Psödoeksfoliyasyon sendromunda renkli doppler ultrasonografi ile oftalmik arter kan akımının ölçümü ve geçici iskemik atak sıklığının araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
33 ÖZET Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı'na Mayıs 1998-Nisan 1999 tarihleri arasında başvuran, bir veya her iki gözünde PES bulunan 27 hasta çalışmaya alınırken, yaş ve cinsiyet açısından benzerlik gösteren, PES bulunmayan 28 olguluk kontrol grubu oluşturulmuştur. Sonuçları etkilememesi için diyabetes mellitus, hipertansiyon, aterosklerotik kalp hastalığı olan hastalar çalışma dışında tutulmuştur. Hasta grubunda 5 olguda, kontrol grubunda da 4 olguda glokom bulunmuştur. Detaylı bir anamnez ve sistem sorgulanmasının ardından hastalar tam bir oftalmolojik muayeneden geçirilmiştir. Snellen eşeli ile en iyi düzeltilmiş görme keskinliği, ışık kaynağı ile direkt ve indirekt ışık reaksiyonları ve relatif afferent pupil defekti(RAPD) değerlendirilmesi, biyomikroskopik olarak ayrıntılı bir ön segment muayenesi yapılmıştır. GİB ölçülmüş, PES ve iris transilüminasyon varlığı araştırılmıştır. Daha sonra hasta ve kontrol grubunda renkli Doppler ultrasonografı ile oftalmik arterin maksimum sistolik hızları(Vmax), diastol sonu hızları(Vmin) ve rezistivite indeksleri(Ri) ölçülmüştür. Hasta grubunda PES'lu gözlerle normal gözlerinin karşılaştırılmasında Vmax ve Vmin değerleri arasında anlamlı fark gözlenmezken(P>0.05). Ri değerleri arasındaki fark anlamlı bulunmuştur(P<0.05). PES'li gözlerin Ri değerleri sağlam gözlere göre anlamlı derecede yüksek çıkmıştır. Hasta grubunun PES'li gözleri ile kontrol grubundaki sağlıklı gözlerin karşılaştırılmasında ise yine Vmax ve Vmin değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark çıkmazken(P>0.05), Ri değerlerinde anlamlı fark bulunmuştur(P<0.05). Hasta grubunda GİA öyküsü olan iki hasta bulunmuştur. Kontrol grubunda ise GİA öyküsüne rastlanmamıştır. Her iki grup arasında GİA yönünden vıfVf34 istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır(P>0.05). Hasta grubunda GİA sıklığı %7.4 olarak bulunmuştur. GİA'lı olgularla hasta grubu arasındaki Vmax, Vmin ve Ri değerlerinin karşılaştırılmasında da Vmax ve Ri değerlerinde anlamlı fark gözlenmezken Vmin değerinde istatistiksel olarak anlamlı fark çıkmıştır(P<0.05). GİA'lı gözlerde Vmin değerininin azaldığı yönünde bir sonuç çıkmıştır. Ancak istatistiksel yorum yapmak için bu değerlerin sayısal yönden yetersiz olduğu görülmüştür. Hasta grubundaki kapsüler glokomlu olgularla kontrol grubundaki PAAG'lu olguların Vmax, Vmin. ve Ri değerleri arasında istatiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır(P>0.05). Hasta grubundaki kapsüler glokomu olanlarla PES'lu ancak glokom olmayan olgular karşılaştırılmış, ancak anlamlı bir fark bulunmamıştır(P>0.05). Kontrol grubunun kendi içinde de PAAG'lu ve sağlıklı gözler arasında istatiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmemiştir(P>0.05). Aynı şekilde kapsüler glokomlu olgularla kontrol grubunun sağlıklı gözleri arasında da bir fark bulunmamıştır(P>0.05). Yapılan biyomikroskopik inceleme sonucunda hem hasta grubu hem de kontrol grubunda iriste transilüminasyon defektine rastlanmamıştır. PES'lu hastaların Ri daha yüksek bulunması, artmış periferik resistansın göstergesi olması açısından hipoksi lehine bir bulgu olarak değerlendirilmiştir. Bizim yaptığımız bu çalışma ile de görülmüştür ki; PES'lu hasta grubunda hipoksiden ve istatistiksel olarak anlamlı olmasa da GİA varlığından bahsedebilmekteyiz. Ancak, GİA ile PES'nun aralarındaki ilişkiyi istatistiksel olarak ortaya koymak için daha geniş hasta grubu üzerinde araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Renkli Doppler ultrasonografı retrobulber dolaşımın hemodinamik parametrilerinin ölçümünde ve görüntülenmesinde kolay uygulanabilen, ucuz, non invaziv ve oldukça doğru sonuçlar veren bir metod olarak karşımıza çıkmıştır. Ancak yapılacak çalışmalarda uygun teknik ve deneyimli personel kullanımı ön planda gözükmektedir.
Collections