2010-2014 yılları arasında tıbbi uygulama hatası iddiası ile adli tıp kurumu izmir grup başkanlığında otopsisi yapılan olguların değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş ve Amaç: Tıbbi uygulama hataları dünyada ve ülkemizde etik, hukuki, tıbbi, eğitimsel ve yönetimsel yönleriyle her geçen gün daha fazla tartışılan çok boyutlu bir konudur. Son yıllarda tıbbi uygulama hatası iddialarında artışların olduğu gözlenmektedir. Tıbbi uygulama hatası iddiası bulunan ve ölümle sonuçlanmış olguların değerlendirilmesinde otopsinin önemli bir yeri vardır. Adli nitelik kazanmış ölümlü olguların adli makamlara bildiriminin yapılmaması da önemli sorunlara yol açmaktadır.Çalışmamızda tıbbi uygulama hatası iddiası ile otopsisi yapılan olguların özelliklerini incelemek, yapılan otopsilerin niteliğini irdelemek, ayrıca adli nitelik kazanmasına rağmen yetkili makamlara hekimler tarafından bildirimi yapılmadan ölüm belgesi düzenlenen olguların özellikleri irdelenerek hekimlerin adli tıp eğitiminin önemine dikkat çekmek amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: 01.01.2010-31.12.2014 tarihleri arasında Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığında otopsisi yapılan olgular içerisinde tıbbi uygulama hatası iddiası bulunan olgular ile hatalı tıbbi uygulama kapsamına girmesi nedeniyle adli nitelikte olmasına rağmen yetkili makamlara bildirilmeden ölüm belgesi düzenlenen ve sonrasında mezarı açılan olguların özellikleri incelendi. Tıbbi uygulama hatası iddiası bulunan olgularda yapılan otopsinin niteliği ile ilgili değerlendirme yapılırken otopsi raporları European Academy of Legal Medicine (EALM) tarafından önerilen kılavuz kapsamında oluşturulan otopsi denetim formuna göre değerlendirildi. İstatiksel analizde Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) 22.0 programı kullanılarak tanımlayıcı istatistikler sayı ve yüzde ile belirtilirken Bağımsız gruplarda t testi ve Mann-Whitney U testi kullanılmış ve p<0,05 değeri anlamlı kabul edilmiştir.Bulgular: 2010-2014 yılları arasında tıbbi uygulama hatası iddiası ile Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığında otopsisi yapılan olgu sayısı 146 olarak bulundu. Olguların %56,8'inin (83)erkek, yaş ortalamasının 38,30 ± 26,41 olduğu görüldü. Olguların başvuru yaptıkları ve iddialara konu olan sağlık birimlerine göre dağılımında ilk sırada devlet hastanelerinin (%44,5) yer aldığı görüldü. Olgular hakkında tıbbi uygulama hatası iddiası bulunan hekimlerin klinik birimlerine göre değerlendirildiğinde en büyük grubu Acil Tıp (%19,9) oluşturduğu gözlendi. Otopsisi aynı gün içerisinde yapılan olguların otopsi denetim formundaki başarı yüzdelerinin yüksekliği istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,039). Mezarı açılarak otopsisi yapılan toplam 45 olgudan %37,8'inin (17) adli nitelikte olgular olduğu halde hekimler tarafından yetkili makamlara bildirilmediği gözlendi. Adli olgular içerisinde en büyük grubu 10 olgu ile (%58,8) trafik kazalarının oluşturduğu, trafik kazası geçiren olgulardan 2 olgunun (%20) yakınının hekimlerden mezarın açılmasına sebebiyet vermeleri nedeniyle şikayetçi olduğu görüldü.Tartışma ve Sonuç: Çalışmamız ülkemizdeki benzer çalışmalarla kıyaslandığında İzmir'de tıbbi uygulama hatası iddiasıyla otopsisi yapılan olgu sayısındaki dikkat çekici bir artış olduğu gözlenmiştir. Konunun çok boyutlu olarak ele alınması gerektiğini düşünmekteyiz. İddiaların aydınlatılmasında otopsi en etkili yöntem olduğundan ülkemizde otopsilerin standardizasyonu için bir kılavuz oluşturulmasının faydalı olacağı görüşüne varılmıştır. Ayrıca adli olgulara yaklaşım ile ilgili hekimlere yönelik eğitim faaliyetlerinin artırılmasının da hatalı tıbbi uygulamaları azaltacağı düşünülmüştür.Anahtar Kelimeler: Tıbbi uygulama hatası, otopsi, denetim formu, adli olgu bildirimi. Introduction and objectives: Medical malpractice is a sophisticated issue which is being disscussed about it's ethical, legal, medical, educative and administrative aspects more with every passing day in the world and in our country. In recent years, it is seen that there is an increase in malpractice claims. Autopsy has an important role in assessment of cases with malpractice claims which were resulted with death. Making no notification to the authorities about cases which gained a judical nature and resulted with death, may cause important problems.In our study, taking attention to the importance of forensic medicine education of physicians is aimed by assessment of characteristics of cases involving malpractice claims which's autopsies were performed, examining the quality of performed autopsies, also examining the cases which's death certificates were edited by physicians without not making any notification to the authorities although these cases were got a judical nature.Materials and Methods: In the cases which's autopsies were performed between 01.01.2010-31.12.2014 in İzmir Council of Forensic Medicine, the characteristics of the cases involving medical malpractice claims and the cases which's death certificates were edited without making any notification to the authorities although they had a judical nature due to the falling within the scope of medical malpractice then which's graves were opened were assessed. When making an assessment about the quality of autopsies of the cases involving medical malpractice claims, the autopsy reports were assessed according to the autopsy control form generated within the context of guide suggested by European Academy of Legal Medicine (EALM). Using Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) 22.0 in statistical analyse, when descriptive statistics were defined as numbers and percentages, Mann – Whitney U test and t test were used in independent groups and p<0.05 value was accepted as significant.Results: The number of cases which's autopsies were performed in İzmir Council of Forensic Medicine with medical malpractice claims between 2010-2014 were found 146. 56.8% of the cases (83) were male, the mean age was 38.30 ± 26.41. In the distribution of the cases according to health care centers which were subjected to claims and where the cases applied, the public hospitals were seen in the first place (44.5%). When the physicians who were alleged with the medical malpractice claims about the cases were assessed according to their health care units, the biggest group was seen as emergency medicine (19.9%). The highness of success percentage in autopsy control form of the cases which's autopsies were performed at the same day were found significant statistically (p=0.039). It was seen that 37.8% of the 45 cases (17) which's autopsies were performed after opening their graves, were not notified to the authorities by the physicians although these cases were in judical nature. In legal cases it was seen that the biggest group was the traffic accidents with 10 cases (58.8%), 2 of these traffic accident cases' (20%) relatives lodged a complaint against the physicians as they caused the opening of the grave.Discussion and Conclusion: When our study is compared with similar studies in our country, a remarkable increase was observed in the number of cases which's autopsies were performed with medical malpractice claims in İzmir. We think that this issue should be addresses as multifaceted. As the autopsy is a most efficient method in clarifying the claims, the consensus of generating a guide for standardizing the autopsies in our country was reached. Additionally, we think that increasing in educational activities for physicians about approaching legal cases will decrease the medical malpractices.Key Words: Medical malpractice, autopsy, control form, forensic case report.
Collections