Tekrarlayan karın ağrısında üst gastrointestinal sistemin endoskopik ve histopatolojik bulguları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
7. Özet Amaç: Bu çalışmada, çocuklarda TKA'nın etyolojisinin aydınlatılmasına yönelik olarak, üst gastrointestinal sistemin endoskopi bulguları, antral biyopsi örneklerinde histopatolojik özellikler ve H. pilori enfeksiyonunun rolü araştırılmıştır. Materyal ve Metot Ocak 2000-Mart 2002 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Gastroenteroloji ve Beslenme Ünitesi'ne karın ağrısı yakınmasıyla başvuran 182 çocuktan TKA kriterlerine uyan, yaşları 6-17 yıl arasında değişen (ortalama yaş: 13.16±2.81 yıl) 64 vaka çalışmaya alınmıştır. Bu vakaların endoskopik ve histopatolojik değerlendirmesi Sydney Sistemi kullanılarak yapılmıştır. Bulgular Altmış dört vakanın 54'ünde (% 84,4) `endoskopik gastrit` saptandı. Kalan 10 vakanın (% 15.6) endoskopi bulguları normaldi. Sydney Sistemi'ne göre en sık görülen gastrit tipi (% 96.2) endoskopik eritematöz /eksudatif gastrit olarak bulundu. Gastiritin lokalizasyonu, 39 vakada (% 72.2) antrum, 11 vakada (% 20.3) antrum ve korpus, 4 vakada (% 7.4) pangastrit şeklinde idi. Endoskopik incelemede 54 vakanın 17'sinde (% 31.4) mide mukozasında nodüler görünüm, 6'sında (% 11.1) duodenal ülser, 5'inde ( % 9.2) özefajit, 4'ünde (% 7.4) antrumda ektopik pankreas ile uyumlu görünüm saptandı. Hızlı üreaz testi ve/veya histopatolojik incelemeyle 64 vakanın 36'sında (% 56.3) H. pilori infeksiyonu saptandı. 57Altmış dört vakanın 31'inde (% 48.4) malnütrisyon saptandı. Ancak H. pilori infeksiyonu açısından malnütrisyonu olan ve olmayan çocuklar arasında fark yoktu (p>0.05). Sydney Sistemi'ne göre histopatolojik değerlendirmede H. pilori infeksiyonu olan grupta mononükleer ve polimorfonükleer hücre infiltrasyonu, glandüler atrofi ve intestinal metaplazi dereceleri H. pilori infeksiyonu olmayan gruba göre artmıştı (p<0.05). Antral biyopsi örneklerinde H. pilori gösterilen 18 vakada; dokuda H. pilori yoğunluğu ile mononükleer (r=0.681; p=0.002) ve polimorfonükleer hücre infiltrasyonu (r=0.621; p=0.006), glandüler atrofi (r=0.681; p=0.002), intestinal metaplazi (r=0.567; p=0.014) arasında pozitif ilişki bulundu. Glandüler atrofi ile intestinal metaplazi arasında da pozitif ilişki saptandı (r=0.510; p=0.030). intestinal metaplazi H. pilori infeksiyonu olmayan grupta görülmezken glandüler atrofi sadece bir vakada mevcuttu. Histopatolojik incelemesi yapılan 27 çocuk içinde H. pilori infeksiyonu olan grup (n=18) ile olmayan grup (n=9) arasında, endoskopik gastrit varlığı, gastrit şiddeti ve gastrit tipi açısından fark bulunmadı (p>0.05).H pilori infeksiyonu olan (n=36) ve olmayan (n=28) grup karşılaştırıldığında yaş, cins, vücut ağırlığı, boy, MAC, TSF, % TSF, BMI, % BMI, yaşa göre boy ve boya göre vücut ağırlığı açısından fark saptanmadı (p>0.05). H pilori infeksiyonu olan (n=36) ve olmayan (n=28) gruplar arasında ağrının süresi, sıklığı, lokalizasyonu, retrosternal ağrı, uykudan uyandıran ağrı varlığı, kusma, ishal, konstipasyon, iştahsızlık, kilo kaybı, bulantı gibi semptomlarda da fark yoktu (p>0.05). Endoskopik olarak gözlenen mukozada nodüler görünüm ve duodenal ülser 58sıklığı, H. pilori infeksiyonu olan grupta artmıştı (p<0.05). Tekrarlayan karın ağrısı vakalarından H. pilori infeksiyonu olanların (n=36) 20'si 1 ay-3 yıl arasında izlenmiş olup 14 vakada (% 70) klinik düzelme saptandı. H. pilori infeksiyonu olmayan vakaların (n=28) ise 13'ü 3 ay-2 yıl izlenmiş olup 1 vakada (% 7.6) klinik düzelme gözlendi. Sonuç: Bu çalışma ile TKA'nda H. pilori infeksiyonunun önemli yer tuttuğu ve tedavi sonrası yüksek klinik cevap oranlan ile TKA vakalarının en azından bir kısmının etyolojisinden primer olarak H. pilori infeksiyonunun sorumlu tutulabileceği düşünülmüştür. Çalışmamızda TKA vakalarında, yüksek oranda endoskopik gastrit ve H. pilori infeksiyonu, duodenal ülser, ektopik pankreas gibi organik lezyonların saptanması ile, gün geçtikçe TKA'nın organik nedenlerinin daha çok ortaya konmaya başlandığı gösterilmiştir. TKA vakalarında endoskopik olarak yüksek oranda saptadığımız değişiklikler nedeniyle üst gastrointestinal sistem endoskopisinin kullanımının yaygınlaştırılması gerekliliğine dikkat çekilmiş olup Sydney Sistemi'nin endoskopik ve histopatolojik olarak çocukluk çağında kullanılabilirliği değerlendirilmiştir. Anahtar kelimeler Sidney Sistemi, tekrarlayan karın