İzmir bölgesi kadın polülasyonunda KBT kemik mineral yoğunluğu normal referans değerleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
.ÖZET Osteoporoz kemik kitlesinde kayıpla karakterize metabolik bir hastalıktır. Osteoporozun klinik önemi kemik kırıklarına yol açmasından kaynaklanmaktadır. Bu durumun morbilitesi ve tedavi maliyeti oldukça yüksektir. Osteoporozda doğru tam ve takip, komplikasyonların ve yanlış tedavi rejimlerinin önlenmesinde önem taşımaktadır. Günümüzde osteoporoz tanısına yönelik olarak kemik kitle düzeylerinin belirlenmesinde KBT yaygın bir kullanım alanına sahiptir. Pik kemik kitlesi ve ileri yaşlarda kemik kaybını tetikleyen olaylar osteoporozun derecesini belirler. Pik kemik kitle düzeyini ise cinsiyet, ırk, gonodal aktivite, egzerzis gibi birçok faktör belirlemektedir. Bu nedenle farklı toplumlarda farklı kemik dansite değerleri görülebilmekte ve ölçümler toplumdan topluma değişebilmektedir. Bu çalışmamızda İzmir kadın popülasyonunda KBT KMY normal referans değerlerini ve menopozun bu sürece olan etkisini belirlemeye çalıştık. Bu amaçla 1604 kadın olguya ait lomber vertebra (L1,L2,L3) KBT KMY değerleri incelenmiştir. İlk aşamada her üç vertebradan elde edilen KMY değerlerinin ortalaması bulunmuş ve tüm olgulara ait vertebra KMY ortalamaları lineer regresyon testi ile analiz edilerek kemik kaybının genel eğimi belirlenmiştir. Takiben olgular yaş gruplarına göre 6 dekatta sınıflandırılmıştır. Elde edilen dekat ortalamaları arasındaki fark t testi ile karşılaştırılmıştır. Pik kemik kitlesinin gözlendiği dönemin belirlenmesini takiben yaşam süreci boyunca meydana gelen toplam ve ortalama yıllık kemik kayıpları hesaplanmıştır. WHO tarafından belirlenen t skor formülü kullanılarak çalışma grubuna ait osteoporoz eşit değerleri belirlenmiştir. Grup verileri diğer ülkelere ait verilerle karşılaştırılmıştır. Menopozun kemik kaybı üzerindeki etkisini incelemek amacıyla menapoza girmiş ve girmemiş kadınların KMY leri karşılaştırılmıştır. KMY ortalaması 20-29 yaş grubunda 170.97±22.48mg/cm3 düzeyinde olup dekatlar arası enyüksek değeri oluşturmaktadır. Bu değer 60 yaş grubu üzerinde 94.74±23.21 mg/cm3 altına düşmektedir. İlk ve son dekat arasındaki ortalama gözönüne alındığında kemik kaybı 90.97 mg/cm3 düzeyinde gerçekleşmiştir. Dekatlar arasındaki fark tüm yaş grupları için istatiksel olarak anlamlı bulunmuştur. KMY değerlerinin yaşa göre gösterdiği değişim lineer regresyon testi ile analiz edilmiş olup 20-80 yaş arası ortalama yıllık ve yaşam boyunca kayıp yüzdeleri %1.56 ve %71.4 bulunmuştur. Pik kemik kitlesine erişim sonrası 40 yaş ve üzeri dönemde ortalama yıllık ve yaşam boyu kayıp %2.31 ve %63.39 olmaktadır. 20-39 yaş grubuna ait pik kemik kitle değerleri göz önüne alındığında t skor osteoporoz eşik değeri 107.26 mg/cm3 tür.379 kişi (%23.63) premenapozal, 1225 kişi (%76.37) postmenapozal dönemde olan grubun menapoz yaş ortalaması 45.96 olarak hesaplanmıştır. 40-49 yaş grubunda olguların ortalama KMY değeri 151.556 gr/cm, menapoza girmiş olanlarda ise 135.159 gr/cm olarak bulunmuştur. İki grup arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Sonuç olarak GE 9800 High Light Advantege BT cihazı ile İzmir kadın populasyonuna ait KMY referans değerlerini ve menapozun bu sürece olan etkisini belirlemiştir. .SUMMARY Osteoporosis is a metabolic disease characterized with loss in bone mass. The clinical importance of osteoporosis is due to bone fractures. The morbidity and treatment expenses of this condition is very high. Diagnosis and follow-up has great value in preventing complications and false treatment regimens. In assessment of peak bone mass in osteoporosis, QCT is an important modality. Peak bone mass and the events that trigger bone loss establishes the osteoporosis level. Peak bone mass is affected by several factors like sex, race, gonadal activity and exercise. Thus, different BMD values can be seen in different societies. Measurements also change from one society to another. In this study, we tried to establish QCT BMD normal reference values and the affect of menopouse on this process in Izmir women population. For this, we used L1,L2,L3 QCT BMD values of 1604 women. First we calculated the mean BMD value of these vertebrae and assessed the general slope. Then we classified the cases in 6 decades according to the age groups. We compared the mean QCT BMD values of decades with each other by student t-test and assessed the osteoporosis cut-off value by using t-score of WHO. In addition to the items mentioned above, we analyzed the affect of menopouse on bone loss by comparing the BMDs of women who are in menopouse with the women who are not in menopouse. Among all decades, 20-29 age group has the highest BMD value, 17.97 ± 22.48 mg/cm3. In the ages over 60, the QCT BMD values were less than 94.74 ± 23,21mg/cm3. The difference between the mean values of first and last decade was 90.97mg/cm3. The differences between decades were all statistically significant. The annual and lifelong percentages of bone loss between ages 20 and 80 were 1.56 % and 71.4 %. After reaching the peak bone mass, after the age of 40, the mean annual and lifelong bone loss were 2.31 % and 63.39 %, respectively. Osteoporosis cut-off value depending on the mean BMD value of the subjects between 20-39 years of age was 107.26 mg/cm3. The menopouse mean age of the group was 45.96. 379 of the subjects were premenopousal (23.63%), 1225 were postmenopousal (76.37%). In 40-49 age group, the mean BMD values of premenopousal and postmenopousal subjects were 151.556 gr/cm3 and 135. 159 gr/cm3. The difference between these groups was statistically significant.As a conclusion, we established the BMD normal reference values of Izmir women population and analyzed the affect of menopouse on this process.
Collections