Acil serviste çekilen akciğer grafilerinin nontravmatik göğüs veya nefes darlığı ile başvuran hastalarda klinik tanı ve tedaviye katkısı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Ac grafisi, acil servislerde en çok kullanılan görüntüleme yöntemlerinden biridir. Ac grafisinin acil servislerde uygun ve verimli kullanılması, grafiden klinik ve ekonomik açıdan yüksek kazanç sağlanması için çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Acil servisimize non travmatik göğüs ağrısı ve / veya nefes darlığı ile başvuran hastalara çekilen ac grafisinin klinik tanı ve tedaviye katkısını ve hekimlerimizin ilk tedavi planları ile son tedavi planları arasındaki tutarlılığı araştırmayı amaçladık. Bu kesitsel çalışma, Dokuz Eylül Üniversitesi acil servisine 01 Temmuz- 01 Eylül 2000 tarihleri arasında non travmatik göğüs ağrısı, ve / veya nefes darlığıile başvuran 18 yaş üstü, 387 ardışık hasta ile gerçekleştirilmiş ve her hastaya ac grafisi çektirilmiştir. Grafi sonucuna göre tanı ve tedavi planı değişen hastalar ile yaş ortalaması arasındaki ilişki student t testi ile hesaplanmıştır. Tanı ve tedavi planı değişen hastalar ile cinsiyet, özgeçmiş, başvuru şikayeti, ön tanı, grafi indikasyonu, grafiği tekniği, grafi bulgusu, klinik ön tanı- radyolojik tanı uyumu, son tanı ve son tedavi planı arasındaki ilişkiler ki- kare testiyle değerlendirilmiştir. İlk tedavi planı ile son tedavi planı arasındaki tutarlılık kappa tutarlılık testiyle belirlenmiştir. 387 hastanın 50'sinde (% 12,9), ac grafisi sonrası tanı ve tedavi planında değişiklik saptanmıştır. Ac grafisi sonrası tedavisi yeniden planlanan hastalarda yaş( p= 0. 12 ), cinsiyet ( p= 0. 508 ), özgeçmiş ( p= 0. 68 ) ve grafi tekniği ( p= 0. 82 ) gibi özellikler ile tedavi planı değişikliği arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmamıştır. Başvuru şikayeti ( p= 0. 001 ), ön tanı ( p= 0.001), ilk tedavi planı ( p= 0. 012 ), grafi indikasyonu ( p= 0. 001 ), klinik ön tanı - radyolojik tanı uyumu ( p = 0. 001 ), grafi bulguları ( p= 0. 001 ), son tanı ( p= 0. 001 ) ve son tedavi planı ( p= 0. 002 ) özellikleri ile ac grafisi sonrası tedavi planı değişen ve değişmeyen hastalar arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmıştır. Hekimlerin ilk- son tedavi planları arasındaki tutarlılık ( kappa = 0. 68, p= 0. 001) anlamlı bulunmuştur.62 Nefes darlığı ile başvuran hastalarda, pnömoni, pnömotoraks, KOAH, ac tümörü komplikasyonları ve konjestif kalp yetmezliği düşünülen olgularda ac grafisinin klinik tanı ve tedaviye katkısının yüksek olacağını, komplike olmayan astım, diğer ac hastalıkları, nonspesifik göğüs ağrısı ve diğer kalp hastalıklarında katkının düşük olacağını ve rutin grafilerin katkısının hemen hemen hiç olmayacağını düşünüyoruz. Daha çok sayıda olguyla, randomize, kör ve ileri çalışmalar yapılmasının yararlı olacağı düşüncesindeyiz. Plain chest radiography is one of the most common imaging techniques used in the emergency departments (ED). Cost-effective and rational utilization of chest radiography in ED has been a major concern in the literature. The objective of this study is to investigate the contribution of chest X-rays in the diagnosis and treatment of patients with chest pain or dsypnea and to analyze the reliability between the treatment strategies before and after the radiography. This sectional, observational study was conducted in Dokuz Eylül University Hospital ED between July 1st 2000 and September 1st 2000. Three hundred and eighty seven consecutive adult patients admitted to our ED, with the chief complaints of nontraumatic chest pain and/or dsypnea. The relationship of demographic data with the change in treatment plan after x-ray was analyzed with chi-square test and the coherence between the first and last treatment plans was analyzed via kappa statistics. The treatment plans were changed in 50 of 387 subjects after x-rays. The detection of change of plans was not significantly related to age, sex, disease in the history and radiographic technique. The relationship of plan change and complaint at admission, initial diagnosis, first treatment plan and radiological diagnosis, findings in radiographs and treatment were found statistically significant. The reliability between the first and final treatment plans of emergency physcians was found statistically significant. We concluded that a major contribution of plain chest radiographs could be expected in the diagnosis and treatment of ED patients with dyspnea who were suspected to have pneumonia, pneumothroax, chronic obstructive pulmonary disease, lung cancer and congestive heart disease. On the other hand, the yield of the technique will be small in patients whose initial diagnosis were uncomplicated asthma or other lung diseases, nonspecific chest pain and other cardiac problems. Further large-scale randomized and blinded studies are needed for more conclusive data.
Collections