Duodenal ülser, gastrik ülser ve gastritli hastalarda mide mukozasının özellikleri

Abstract

Mide mukozasının özellikleri diyet, yas, cins ve eslik eden mide, duodenum patolojilerine göre değişiklik göstermektedir, ülkemizde mide mukoza özelliklerine ait bir inceleme olmadığı için, bu çalışmada bölgemizde en sık izlenen benign mide patolojilerine eşlik eden mide mukoza özelliklerinin tümüyle araştırılması planlanmıştır. Endoskopik olarak Dü (n=34), gastrit (n=24) ve Gü (n=12) saptanan toplam 70 hasta (36 erkek, 34 kadın, ort. yaş: 54.01) çalışmaya alınmıştır. Mide büyük kurvatür tarafından 5, küçük kurvatür tarafından 5 olmak üzere toplam 10 biyopsi (Antrum ve korpustan 4 'er, fundustan 2 adet) alınmıştır. Alınan her bir biyopside antral ve/veya fundik bez varlığı, Hp kolonizasyonu, gastrit şiddeti, gastrit aktivitesi, rejeneratif atipi, lenfoid folikülü, pit apsesi, İM, atrofi bulgularının olup olmadiQi araştırılmıştır. Hp kolonizasyon, gastrit şiddeti ve aktivitesinin değerlendirilmesi Sydney sınıflandırmasına göre yapılmıştır. Antral ve fundik bez sınırı büyük ve küçük kurvatür tarafında korpusta olup, yaşa, cinse ve eşlik eden hastaliQa göre deQisiklik göstermemiştir (p> 0.05). '/. 95.7 mide mukozası normal patern, 7. 4.3 atrofik patern göstermiştir. Hp kolonizasyonu histolojik olarak ve CL0 test ile araştırılmıştır. Dü'li hastaların 7. 97.05, gastritli hastaların 7. 83.33 ve Gü'li hastaların 7. 75' inde histolojik -63-olarak Hp kolonizasyonu saptanmıştır. Histolojik tanıya göre CLO testin 24. saat sensitivitesi 7. 72.5, spesifitesi ise '/. 62.5 olarak belirlenmiştir. Hp kolonizasyon, gastrit şiddeti ve aktivitesi antrumda en yüksek olup, korpusta anlamlı olarak azalmıştır. Korpus ve fundus arasında ise anlamlı bir fark saptanmamıştır. Bastrit şiddeti ve aktivitesi antrum, korpus ve fundusta çok anlamlı korelasyon göstermiştir (p< 0.001). Bastrit şiddeti ve Hp kolonizasyon dereceleri arasında antrum ve korpusta cok anlamlı korelasyon izlenmiş ( p< 0.001 ve p< 0.01), fundusta korelasyon saptanmamıştır. Bastrit aktivite ve Hp kolonizasyonu arasında ise her 3 bölgede çok anlamlı korelasyon izlenmiştir (p< 0.001). Rejeneratif atipi, lenfoid folikülü ve pit apsesi izlenme oranları hastalıklara göre anlamlı deQisiklik göstermemiş ve Hp kolonizasyonu ile aralarında ilişki saptanmamıştır. İM hastaların XlO'unda, atrofi ise 7. 11,4'ünde bir veya daha fazla biyopside saptanmıştır. îM ve atrofi ile Hp kolonizasyonu arasında anlamlı bir ilişki gözlenmemiştir. iM'nin izlendiği ve izlenmediği grupların yaşları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Atrofinin yaşla ilişkisi incelendiğinde ise 40-59 yaş grubunda V. 22.5 oranında, 60-79 yaş grubunda ise '/. 4.4 oranında atrofi saptanmıştır. Hastalarımızda antral ve fundik bez sınırının yaşla deQisiklik göstermemesi, normal mide paterninin görülmesi, tM ve atrofi oranlarının düşük olması, yaşla birlikte artış -64- göstermemesi oldukça dikkat çekici bulgulardır. Bunda beslenme alışkanlıkları ve bölgesel faktörler neden olabilir. Atrofi, îM ve intestinal tip mide kanseri sırası düşünüldüğünde, örneğin Japonya'ya göre mide kanserinin düşük oranda görülmesinin nedeni, atrofi ve iM'nin daha düşük oranda izlenmesi seklinde bir varsayım öne sürülebilir. Ancak ülkemizde sosyoekonomik, çevresel farklılıklar gösteren bölgeler bulunması nedeniyle, bu varsayımız! desteklemek için çeşitli bölgelerde yapılacak daha geniş sayılı çalışmalara ihtiyaç vardır. -65-