Elektif perkütan koroner revaskülarizasyonda trimetazidinin kardiyoprotektif etkisinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
7. ) ÖZET AMAÇ : Bu çalışmanın amacı, ilk 3 -KAT inhibitörü olan TMZ'in anjiyografik olarak ispatlanmış koroner arter hastalığı olan ve perkütan revaskülarizasyon planlanan hastalarda, potansiyel kardiyoprotektif etkisini değerlendirmektir. Koroner arter hastalıklarında, epikardiyal koroner arterlerde ciddi darlık yaratan lezyonların neden olduğu klinik durumların tedavisinde perkütan koroner revaskülarizasyon yöntemleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak tedavi amaçlı girişimsel kardiyolojik işlemlerde bir miktar miyokardiyal hasarlarıma meydana gelebilmektedir. PTKA'nın emniyetini artırmak için, farmakolojik olarak kardiyomiyositleri destekleyebilecek ajanların kullanılması faydalı olabilir düşüncesinden hareketle, elektif perkütan koroner revaskülarizasyondan önce TMZ ile farmakolojik olarak kardiyomiyositleri desteklemenin kardiyoprotektif etkisi olabileceği hipotezi bu çalışmada test edilmiştir. METOD VE BULGULAR : Çalışmaya 54 ( 44 erkek, 10 kadın ) hasta alındı. 28 ( 23 erkek, 5 kadın ) hasta içeren Grup 1 'e TMZ 3 x 20 mg / gün p.o. işlem öncesinde 3 gün süreyle verildi. 26 ( 21 erkek, 5 kadın ) hasta içeren Grup 2 kontrol grubu olarak alındı. Tüm hastalardan revaskülarizasyon işleminden hemen önce ve işlem sonrası 4 'üncü, 24'üncü, ve 48 'inci saatlerde alman kan örneklerinde cTnT, myoglobin, ve CK-MB düzeyleri; girişimden hemen önce ve işlem sonrası 24'üncü, ve 48 'inci saatlerde alman kan örneklerinde CRP düzeyleri ölçüldü. İki grup arasında temel klinik özellikleri, işlem öncesi anjiyografik özellikleri, ve işlem özellikleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark olmayıp benzerdi. Grup l'de CK-MB'nin işlem öncesi ( 10,3214 ± 3,31 164 U / L ) ve işlem sonrası ulaştığı pik değer ( 10,6071 ± 2,71265 U / L ) arasında isatistiksel olarak anlamlı fark yok iken ( p = 0,670 ), Grup 2 'de CK-MB'nin işlem sonrası ulaştığı pik değer ( 14,1154 ± 4,4929 U / L ) işlem öncesi değerden ( 9 ± 3,00666 U / L ) istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksekti ( p < 0,001 ). CK-MB'nin işlem sonrası ulaştığı pik değer ile işlem öncesi değer arasındaki fark ( A CK-MB ) Grup l'de 0,29 U / L, Grup 2'de 5,12 U / L idi. Ve Grup 2'de Grup 1 'e kıyasla istatistiksel olarak anlamlı derecede daha fazla idi ( p < 0,001 ). Grup l'de cTnT'nin işlem öncesi ( 0,01 ng / mi ) ve işlem sonrası ulaştığı pik değer ( 0,0105 ± 0,00123 ng / mi ) arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu ( p = 0,066 ). Grup 2'de cTnT'nin işlem sonrası ulaştığı pik değer ( 0,0161 ± 0,02553 ng / mi ) işlem öncesi değerden ( 0,01 ng / mi ) istatistiksel olarak anlamlı olmasa da bir miktar yüksekti ( p = 0,068 ). cTnT'nin işlem sonrası ulaştığı pik değer ile işlem öncesi değer arasındaki fark ( A cTnT ) Grup l'de 0,0005 ng / mi, Grup 2'de 0,0061 ng / mi idi ve istatistiksel olarak 54anlamlı olmamakla beraber Grup 2'de Grup l'e kıyasla bir miktar daha fazla idi ( p = 0,747 ). Grup l'de myoglobinin işlem sonrası ulaştığı pik değer ( 44,5121 ± 15,53898 ng / mi ) işlem öncesi değerden ( 38,1196 ± 14,86339 ng / mi ) istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksekti ( p = 0,003 ). Grup 2'de myoglobinin işlem sonrası ulaştığı pik değer ( 45,8323 ± 19,19418 ng / mi ) işlem öncesi değerden ( 35,2673 ± 9,45668 ng / mi ) istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksekti ( p < 0,001 ). Myoglobinin işlem sonrası ulaştığı pik değer ile işlem öncesi değer arasındaki fark ( A Myoglobin ) Grup l'de 6,39 ng / mi, Grup 2'de 10,56 ng / mi idi; bu fark Grup 2'de Grup l'e kıyasla bir miktar fazla olsa da istatistiksel olarak anlamlı değildi ( p = 0,574 ). Grup l'de CRP'nin işlem sonrası ulaştığı pik değer ( 14,3243 ± 10,43746 mg / L ) işlem öncesi değerden ( 10,7954 ± 9,97491 mg / L ) istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksekti ( p < 0,001 ). Grup 2'de CRP'nin işlem sonrası ulaştığı pik değer ( 17,9769 ± 10,54064 mg / L ) işlem öncesi değerden ( 8,3385 ± 5,73844 mg / L ) istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksekti ( p < 0,001 ). CRP'nin işlem sonrası ulaştığı pik değer ile işlem öncesi değer arasındaki fark ( A CRP ) Grup l'de 3,53 mg / L, Grup 2'de 9,63 mg / L idi ve Grup 2'de Grup l'e kıyasla istatistiksel olarak anlamlı derecede daha fazla idi ( p = 0,005 ). SONUÇ : Bu çalışma ilk 3 -KAT inhibitörü olan TMZ'in, akut koroner sendromu olmayan, anjiyografık olarak koroner arter hastalığı bulunan ve elektif koşullarda tedavi amaçlı başarılı ve komplikasyonsuz perkütan koroner girişim yapılan hastalarda, kardiyoprotektif etkisinin değerlendirildiği, prospektif, randomize, vaka kontrollü bir çalışmadır. Perkütan koroner revaskülarizasyon uygulanan hastalarda TMZ ile CK-MB artışı önlenmiş ve CRP artışı azalmış, bu yolla kardiyoprotektif etki sağlanmıştır. Bu çalışmanın sonuçları, PTKA sırasında TMZ ile sağlanan kardiyoproteksiyonun daha fazla sayıda hasta içeren çalışmalarla araştırılması gereksinimini ortaya koymaktadır. ANAHTAR SÖZCÜKLER : Trimetazidin, minimal miyokardiyal injuri, perkütan koroner revaskülarizasyon. 55 8. ) SUMMARY OBJECTIVE : The aim of this study was the assesment of the potential cardioprotective effects of trimetazidine ( TMZ ), the first 3-ketoacyl coenzyme A thiolase ( 3 -KAT ) inhibitor, in patients with known coronary artery disease proved with coronary angiography and planned to be percutaneously revascularized. In coronary artery disease, percutaneous coronary revascularization procedures are widely used for the treatment of critical lesions in major epicardial coronary arteries. However, during percutaneous coronary interventions some damage to myocardial tissue may occur. To increase the safety of percutaneous transluminal coronary angioplasty ( PTCA ), thinking that pharmacologically supporting the myocytes before elective percutaneous coronary revascularization procedures may be helpful, in this study, we tested if pharmacologically supporting the cardiomyocytes with TMZ before elective percutaneous coronary revascularization provides some cardioprotective effect. METHODS AND FINDINGS : 54 patients ( 44 male, 10 female ) were included in this study. 28 patients ( 23 male, 5 female ) were given TMZ 3 x 20 mg / day p.o. for 3 days before intervention ( Group 1 ). 