AB değişim programları, Türkiye`nin Avrupalılaşması, kültürel bütünleşme ve tam üyelik
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
AB nedir? Bu sorunun cevabı çeşitli şekillerde; politik, ekonomik, sosyal ve kültürel perspektiflerden bakılarak verilebilir. Bugün gelinen nokta itibariyle Avrupa Birliği'ni barış, sosyal adalet, hukukun üstünlüğü, demokrasi, eşitlik ve insan hakları gibi değerlerin bütünlüğünden oluşan bir ortak yaşam alanı olarak tanımlamak mümkündür. Bu ortak yaşam alanı üzerinde inşa edilecek bir Avrupa Birliği 21. yüzyılın dünyasında önemli bir gücü olma iddiasındadır. AB politik, ekonomik ve teknolojik bir güç olmasının yanında, belki de bu alanlardan daha çok yukarıda bahsi geçen değerler bütünlüğünü içinde barındıran bir güç olmayı hedeflemektedir. Öte yandan AB, felsefi olarak tamamı Avrupa'da doğmuş; politik ve tarihsel olarak da Avrupa'da gelişmiş ve kurumsallaşmış ama günümüz dünyasında evrensel hale gelmiş bu değerlere ek olarak kültürü, daha doğrusu ortak bir Avrupa Kültürü'nü üzerinde kurulacak bir değer, belki de değerler üstü bir kavram olarak tanımlamaktadır. Bu ortak kültür aynı zamanda üyelerinin paylaştığı ve Avrupalı olarak tanımlanan bu değerler yanında üyelerin kendi özgün kültürlerinin de katkısıyla oluşacak bir çoğulcu bir yapı olma iddiasındadır. Bu bağlamda, özellikle de eğitim ve kültürel alanlarında bünyesinde büyük bir yer tutan değişim programlarının temel amacının AB'nin ?Avrupalı? değerlerinin kuvvetlenmesi ve geleceğin Avrupalıları ve karar alıcıları olan gençler tarafından içselleştirilip paylaşılması ile oluşacak çoğulcu bir ?Avrupa-Avrupalı? kimliğin yaratılması olduğu söylenebilir.Değişim programları birliğin bir ticari topluluktan bir birliğe doğru evrim geçirmeye başladığı ve bu bağlamda ciddi bir genişleme sürecine girdiği 1990'larla beraber hız kazanmış ama asıl olarak 2000li yıllarla beraber, özellikle Lizbon ve Barselona süreçlerinde şekillenmiştir.AB değişim asıl olarak 2 amaca hizmet ettiğini söyleyebiliriz:1.Avrupalılık kimliğinin, bilincinin oluşması; gençler arasında kültürel, mesleki ve bilimsel paylaşımın arttırılması ile hem bir Avrupalılığın oluşması hem de bu kimlik içindeki zenginliklerin karşılıklı olarak tanıtılması.2.Bilimsel ve ekonomik açıdan işbirliklerinin arttırılması sayesinde birliğin küresel ölçekli rekabetinin, bilimsel ve ekonomik kapasitesinin sinerji yoluyla artırılması.Türkiye 1960 Ankara Antlaşması ile başladığı AB serüveninde, özellikle 1999 Helsinki Zirvesi'nden itibaren tam üyelik için aday statüsü kazanmasının ardından bu programlara katılmaya başlamış ve günümüze kadar dikkate değer sayıda öğrenci, öğretim üyesi ve profesyonel AB üyesi çeşitli ülkelerdeki kurumlarda bulunma imkânına sahip olmuştur. Bu sürecin özel olarak değişim programına katılanlara katkısının büyük olduğu şüphesiz. Türkiye'nin AB'ye tam üyelik yolunda kendilerini yetiştirip hem küresel rekabete hazır olmalarına hem de bireysel ve sosyal sermayelerini yükseltmelerine önemli bir katkı yapmaktadır bu programlar.Uzun vadeli bir proje olan Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinden en büyük faydayı gençler sağlayacağı düşünüldüğünde bu programların aynı zamanda gençlerin tam üyeliğe hazır olmalarına da katkıda bulunacağı açıktır.Türkiye tam üye olduktan sonra hiç kuşkusuz ekonomik açıdan gençler büyük kazançlar sağlayacak. Gençler AB'nin bir parçası olarak önemli eğitim ve iş fırsatlarına sahip olacak. Bir başka deyişle küresel rekabet içinde dünyanın en büyük ikinci büyük ekonomik gücünün güvencesi altında olacak; dünyada değerler alanında liderlik yapan AB içinde demokrasi, insan hakları, kültürel-politik çoğulculuk ve sosyal güvence gibi konularda önemli aşamalar kaydedecek.Bireysel düzeyde olduğu oranda toplumsal açıdan da bu değişim programlarından Türkiye'nin önemli ölçüde yaralandığı ve yararlanacağı açık. Bilgi transferi, bilimsel-teknolojik işbirliği, mesleki gelişim değişim programlarının olumlu etkileri arasında sayılabilir ama kültürel bütünleşme ve kültürel tanıtım da bu programların özellikle orta ve uzun vadede sağlayacağı faydalar arasından yer almaktadır. Özellikle de Türkiye'nin AB içinde; AB'nin de Türkiye içinde