Evre II omuz impingement sendromlu hastalarda rehabilitasyonun kısa dönem sonuçları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
BÖLÜM VI. ÖZET Giriş ve amaç : impingement sendromu kronik omuz ağrısı ve fonksiyon kısıtlılığının en sık görülen nedenlerinden birisidir (16). Akromion, korakoakromial ligaman korakoid proçes ve/veya akromioklavikalar eklemin hemen alt kısımlarından geçen rotator kaf mekanizması üzerinde glenohumeral eklemin hareketi ile özellikle fleksiyon ve rotasyonda bası ve sıkışmaya yol açmaları olarak tanımlanabilir. Bu çalışmada, evre II impingement sendromlu omuz hastalarında rehabilitasyon programının kısa dönem sonuçlarını değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve yöntem : Çalışmaya omuz ağrısı olan evre II impingement sendromlu 10 hasta alındı. Hastaların gün içindeki omuz ağrıları VAS ile değerlendirildi. Hastalar, Amerikan omuz ve dirsek cerrahlarının geliştirdiği form ile değerlendirildi. Bu formda ağrı, hareket açıklığı, güç, stabilite, fonksiyonölçümleri yer almaktadır. Pasif internal rotasyon eklem hareket açıklığı ölçümleri goniometri ile yapıldı. Bu formda yer almayan abduksiyon eklem hareket açıklığı yine goniometri ile değerlendirildi. Hastalara izokinetik incelemeden 10-15 dk önce subakromiyal 10 cc %1 lik lidokain injeksiyonu yapıldı. Omuz abduksiyon ve addüksiyonu ile omuz eksternal ve internal rotasyonu kas gücü izokinetik değerlendirmeleri 60 derece/sn ve 180 derece/sn açısal hızda her iki omuz içinde yapıldı. Maksimal tork, total iş ve ortalama güç değerleri ölçüldü, ölçümler rehabilitasyon öncesi ve başlangıçtan 3 ay sonra olmak üzere iki kez tekrar edildi. Hastalara impingement sendromuna yol açan hareketlerden kaçınmaları ve çalışma pozisyonlarını düzeltmeleri önerildi. Hastaların semptomatik omuzlarına infraruj (15 dk), TENS (70Hz, 20 dk) ve ultrason (1.5 watt/cm2 den, 3-8 dk) 3 hafta süre ile verildi. Hastaların omuz ağrısı azaldığında Faz I egzersizleri (Pasif fleksiyonda germe, eksternal rotasyonda germe, internal rotasyonda germe ve ileri adduksiyonda germe) verildi. Hastaların omuz ağrısı kalmadığında ve eklem hareket açıklığı tam olarak sağlandığında Faz II egzersizlerine geçildi. Bant ile submaksimal güçlendirme egzersizleri uygulandı. Faz II egzersizleri tamamlanınca Faz III egzersizlerine geçilip maksimal güçlendirme sağlanmaya çalışıldı. Bulgular : Hastalardan 8 i kadın, 2 si erkekti. Hastalardan birisi miyokard infarktüsü geçirdiği için protokolden çıkarıldı. Hastaların rehabilitasyon öncesi ve sonrası gün içi omuz ağrısı VAS değerleri arasında istatistiksel olarak (p<0.05) anlamlı fark bulundu. 92rotasyon, aktif eksternal rotasyon, pasif total elevasyon değerleri arasında istatistiksel olarak (p<0.05) anlamlı fark bulundu. Rehabilitasyon öncesi her iki omuz 60 derece açısal hızla eksternal rotasyon kas gücü izokinetik maksimal tork ölçüm değerleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark saptandı, internal rotasyon ve abdüksiyon kas gücü maksimal tork ölçüm değerleri arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark olmasada etkilenmiş omuzda maksimal tork ortalaması daha düşük olarak saptandı. Her iki omuz ER : İR 60 derece açısal hızda maksimal tork oranları arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark saptandı. Etkilenmiş omuzda rehabilitasyon öncesi ve sonrası omuz eksternal rotasyon, internal rotasyon ve abdüktörlerine ait kas grupları için 60 derece/sn lik ve 180 derece/sn lik açısal hızlarda maksimal tork, total iş, ortalama güç değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu. Rehabilitasyon öncesi etkilenmiş omuz ER: İR maksimal tork oranları arasında 60 derece açısal hızda istatistiksel açıdan anlamlı fark saptandı. Sonuç olarak bu çalışma evre II impengement sendromlu omuz hastalarında kısa dönem rehabilitasyon sonuçlarının oldukça iyi olduğunu ortaya koymuştur. Bu tip hastalarda fizik tedavi ve terapötik egzersiz programları yeterli iyileşme sağlar. 93
Collections