26 patients (21 male, 5 female ) were in control group ( Group 2 ). From all patients included in study, a blood sample was drawn immediately before the intervention and this procedure was repeated at 4. hour, 24. hour and 48. hour after the procedure. At samples drawn before intervention, at 4. hour, 24. hour and 48. hour serum levels of cTnT, myoglobin and CK-MB were measured. CRP serum levels were measured at samples drawn before intervention, at 24. hour and 48. hour. Clinical, angiographic lesion and procedural characteristics were similar between two groups. In Group 1, there was no statistically significant difference between basal ( 10,3214 ± 3,31164 U / L ) and postprocedural peak ( 10,6071 ± 2,71265 U / L ) levels for CK-MB ( p = 0,670 ); but in Group 2, postprocedural peak level of CK-MB ( 14,1 154 ± 4,4929 U / L ) was statistically significantly higher than the basal level ( 9 ± 3,00666 U / L ) ( p < 0,001 ). The difference between CK-MB peak and basal levels ( A CK-MB ) was 0,29 U / L for Group 1 and 5,12 U / L for Group 2. This difference was statistically significantly greater in Group 2 compared to Group 1 ( p < 0,001 ). In Group 1, there was no statistically significant difference between basal ( 0,01 ng / ml ) and postprocedural peak ( 0,0105 ± 0,00123 ng / ml ) levels for cTnT ( p = 0,066 ). In Group 2, postprocedural peak level of cTnT ( 0,0161 ± 0,02553 ng / ml ) was higher than the basal level ( 0,01 ng / ml ) but this difference was not statistically significant ( p = 0,068 ). The difference between cTnT peak and basal levels ( A cTnT ) was 0,0005 ng / 56ml for Group 1 and 0,0061 ng / ml for Group 2, and although statistically insignificant, a little bit greater in Group 2 compared to Group 1 ( p = 0,747). In Group 1, postprocedural peak level of myoglobin ( 44,5121 ± 15,53898 ng/ ml) was statistically significantly higher than the basal level ( 38,1196 ± 14,86339 ng / ml ) ( p = 0,003 ). In Group 2, postprocedural peak level of myoglobin ( 45,8323 ± 19,19418 ng / ml ) was also statistically significantly higher than the basal level ( 35,2673 ± 9,45668 ng / ml ) ( p < 0,001 ). The difference between postprocedural peak and basal levels for myoglobin ( A Myoglobin ) was 6,39 ng / ml for Group 1 and 10,56 ng / ml for Group 2. Although this difference was greater in Group 2 compared to Group 1 it was not statistically significant ( p = 0,574 ). Postprocedural peak level ( 14,3243 ± 10,43746 mg / L ) was statistically significantly higher than the basal level ( 10,7954 ± 9,97491 mg / L ) in Group 1 for CRP ( p < 0,001 ). In Group 2, postprocedural peak level of CRP ( 17,9769 ± 10,54064 mg / L ) was also statistically significantly higher than the basal level ( 8,3385 ± 5,73844 mg / L ) ( p < 0,001 ). The difference between postprocedural peak and basal levels for CRP ( A CRP ) was 3,53 mg / L for Group 1, and 9,63 mg / L for Group 2, and this difference was statistically significantly greater in Group 2 compared to Group 1 ( p = 0,005 ). RESULTS : This study is a case-controlled, randomized, prospective trial that assessed the cardioprotective effect of TMZ, the first 3 -KAT inhibitor, in patients with angiographically proven coronary artery disease who does not have acute coronary syndrome and undergo elective percutaneous coronary intervention succesfully and with no complication. CK-MB increase was inhibited and CRP increase was blunted with cardioprotective effects of TMZ in patients undergoing percutaneous coronary revascularization. The results of this study concludes that cardioprotection provided by TMZ during PTCA needs to be further investigated with studies containing more patients. KEY WORDS : Trimetazidine, minimal myocardial injury, percutaneous coronary revascularization. 57
Collections