Hafif kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan olgularda fonksiyonel solunumsal parametreler ile klinik egzersiz testleri arasındaki ilişki
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Önemli mortalite ve morbidite nedeni olan ve prevalansı giderek artan bir hastalık olan KOAH'ta, halen tanı için yeni yöntemlere gereksinim olduğu gibi; hastalığın şiddetini belirleyebilmek, tedavinin etkinliğini değerlendirebilmek ve hastalığın tüm boyutlarını ölçebilmek için yeni klinik sonuçlar ve belirteçlere gereksinim vardır. Tanı ve hastalık şiddetini belirlemede 1. saniye zorlu ekspirasyon volümü (FEV1) yaygın şekilde kullanılmaktadır. Ancak KOAH'ın erken döneminde, klinik bulgularla ve KOAH'a bağlı mortalite ile korelasyonu zayıftır. FEV1' den daha güçlü başka ölçütlerin belirlenmesi ve geçerliliklerinin gösterilmesi yararlı olabilir. Bu amaçla çalışmamızda, olgu grubunda, FEV1 esas alınarak yapılan sınıflama ile KOAH şiddetinin kardiyopulmoner egzersiz testi (KPET) parametreleri ile korelasyonunu araştırdık. Kontrol grubunda ise yakınmaları basit spirometrik ölçümler ile açıklanamamış olgularda, erken tanısal yaklaşım alternatifi olarak KPET'in kullanılabilirliğini ve her iki grupta egzersizin farklı evrelerindeki kardiyopulmoner yanıtlara neden olan fizyopatolojik mekanizmaları ortaya koymaya çalıştık.Yöntem: Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi (DEÜTF) Hastanesi Göğüs Hastalıkları polikliniğine başvuran tüm olgular değerlendirildi. GOLD kriterlerine göre hafif KOAH tanısı ile takip edilen ve yeni tanı konulmuş, bronkodilatatör ve antiinflamatuvar tedavi almayan 40 olgu ile, anlamlı sigara öyküsü olan, solunum fonksiyonlarını etkileyecek herhangi bir sistemik hastalığı bulunmayan ve bronkodilatatör, antiinflamatuvar tedavi almayan, FEV1/FVC >%70 olan 52 risk altındaki olgu Haziran 2010-2011 tarihleri arasında çalışmaya dahil edildi. Post-bronkodilatatör SFT, altı dakika yürüme testi (6 DYT) ile KPET uygulandı.Bulgular: Hafif KOAH'lı olgularda risk grubu ile karşılaştırıldığında egzersiz kısıtlanması olduğunu saptadık. Egzersiz yanıt modelleri değerlendirildiğinde, hafif KOAH'lı olgularda erken dönemde egzersiz kısıtlanmasının varlığını ortaya koyduk. Risk altındaki olguları değerlendirdiğimizde ise, sigara içmeye devam eden olgularda da egzersizin erken döneminde bir sınırlanmanın pik egzersiz dönemindeki kısıtlanmaya yol açtığı sonucunu buldukSonuç: Hafif KOAH'lı olguların sigara öyküleri risk altındaki olgulardan anlamlı olarak daha fazladır. Yoğun tütün dumanı maruziyeti daha ciddi pulmoner hasara yol açmaktadır. Hafif KOAH'ta ortaya çıkan hasar, baskın olarak periferik havayollarında ortaya çıkmaktadır. Küçük havayolu hastalığı ile ilişkili olabilecek ventilatuvar fonksiyonel bozukluk efor kapasitesini etkiliyor gibi görünmektedir. Periferik havayolu hastalığının yaygınlık ve şiddetini daha hassas olarak tanıyabilen yöntemler, KOAH'ın erken tanısında spirometrik ölçümler ile birlikte kullanılabilir. Aim: COPD, which is the main reason of mortality and morbidity and of which prevalance spreads gradually, still needs new approaches for diagnosis , and it?s also necessary to have clinical results and indications (symptoms) to determine severity of disease, to evaluate effectiveness of the treatment and by doing so, to analyse all aspect of the disease. FEV1 is used commonly to diagnose and determine severity of disease. However, there is a low correlation between clinical findings on the early stage and mortality stemming from COPD. It might be useful to determine and display validity of other criteriae which are more reasonable than FEV1. To this end, we studied if there is a difference in cardiopulmonary response between cases which have been diagnosed as stage 1 COPD according to GOLD criteriae and cases which are considered as a risk group to exercise.Method: All cases admitted to chest diseases outpatient clinic under the body of Dokuz Eylul University Medical Faculty (DEUMF) were analysed . Two different groups of cases were included in the study; one is composed of 40 cases followed with the diagnosis of stage 1 COPD according to GOLD criteria and just diagnosed without bronchodilator and antiinflammatory treatment while the other is composed of 52 cases with FEV1 / FVC > 70 % under risk that have appropriate smoking history with no systematic disease record affecting the respiratory system and not treated with bronchodilator and antinflammatory drugs postbronchodilator pulmonary function tests (PFR), 6 minute walking test (6 MWT) and cardiopulmonary exercise testing (CPET) were applied on each group.Results: When the cases with stage 1 COPD were compared with the group at risk, we determined that there is an exercise limitation. Our study on the exercise response types showed us that stage 1 COPD cases have exercise limitation at the very early stage. Taking into consideration the cases at risk, we found out that a limitation at early stage of exercise for the cases that keep smoking causes a limitation on the highest stage of exercise.Conclusion: Smoking history of cases with stage 1 COPD is apparently longer than those at risk. Intensive smoke exposure causes more serious pulmonary damage. Damage observed in stage 1 COPD occurs dominantly in peripheral airways. Ventilatory dysfunction likely to be associated with small airway disease seems to affects effort capacity. Methods, which can sensitively determine prevalence and severity of small airway disease, can be used together with spirometric measurements for the early diagnosis of COPD.
Collections