Trans-erkek bireylerde hormonoterapi öncesi ve sonrasında agresyon ve ilişkili faktörler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Cinsel kimlik disforisi ya da cinsiyetinden yakınma (CY), doğumda belirlenen cinsiyetle kişinin dışa vurduğu veya yaşadığı cinsiyet arasındaki farklılıktan duyulan rahatsızlık ile karakterize bir durumdur. Biyolojik cinsiyeti kadın olan ve kendisini erkek olarak tanımlayan kişiler olan trans-erkek bireylerde testosteron uygulaması tıbbi bakımda önemli bir yer almıştır. Şu ana kadar az sayıda çalışmada testosteron kullanımının CY'si olan bireylerde oluşturabileceği öfke dışavurumu, toplumsal cinsiyet rolleri ve beden algısı üzerindeki değişiklikler üzerine odaklanmıştır. Bu çalışmada trans-erkek bireylerde testosteron tedavisi ile öfke seviyesi arasındaki ilişkinin ve bu ilişkiye toplumsal cinsiyet rollerinin beden algısının etkisinin incelenmesi amaçlanmaktadır. Yöntem: Çalışmaya hormonoterapi almayan (n=27) ve alan (n=30) toplam 57 trans-erkek dahil edilmiştir. Bireylerin sosyodemografik özellikleri, araştırmacılar tarafından hazırlanmış olan bir form aracılığıyla toplanmıştır. Tüm katılımcılara Sürekli Öfke – Öfke İfade Tarzı Ölçeği (SÖÖTÖ), Toplumsal Cinsiyet Rolleri Tutum Ölçeği (TCRÖ) ve Çok Yönlü Beden-Benlik (Self) İlişkileri Ölçeği (ÇYBSİÖ) verilerek uygulanmıştır. Hormonoterapi alan grup altı aydan kısa süre hormonoterapi alan (n=10) ve altı ile daha uzun süre hormonoterapi alan (n=20) olmak üzere iki alt gruba ayrılmıştır. Analizler gem hormonoterapi alan ve almayan grup arasında hem de altı aydan kısa süre hormonoterapi alan, altı ay ve üzerinde hormonoterapi alan ve hormonoterapi almayan gruplar arasında yapılmıştır. Kategorik verilerin gruplar arasında karşılaştırılmasında Pearson Chi-square ve Fisher's Exact testi, sürekli verilerin iki grup arasında karşılaştırılmasında Mann Whitney U, ikiden fazla grup arasında karşılaştırılmasında Kruskal Wallis H (anlamlılık halinde posthoc Bonferroni düzeltmesi kullanıldı) istatistiksel analizleri kullanılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişki Pearson korelasyon analizi ile değerlendirilmiştir. Tüm analizlerde p<0,05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Bulgular: Çalışmamızda hormonoterapi alan ve almayan bireylerde SÖÖİTÖ puanları açısından anlamlı bir fark saptanmamıştır. Hormonoterapi süresinde artış ile öfkelenmeye eğilimin artma trendinde olduğu saptanmıştır. Katılımcılarda ÇYBSİÖ ile beden algısı değerlendirildiğinde altı aydan uzun süreli hormonoterapi alan trans-erkek bireylerde, altı aydan kısa süreli hormonoterapi alan trans-erkek bireylere kıyasla ölçeğinden anlamlı derecede beden algısının olumlu olduğu saptanmıştır. Katılımcıların toplumsal cinsiyet rol tutumları TCRTÖ ile değerlendirildiğinde grupların genel anlamda eşitlikçi tutuma sahip olduğu bulunmuştur. Sonuç: Bu çalışma bildiğimiz kadarıyla CY'si olan trans-erkek bireylerde hormonoterapinin agresyon, beden algısı ve toplumsal cinsiyet rolleri tutumu üzerindeki etkisini inceleyen Türkiye'de yapılmış ilk çalışmadır. Çalışmamızda hormonoterapi ile beden algısında olumlu yönde değişim olduğu bulunmuştur. CY'si olan bireylerde beden algısında olumsuz atıfların ön planda olduğu ve insan yaşamında beden algısının psikososyal uyum ve iyilik hali ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Çalışmamızda hormonoterapi ile öfkelenmeye eğilimin artma trendinde olduğu saptanılmıştır. Kişinin içe veya dışa yönelterek ifade ettiği öfke duygusunu sağlıklı düzlemde tutan, duygunun kontrol edilebilmesidir. Bu nedenle özellikle CY'si olan hormonoterapi alan trans-erkek bireylerin klinik değerlendirmesinde öfke eğilimi ve ifade tarzları, değerlendirmenin bir parçası haline getirilmeli, kişinin öfke kontrolünün artırılması amaçlanmalıdır. Anahtar kelimeler: Cinsiyetinden yakınma, hormonoterapi, öfke, beden algısı, toplumsal cinsiyet rolleri tutum Aim & Scope: Gender dysphoria is characterized by high discomfort from the differences between gender that is manifested at birth and by the person manifested or experienced. Testosterone treatment has an important place in medical care in trans male individuals who are born in female biology and who define themselves as male. However, few studies so far have focused on the anger expression, gender roles attitude and changes in body perception that testosterone use can create in individuals with gender dysphoria. In this study, it is aimed to investigate the relationship between testosterone treatment and anger level in transgender individuals and the effect of gender roles on this relationship. Method: A total of 57 trans men who did not receive hormonotherapy (n = 27) and received hormonotherapy (n = 30) were included in the study. `Trait Anger and Anger Expression Scale`, `Gender Roles Attitude Scale` (GRAS) and `Multidimensional Body- Self Relations Questionnaire` (MBSRQ) applied to all participants . In addition, a data form was used to evaluate the sociodemographic characteristics of all participants. The data obtained were evaluated for both groups, and the group receiving hormonotherapy was further divided into two subgroups: those who received hormonotherapy for less than six months (n = 10) and those who received hormonotherapy fors ix months and longer (n = 20). In statistical analysis, Pearson Chi-square and Fisher's Exact test was used to compare categorical data between groups, and Mann Whitney U was used to compare continuous data between two groups, and Kruskal Wallis was used to compare continuous data between more than two groups (posthoc Bonferroni correction was used for significance). The relationship between the variables was evaluated by pearson correlation analysis. p <0.05 was considered statistically significant. Results: In our study, we found that with an rise in the duration of hormone therapy the tendency towards anger increased. The positive body perception was significantly higher in trans male individuals who received hormonotherapy for more than six months compared to trans male individuals who received hormonotherapy for less than six months. When the gender role attitudes of the participants were evaluated with TCRT, it was found that the all groups had an egalitarian attitude in general. Conclusion: To our knowledge this is the first study to examine the impact of hormonotherapy on trans male individuals of aggression, body image and gender role attitudes. In our study, it was found that there was a positive change in body perception with hormonotherapy. It is known that negative attributes in body perception are at the forefront in individuals with gender dysphoria and body perception in human life is related to psychosocial adjustment and well-being. In our study, it was found that the tendency to get angry is in an increasing trend with hormonotherapy. It is the ability to control the anger emotion, which keeps one's feeling of anger -expressed by directing them inside or outside- on a healthy state. Therefore, anger tendency and expression styles should be made a part of the psychiatric evaluation, especially in the clinical evaluation of trans male individuals receiving hormonal therapy. Keywords: Gender dysphoria, hormonotherapy, anger, agression, body image, gender roles attitude
Collections