukozal enflamasyon varlığına ait fekal biyokimyasal belirteçler kullanılarak yapılan çalışmalarda İBH'lı olguların akrabalarında bu belirteçlerin yüksek seyretme eğilimi gösterilmiştir. Tamamı çocuklar üzerinde yapılmış bir çalışma ise bulunmamaktadır. Bizim çalışmamızda ise İBH'lı olgularn çocuklarında fekal kalprotektin değerleri daha yüksek gözlenmiştir. Bu durum, hastalığın genetik ve çevresel etiyoloji teorisini desteklemektedir. Benzer şekilde, İBH etiyopatogenezinde suçlanan faktörler ile ilgili veriler (yüksek VKİ, sigara, İBH'lı akraba varlığı) literatür ile uyumlu olarak gözlenmiştir. Bu olgularda gözlenen asemptomatik mukozal inflamasyonun uzun dönemde İBH'ya dönüşme riski ve durumu için olguların çok uzun süre takip edilmesi gerekmektedir. Introduction and Purpose: Inflammatory bowel diseases (IBD) are a group of diseases characterized by chronic gastrointestinal mucosal inflammation, caused by environmental factors on genetically susceptible cases. In first-degree relatives of adults with IBD, the presence of subclinical gastrointestinal mucosal inflammation was shown previously as elevated fecal calprotectin levels, a non-invasive surrogate marker of gastrointestinal mucosal inflammation. However, currently there is no study of subclinical mucosal inflammation in children of adult IBD cases. In this study, we aimed to investigate the presence of asymptomatic gastrointestinal mucosal inflammation in children of IBD patients with fecal calprotectin levels and compare them with healthy controls.Material and Method: The study was performed including 50 asymptomatic children aged between 8-15 years (IBD group) of whose parents were followed up at the Department of Gastroenterology at Bülent Ecevit University Medical Faculty Hospital with diagnosis of IBD and 50 volunteer cases (control group) between the ages of 8-15 with without gastrointestinal complaints. Following data collection regarding demographics, anamnesis and physical examination findings of the cases, faecal calprotectin levels were measured by rapid-immunoassay method after taking samples from all study cases. Differences between the obtained data and the groups were analyzed statistically.Findings: Although demographic differences were not observed among the study groups, but passive smoking exposure and parental presence of non-parental relative with IBD in the family were higher in the IBD group (Cigarette exposure 64% vs 44% [p=0,004], relative with IBD 20% vs 0% [p=0,003]). Another significant difference observed between study groups was 'cow milk consumption onset' was earlier in IBD group cases. (11,34 ± 4,38 vs 13,02 ± 2,88 [p = 0,002]). There was no difference between two groups in terms of anamnesis findings. In terms of height and weight percentiles, control subjects tend to be at higher percentile, but this difference was not statistically significant. However, when examined from the perspective of body mass index (BMI), it was observed that the control cases had higher BMI percentiles. When fecal calprotectin values of the study groups were evaluated, it was observed that elevated levels were noted in the IBD group than the control group (IBD 57µg/g [34-245] vs control 50 µg/g [32-165)]. When the fecal calprotectin was re-grouped according to the cut-off value of 50 μg/g, although IBD group tend to have more'positive' cases than controls, this difference did not reach statistical significance. Higher values of fecal calprotectin were observed in higher percentile cases in terms of BMI percentiles. Logistic regression analysis revealed that, smoking increased the risk of disease development by 7.2 times. In two cases from IBD group, fecal calprotectin levels above severe mucosal inflammation threshold (200 μg/g) were observed (4%). These cases were taken under follow-up for further examination and treatment.Discussion: Studies using fecal biochemical markers of subclinical mucosal inflammation in first-degree relatives of IBD cases showed a high tendency of elevation of those markers in the healthy relatives of IBD cases. However, currently no study exists performed on children of IBD cases. In our study, fecal calprotectin levels were higher in children with IBD cases. This supports the theory of genetic and environmental etiology of the disease. Likewise, data related to the factors accused in the etiopathogenesis of IBD (high BMI, smoking, relatives with IBD) were observed in accordance with the literatüre. Asymptomatic mucosal inflammation observed in these cases should be monitored for a long time for the risk and status of conversion to IBD in the long term.
Collections