ağrısı, çocuk, H. pilori, gastrit, üst gastointestinal sistem endoskopisi 59 8. Summary Upper Gastrointestinal Endoscopy and Histopathological Findings in Children with Recurrent Abdominal Pain Aim: The aim of the present study is to evaluate of the role of upper gastrointestinal endoscopy, endoscopic and histopathological findings in children with recurrent abdominal pain (RAP) by using Sydney System and yo assess the role of H. pylori gastritis as a cause of RAP in children. Material and method: According to RAP diagnostic criteria, 64 (mean age: 13.16±2.82 years; range: 6-17 years) of 182 children who were seen in Dokuz Eylül University Faculty of Medicine Pediatric Gastroenterology and Nutrition Unit between January 2000-March 2001, were enrolled in the study. Endoscopic and antral histopathological evaluation were performed by using Sydney System. Results: We found `endoscopic gastritis` in 54 (84.4 %) of 64 children. The most commonly seen endoscopic gastritis type according to Sydney System was endoscopic erythematous/exudative gastritis (81.3 %). The localization of gastritis was antrum in 39 cases (72.2 %), antrum and corpus in 1 1 (20.3), pangastritis in 4 (7.4 %). Nodularity of gastric mucosa was observed in 17 of 54 cases (31.4 %) and duodenal ulcer in 6 (11.1 %), esophagitis in 5 (9.2 %), ectopic pancreas in 4 (7.4 %) by upper gastrointestinal endoscopy. 60H. pylori infection was identified by using rapid- urease test and/or histopathological evaluation in 36 of 64 children (56.3 %). At the entry, malnutrition was found in 31 children (48.4 %). However, there was no difference between malnourished and well-nourished children in H. pylori infection (p>0.05). The antral biopsy specimens which were evaluated according to Sydney System were compared in H. pylori positive and H. pylori negative patients. The mononuclear, neutrophilic infiltrates, glandular atrophy and intestinal metaplasia were found to be markedly increased in H. pylori infected group (p<0.05). There were positive correlations between H. pylori dansity versus mononuclear (r=681; p=0.002), neutrophilic infitrates (r=0.621; p=0.006), glandular atrophy (r=0.681; p=0.002) and intestinal metaplasia (r=0.567; p=0.014) in H. pylori infected group (n=18). However, we also found positive correlation between intestinal metaplasia and glandular atrophy (r=0.510; p=0.030). Intestinal metaplasia was not observed in H. pylori negative group. Only in one patient had mild glandular atrophy in the same group. Between H. pylori negative (n=9) and positive group (n=18) by histopathologically, there were no differences in presence of endoscopic gastritis, severity of gastritis and type of gastritis (p>0.05). We did not find differences between H. pylori positive (n=36) and H. pylori negative patients (n=28) for age, gender, body weight, height, MAC, TSF, % TSF, BMI, % BMI, Ht/age and Wt/Ht (p>0.05). We found no difference for the duration, frequency and localization of pain, and symptoms such as heartburn, nocturnal pain, nausea, vomiting, 61diarrhea, constipation, poor appetite, loss weight between two groups. Among H. pylori infected children, endoscopically presence of mucosal nodularity and duodenal ulcer were higher than H. pylori negative group (p<0.05). Twenty of 36 H. pylori infected children with RAP had been followed, 14 cases (70 %) recovered clinically. In H. pylori negative group (n=28) 13 cases had been followed and only one child (7.6 %) recovered. Conclusion: The role of H. pylori infection in RAP is important because high clinical response to H. pylori eradication therapy was observed. We suggest that, H. pylori infection is responsible for at least some of the cases RAP. The high rate of endoscopic gastritis, H. pylori infection, duodenal ulcer and ectopic pancreas as organic etiological factors of RAP in our study suggested that, in the future, more organic etiological factors might be determined in RAP with developing technology. The upper gastrointestinal endoscopy must be used more widely in chilhood because of the high rate of detection of changes in upper gastrointestinal system endoscopically in our study. In addition, we demostrated that, Sydney System in childhood could be used in evaluating endoscopic and histopathological findings as well as in adults. Key words: Sydney System, RAP, children, H. pylori, gastritis, upper gastrointestinal endoscopy 62
Collections