ciddi bir tanıtım ve imaj sorunu olduğu düşünülürse değişim programlarının kültürel etkileşim ve kültürel bütünleşmede oynayabileceği rol büyük olabilir. Bu tez AB bünyesindeki, özellikle de kültür ve eğitim alanındaki değişim programlarının karşılıklı kültürel etkileşimi arttırdığı ve bu sayede Türkiye'nin AB'ye kültürel bütünleşmesini hızlandırdığı gibi aynı zamanda da Türkiye'nin AB içindeki imaj sorununu da belli oranda ortadan kaldırdığı, en azından kalkmasına katkıda bulunacağını iddia etmektedir. Tez bu iddiasını desteklemek amacıyla özellikle de gençlerin ön yargılardan en kolay sıyrılabilen; kültürel bütünleşmede en önemli rolü üstlenebilecek ve ilk olarak bu bütünleşmeyi sağlayacak toplumsal grup olduğunun da altını çizecektir.Değişim Programları ve Türkiye'nin AvrupalaşmasıTarihsel açıdan bakıldığında değişim programlarının 300 yıla yaklaşan modernleşme-batılılaşma sürecinde çok önemli ve son aşamayı işaret ettiğini söyleyebiliriz. Türkiye'nin 1963'te Ankara Antlaşmasıyla başlayan birlik ile ilişkiler uzun bir süredir gelişmiş dünyanın modernleşmenin simgesi sayılan Avrupa ile uyum sürecinin nihai bölümü olarak kabul edilmektedir. Türkiye bu ilişkinin başlaması ile önce AET'nin sonra da AB'nin bir parçası olma yolunda önemli bir adım atmış; tam üye olunca da modernleşme sürecini tamamlamış olacaktır. Gerek resmi söylemde gerekse de toplumdaki modernleşmenin aslında batılılaşma ve aslında da Avrupalaşma olduğunu genel bir kabul görmektedir. Tüm bu görüşlerin tartışmaya açık oluşu bir yana 300 yıla yaklaşan modernleşme sürecinde Avrupa hep varılması gereken son durak olarak görülmüş; Avrupa'nın bir üyesi olarak kabul görüldüğü anda da bu sürecin sona ereceğine inanılmıştır. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana çeşitli burslar ve programlar ile gençler Avrupa'ya gönderilmişlerdir. Buradaki amaç gençlerin Avrupa bilgi ve görgüsünü alması; daha sonra da ülkeye dönüp hem yeni yetişen kuşakları bu bilgi ve görgü çerçevesinde yetiştirmeleri hem de yeni kurulan cumhuriyetin Avrupa ile kültürel bütünleşmesini sağlamalarıdır. Günümüzde özellikle resmi düzeyde ya da akademik alanda AB kapsamındaki değişim programların cumhuriyetin bu geleneğinin bir tür devamı olduğunu seslendirilmektedir. Oysa AB değişim programlarının çok önemli farkları vardır. Çalışmada bu farkların altı çizilecek; bu farkların Türkiye'nin AB öncesi ve sonrası ?Avrupalılaşma? çabasındaki değişimlerin bir sonucun olup olmadığı incelenecektir. Bu çalışma ayrıca cumhuriyet boyunca Avrupalılaşma sürecinin bir parçası olarak yurtdışına Türk gençlerini gönderen programları inceleyerek özellikle gençlerin etkileşiminin ve yurtdışına resmi yollarla öğrenci, öğretim üyesi ve profesyonel göndermenin önemine değinecektir. This paper aims at clarifying the impacts of the EU Exchange Programs, ERASMUS in particular, on the Europeanization and the full membership of Turkey. In doing this, this paper tries to make a brief analysis of the westernization via Europeanization of Turkey through a historical perspective, and argues that the Turkish participation in the EU Exchange Programs is apparently the continuation of the tradition sending students and young professionals to Europe for studying. This paper also poses a series of questions related to the importance of such concepts as culture, identity, history, Europeanness, and geography in the EU enlargement, and specifically the Turkish membership.Depending on the results from our survey conducted among students who participated in Erasmus, and studied in an EU university, this paper also aims at clarifying how the Erasmus Program impacts the attitudes of Turkish and EU citizen students towards enlargement and Turkish membership, and make positive contribution to the discussions on Turkish membership.The paper concludes that Erasmus and other exchange programs potentially play a significant role in discussions on Turkish membership, and is able to promote the full membership of Turkey by fostering the personal and cultural communication, and enhance the efforts to get rid of political and cultural prejudices.Keywords: Erasmus, Cultural Communication, Turkish Membership
Collections