Çağdaş sanatta kütle yüzey ilişkisi

Abstract

Bu araştırmada 20. yüzyıldan itibaren genişleme sürecine giren heykel ve resim disiplinlerinin temel konstrüksiyonları incelenerek birbirleri arasındaki bağ sorgulanmaktadır. Bu bağlamda Giriş bölümünde kütle ve yüzey arasındaki genel ilişkiden bahsedilmiştir. İkinci bölümde heykel ve resim sanatının tanımlamalarında kullanılan madde, kütle, nesne, hacim, yüzey, düzlem, mekân, uzay, uzam gibi kavramların başka disiplinlerin de ortak paydasında yer alması gözetilerek, aynı anlamları taşıyıp taşımadıkları tartışılarak örneklendirilmiştir. Üçüncü bölümde ise üretimlerini hem kütle hem de yüzey üzerinden yaparak muğlak bir alanın oluşmasını sağlayan sanatçılara yer verilmiştir.Bu araştırma kapsamında ele alınan tüm sanatçılar direkt olarak muğlak alana gönderme yapmasa da, bu alanın oluşmasına zemin hazırlamış ya da katkıda bulunmuştur. Bu noktadan hareketle kişisel uygulama çalışmalarında da heykel ve resim sanatını birbirlerine yaklaştıran spesifik özellikler merkezde tutulmuştur.

In this research, the basic constructions of sculpture and painting disciplines which are in the process of expansion from the 20th century are examined and the connection between them is questioned. In this context, the general relation between mass and surface is mentioned in the Prologue. In the second chapter, with the consideration of the concepts used in the definition of sculpture and painting such as material, mass, object, volume, surface, plane, place, space, extension, playing part in other disciplines in the common ground, they are exemplified by discussing whether they have the same meanings. In the third chapter, the artists who provide the production of a ambiguous area by making their production both on mass and surface are included.Although all the artists discussed in this study do not directly refer to the ambiguous area, they have prepared or contributed to the formation of this area. From this point of view, the specific features that bring the art of sculpture and painting closer to each other are also kept in the center in the personal practice studies.