Gastroşizisde bağırsak hasarı gelişimine intraamniyotik mekonyum konsantrasyonunun etkisi ve bu hasarı engellemede yenidoğan insan idrarının rolü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
24 ÖZET Yenidoğan idrarında `idrar tripsin inhibitörü` denilen bir proteinin miktarının erişkinden fazla olduğu ve bu maddenin enflamatuar etkileri bilinen IL-1B ve TNF-B nin etkisini inhibe ettiği gösterilmiştir. Amniyotik sıvıya fetal idrar yoluyla gelen idrar tripsin inhibitörünün, mekonyum yoluyla gelen enflamatuar maddeleri inhibe edebileceği ve dolayısıyla gastroşizisde oluşan bağırsak hasarını önleyici etki yapabileceği düşünülebilir. Deneysel olarak gastroşizisli civciv embriyolarının bağırsaklarında çeşitli konsantrasyonlardaki mekonyumun etkisi ve bu yolla bulunan bağırsak hasarına yol açan minimal mekonyum konsantrasyonunun oluşturduğu bağırsak hasarını, yenidoğan idrarının önleyebilirliğini araştırmak amacıyla deneysel çalışma planlanmıştır. Bu çalışmada 5 günlük, embriyonlu tavuk yumurtaları kullanıldı. Ameliyat mikroskobu kullanılarak amnioallantoik kavite açılmaksızın, amniyotik kavite açılarak amniotik sıvı aspire edildip, yaklaşık 2.5 mm' lik abdominal duvar defekti oluşturuldu ve bağırsaklar defekten dışarı çıkarıldı. Amniyotik sıvı geri verilerek yumurtalar steril plastik film ile örtüldü. Embriyolar her gün kontrol edilip ölenler etüvden çıkarıldı. Çalışma iki aşamada yapıldı. İlk basamakta serum fizyolojik ile hazırlanmış değişik konsantrasyonlarda mekonyum süspansiyonları amniyotik kaviteye verilerek minimal intestinal hasar oluşturan mekonyum konsantrasyonu (MMK-İH) belirlendi. Çalışmanın ikinci basamağında, minimal hasar oluşturan mekonyum konsantrasyonu doğal ve denature insan yenidoğan idrarı ile hazırlanıp, amniyotik kaviteye verildi. Fertilizasyonun 18. gününde embriyolar yumurtadan çıkartıldı. Mikrobiyolojik inceleme için amniyotik sıvı örnekleri alındı. Bağırsaklarda histopatholojik inceleme yapıldı.25 1/400 mekonyum konsantrasyonu intraamniyotik MMK-İH olarak bulundu. Denature idrar ile hazırlanmış mekonyum grubundaki bağırsakların histopatholojik incelemesinde, serozal kalınlaşma, enflamasyon, fokal fibrin ve kollajen birikimi saptandı. Doğal idrar ile hazırlanmış mekonyum grubunun histopatholojik özellikleri kontrol grubundan farklı değildi. Bağırsak serozası kalınlığı, intraamniyotik 1/400 ve 1/200 mekonyum gruplarında, 1/800, 1/600 mekonyum ve kontrol gruplarına göre anlamlı derecede fazlaydı. Bağırsak serozası kalınlığı denature idrar ile hazırlanmış mekonyum grubunda, doğal idrar ile hazırlanmış mekonyum ve kontrol grubuna göre anlamlı derecede fazlaydı. Çalışmamızda intraamniyotik idrarın zararlı etkisi bir yana, tam tersine mekonyumun oluşturduğu bağırsak hasarı üzerinde koruyucu etki etkisi olduğu gösterilmiştir. İdrarda üriner tripsin inhibitörü gibi antienflamatuar maddeler bulunmaktadır. Bu maddelerin mekonyumun oluşturduğu hasar üzerine koruyucu etkisi olabilir. Çalışmamızda hangi antienflamatuar maddenin bağırsak hasarını engellediği saptanmamış olmakla birlikte idrarın kaynatılıp soğutulması ile idrarın aynı koruyucu etkisinin ortadan kalkması bu madde yada maddelerin protein yapısında maddeler olduğunu düşündürmektedir. Sonuç olarak, gastroşizisde intraamniyotik mekonyum konsantrasyonu belli bir değere ulaştığında bağırsak hasarı oluşturmakta, bu eşik değerin altında dokulara zarar vermemektedir. Fetal idrar zarar verici bir madde olmak bir yana amniyon sıvısında bulunmasının yararlı olabileceği saptanmıştır. İntraamniyotik mekonyumun intraamniyotik idrara oranı gastroşizisde gelişen bağırsak hasarında belirleyici rol oynamaktadır.
Collections