1979 sonrası Türkiye – İran ilişkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Dünyanın ve Ortadoğu bölgesinin iki büyük ve güçlü ülkesi durumunda olan Türkiye ile İran arasında tarihten günümüze kadar gelmiş derinlemesine, denge ve çekişme içerisinde yürütülmüş ilişkiler bulunmaktadır. Ekonomik, siyasi ve kültürel birçok konuda uzlaşı ve uyuşmazlık hadiseleri yaşamış bu iki büyük devlet arasında özellikle ekonomik ve güvenlik konuları ön plana çıkmaktadır. Türkiye açısından İran gerek uluslararası alanda, gerekse komşuluk ve bölgesel yakınlık açısından sürekli takip edilmesi gereken ülkeler arasında görülmüştür.Özellikle İran 1979 tarihinde yaşadığı İslam Devrimi sonrasında bölgesinde söz sahibi olmak isteyen ve güçlü devlet yapısı olan bir görüntü çizmek istemiştir. Bununla birlikte uluslararası alanda büyük tepkilere yol açan nükleer programlara ilişkin konular ve enerji kaynaklarına yönelik zenginliği ve bunun getirdiği ticaret İran'ın dış politikasını belirlemekte, bu hususlarda Türkiye'yi yakından ilgilendirmektedir.Ayrıca iki ülkenin komşu olması beraberinde sınır güvenliği ve bölgesel güvenlik gibi siyasi ilişkileri de sıcak tutmuştur. İran'da 1979 senesinde yaşanan İslam Devrimi sonrası Türkiye – İran ilişkilerini ele alan bu çalışma; her iki ülkenin dış politika uygulamalarını detaylı bir şekilde irdelemektedir.Özellikle güvenlik sorunları, yönetimsel ayrılıklar ve nükleer programlar ile silahlanmalara bağlı siyasi ilişkiler, farklı etnik nüfusuna sahip Türkiye ve İran toplumlarının kültürel ilişkileri ile enerji kaynakları ve sınır ticaretine bağlı ekonomik ilişkiler 1979 İslam Devriminden günümüze kadar geçen süre için araştırılmış, literatür ayrıntılı olarak incelenmiştir. Her iki devlet iç işlerinde yaşanan birçok gelişmeyi yakından takip etmiş, bazı gelişmeleri kendisine tehdit olarak görmüştür. Türkiye, İran'da yaşanan rejim değişikliğini uzun yıllar `rejim ihracı` tehlikesi olarak görürken, İran'da aynı şekilde laik Türk yönetim sistemini kendisi için tehdit olarak görmüştür. Mezhepsel farklılıklar, nükleer programlanma ve silahlanma, Batı devletleri ile olan ilişkiler, terör faaliyetleri, bölgesel ve Orta Asya politikaları konularda ayrışılmış, bu nedenlerde ötürü Türk – İran ilişkileri birçok kez gerilmiştir. Bunun dışında 2011 yılı ve sonrası Ortadoğu bölgesinde yaşanan `Arap Baharı` olayları, Irak'ta yaşanan gelişmeler, Yemen krizi, DAEŞ ile mücadele ve özellikle Suriye'de yaşanan savaşa ilişkin farklı dış politika uygulamaları iki ülke arasında ilişkileri oldukça germiştir. Özellikle son yıllarda İran; Suriye topraklarında terörle mücadelenin ancak mevcut hükümetin bilgisi dâhilinde ve işbirliği ile yapılması gerekliliğini savunurken, Türkiye bu düşüncenin tam aksine Suriye'deki Esad rejimini `devlet terörü` olarak nitelendirmekte ve Esad rejimini tanımaz politikaları Türk – İran ilişkilerini olumsuz olarak etkilemektedir. Anahtar Kelimeler: Türkiye İran İlişkileri, Dış Politika, 1979 İslam Devrimi, Nükleer Programlar, Suriye Savaşı From past to present, two major and powerful countries of the World and Middle East, Turkey and Iran have always had profound relations that have been stable and controversial. These two states have always had their economic, political and cultural consensus and disaccords yet the economic and safety issues have remained in the forefront. For Turkey, Iran always held an importance and needed to be monitored both on international field and in neighbour relations. Especially after the Islamic Revolution in 1979, Iran chose to exhibit herself as a regionally powerful country with a strong state structure. Nevertheless, issues such as the nuclear programs, which caused large-scale revulsions, Iran's abundant natural resources and their trade, determines Iran's foreign policy and thus interests Turkey closely. Moreover, the two neighbouring countries have had close political relations on the grounds of border and regional safety. This study deals with Turkey – Iran relations after the Islamic Revolution of 1979 and examines the foreign policy applications of both countries. In the study, safety issues, administrative disagreements, political relations regarding nuclear programs and armament, cultural relations of Turkish and Iranian societies that have different ethnical populations, economic relations based on energy sources and border trade have been researched and the literature on the topics have been viewed thoroughly. Both states have followed each other's internal affairs and their progress perceiving many as threat. Turkey for many years regarded the regime change in Iran as a danger of an 'exported regime' while for Iran the secular system of the Turkish government was seen as threat. Denominational differences, nuclear programing and armament, terror activities, regional and Middle Asian policies were inconsistent between two states and because of these Turkish – Iranian relations were strained. In other respects, after 2011 with the `Arab Spring`, the developments in Iraq, Yemen crisis, war on DAESH and different foreign policies regarding the civil war in Syria the relations between two states have been tense. Especially in the recent years, as Iran has been in favor of conflict with the implicit approval and cooperation of the present Syrian government and Turkey on the contrary defined the Assad regime as ` state terrorism` and adopted policies that do not recognize the regime causing Turkey – Iran relations to be affected badly. Key Words: Turkey Iran Relations, Foreign Policy, 1979 Islamic Revolution, Nuclear Program, Syrian Civil War
Collections