1918-1923 yıllarında itilâf devletleri`nin İstanbul ve çevresindeki faaliyetleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
I.Dünya Savaşı?nın sonunda, 30 Ekim 1918?de imzalanan Mondros Mütarekesi; birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. En çok merak edilen konulardan birisi; İstanbul?un durumu idi. Bu konu, Mütareke görüşmelerinde de söz konusu olmuştu. Osmanlı Hükümeti, galip devletlerin İstanbul?a geleceğini tahmin ediyordu. Fakat bunun başkentin tamamına yönelik bir işgal olacağını kestiremiyordu.13 Kasım 1918?de İtilâf Donanması İstanbul?a gelerek; fiili işgali başlattı. Müstahkem mevkiler kontrol altına alındı. Askeri ve siyasi örgütlenmeye gidildi. Bu işlemler yapılırken, karma komisyonlar oluşturuldu ve güvenlik açısından bir polis teşkilatı kuruldu. Mevcut işgal gücü askerlerinin barınmaları ve şehirdeki siyasi ve askeri varlıklarını sürdürebilmeleri için yapılan planlama gereği stratejik noktalar ele geçirildi. Süreç içerisinde ihtiyaca göre, bulundukları mevkilerde de değişiklik yapıldı. İstanbul?daki işgal gücü, Müslüman Türk ahali üzerinde de çoğu zaman baskı kurdu. Bu askerlerin büyük kısmı disiplinden yoksundu. Anadolu?daki milli direniş başarıya ulaştıkça, İstanbul?daki baskılar da onunla orantılı olarak arttı. İşgal güçlerinin bu süreçteki en büyük destekçisi; Osmanlı tebaasından olan gayrimüslimlerdi. Bununla birlikte, işbirlikçi İstanbul Hükümetleri?nin takındığı tavır; Müslüman Türk nüfus üzerinde unutulmaz izler bıraktı. İşgal yılları, adalet duygusunun yok olduğu günlerdi. Kurulan taraflı mahkemelerde, günlük adli davaların dışında, hem geçmişin hesabı görülmekte hem de milli teşkilatlanmaya destek verenler cezalandırılmaktaydı.İstanbul?un resmen işgalinden sonra da, her alanda yaşanan haksız muameleler varlığını devam ettirdi. İstanbul?un kaderi, Kurtuluş Savaşı?nın geleceğine bağlı idi. Zaferden sonra, Lozan?da alınan karar gereği, işgal güçleri 2 Ekim 1923?te İstanbul?u terk ettiler. Mudros Armistice, which was signed at the end of the World War I-30 October 1918- brought up many discussions. One of the most anticipated issues is the future of İstanbul. This issue was also discussed in truce parley. The Ottoman Government expected that the winner states of the war would come to İstanbul. However, the Ottoman Government did not forecast that this occupation would cover the capital city completely.On 13 November 1918, the navy of the Allies came to İstanbul to start the occupation actually. Fortified sites were taken under control. Military and political organizations were started. During this process, combined committees were established and a police organization was found in terms of security. Strategic points were invaded according to the plan which was related to the sheltering of invading army soldiers and the continuation of their military and political entities. During this process some changes took place according to necessities.Invading force in İstanbul put pressure on Muslim-Turk people. Many of these soldiers were undisciplined. The more the resistance was successful in Anatolia, the more soldiers put pressure on Muslim-Turk people in İstanbul. Non-Muslims from Ottoman citizens were the best supporters of the invading forces. In addition, the cooperation of the İstanbul Governments left indelibe signs on Muslim-Turk people. The years of the occupation were lack of justice. In the biased courts, besides the daily juridical cases, the supporters of national organization were punished and verdicts related to the historical events were taken.Unjust acts continued after the official occupation of İstanbul. The fate of İstanbul depended on the Turkish War of Independence. After the victory, invading forces left from the İstanbul on 2 October 1923 according to Lozan resolutions.
Collections