Yoğun bakımda çalışan hemşire ve hekimlerin fiziksel kısıtlamaya ilişkin bilgi ve tutumlarının etik ikilem açısından incelenmesi

Abstract

Bu çalışma, `Yoğun bakımda çalışan hemşire ve hekimlerin fiziksel kısıtlamaya ilişkin bilgi, tutum ve uygulamalarının etik ikilem açısından incelenmesi` amacıyla gerçekleştirildi. Tanımlayıcı, kesitsel ve ilişki arayıcı tasarımda geliştirilen bu çalışmanın evrenini, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi, Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve Bağcılar Medicine Hospital'da Şubat- Temmuz 2018 tarihleri arasında, aktif olarak çalışmakta olan hekim ve hemşireler (N:197) den araştırmaya katılmayı kabul eden 113 hekim ve hemşire oluşturdu. Verilerin toplanmasında `Kişisel bilgi formu`, `Ahlaki duyarlılık anketi`, `Hemşirelerin Fiziksel Tespit Edici Kullanımına İlişkin Bilgi Düzeyi, Tutum ve Uygulamaları Ölçeği`, `Richmond Sedasyon ve Ajitasyon Skalası` ve `Motor Aktivite Değerlendirme Skalası` kullanıldı. Araştırmada elde edilen veriler Statistical Package for Social Sciences for Windows 22.0 programı kullanılarak analiz edildi. Araştırmaya katılan hemşirelerin yaş ortalamasının 27,926±6,737/yıl, hekimlerin yaş ortalamasının ise 30,00±3,727 yıl olduğu ve hemşirelerin %55,3'ünün, hekimlerin %57,9'unun meslekte çalışma süresinin 6 yıl ve üzeri olduğu görüldü. Hemşirelerin %89,4'ünün, hekimlerin %78,9'unun daha önce fiziksel kısıtlama uyguladıkları, hemşirelerin %98,9'unun ve hekimlerin tamamının gerektiğinde fiziksel kısıtlama uygulanabileceğini ifade ettikleri belirlendi. Daha önce fiziksel kısıtlamayı uygulayan ve gerektiğinde fiziksel kısıtlama uygulanabilir diyenlerin oranının fiziksel kısıtlama uygulamayan ve uygulanmamalı diyenlere göre daha yüksek olduğu görüldü. Hemşirelerin hekimlere kıyasla Ahlaki duyarlılık anketinin aldıkları puanın daha yüksek olmasına bağlı olarak ahlaki duyarlılıklarının daha düşük olduğu saptandı. Hemşirelerin fiziksel tespit edici kullanımına ilişkin uygulama ölçeği puan ortalamalarının (37,011±3,453), hekimlerin uygulama puanlarından (33,579±5,388) daha yüksek olduğu katılımcıların mesleklerinin fiziksel tespit edici kullanımına ilişkin bilgi ve tutumlarını etkilemediği saptandı.

This study was conducted to examine the ethical dilemma of the knowledge, attitudes and practices of nurses and physicians working in intensive care with regard to physical restriction. The universe of this study, which was developed in descriptive design, consisted of active physicians and nurses working between February-July 2018 in İstanbul University Cerrahpaşa Medical Faculty Hospital, İstanbul University Istanbul Medical Faculty Hospital, Biruni University Medical Faculty Hospital and Bağcılar Medicine Hospital (N: 197). 113 physicians and nurses who agreed to participate in the study. `Personal Information Form`, `Moral Sensitivity Scale`, Bilgi Knowledge Level, Attitude and Practices Scale of Physical Determinant Use of Nurses`,` Richmond Sedation and Agitation Scale`and` Motor Activity Assessment Scale asında It was used. The data obtained from the study were analyzed using SPSS program. The mean age of the nurses participating in the study was 27.926 ± 6.737 / year, and the mean age of the physicians was 30.00 ± 3.727 years, and 55.3% of the nurses and 57.9% of the nurses were working for 6 years or more. Previously, physical restraint status was applied in 89.4% of nurses and 78.9% in physicians. If necessary, physical restraint was applied in 98.9% of nurses and 100% in physicians. It was seen that the rate of those who had previously applied physical restraint and when necessary, said that physical restraint could be applied was higher than the others. It was found that the nurses' moral sensitivity was lower due to the higher scores of the Moral Sensitivity Scale compared to the physician. It was found that the mean scores of the application scale for the use of physical determinants of nurses (37.011 ± 3.453) were higher than the application scores of the physicians (33.579 ± 5,388) and did not affect the knowledge and attitudes of the participants about the use of physical determinants.